Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Sinbo direnişçisi Dilbent Türker’in ilk duruşması görüldü

Yayınlandı

on

2 SITE IHK Kopyasi 7 32

Basın açıklamasında ilk sözü alan TOMİS temsilcisi Onur Eyidoğan, Dilbent Türker’in 21 Ocak’ta işten çıkarılmasının hemen ardından dava açtıklarını belirterek şunları söyledi:

 

“Bakanlıklar, yetkililer, kurumlar işçi ve emekçilere mahkemeleri çözüm yolu olarak gösteriyor ancak ‘işe iade’ davası bile ancak 8 ay sonra görülebiliyor. Biz mahkemelerde kazanacağımızı biliyoruz ancak kazanım yıllar sonra geliyor ve geldiğinde işe iade patronun inisiyatifine bırakılıyor.”

 

“Bu ahlaksız düzenin sonucudur KHK’lar ve Kod 29”

 

Ardından İstanbul KHK’lılar Platformu adına söz alan Serap Kılıç şunları vurguladı:

“Aynı KHK’larla bir gecede hayatımızın değiştiği gibi Kod 29’la da işçiler sivil ölüme mahkûm edilmek istendi. Bu ahlaksız düzenin sonucudur KHK’lar ve Kod 29. Bizler, ezilenler, muhalifler olarak işçi ve emekçilerin her zaman yanındayız.”

 

“Sinbo direnişi yol gösteriyor”

 

Devrimci Gençlik Birliği (DGB) söz alarak şunları belirtti:

“Sinbo direnişi özgürlüğümüz, geleceğimiz ve haklarımız için bizlere ne yapmamız gerektiğini gösteriyor. Biliyoruz ki bu direniş aslında çoktan kazandı, düzenin mahkemelerinde de kazanacak. Zafer direnen emekçinin olacak”

 

“Kod 29’a karşı cevabımız direniştir”

 

Genç İşçi Derneği (GİDER) adına yapılan konuşma Sinbo direnişi selamlanarak başladı. GİDER temsilcisi şu ifadeleri kullandı:

 

“Kod 29 patronların işçi düşmanlığı için kullandığı maddedir. Patronlar ceplerini milyonlarla doldururken işçiler açlığa mahkum ediliyorsa buna cevabımız direniştir. GİDER olarak Sinbo direnişçisi Dilbent’in yanındayız.”

 

“Biz işçiler mücadele etmek zorundayız”

 

Ardından Gebze’de taciz ve mobinge karşı mücadele eden Petrol-İş üyesi Alba direnişçisi söz alarak şunları söyledi:

“Kod 29’a karşı direnen arkadaşımız Dilbent’in yanındayız. Kod 29 devlet tarafından patronlara lütuf olarak sunulmuştur ve patronlar işçiler üzerinde sopa olarak kullanmaktadır. Biz işçiler bu topyekun saldırılara karşı mücadele etmek zorundayız. Dilbent’in ve kod 29’a karşı mücadele eden işçilerin yanındayız.”

 

“Sinbo ve Alba’dan öğrenerek mücadeleyi yükseltmeye”

 

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları (İEKK) adına yapılan konuşmada Sinbo direnişinin özellikle kadın işçiler için örnek bir mücadele olduğuna dikkat çekilerek şunlar ifade edildi:

“Sinbo direnişi ile benzer bir örnek Alba’da yaşandı. Kadınlar taciz ve mobinge karşı ses yükseltiyorlar. Sinbo ve Alba’dan öğrenerek mücadeleyi yükseltme çağrısı yapıyoruz.”

 

“Asıl ahlaksızlar, işçilerin canı pahasına sömürüyü katmerleştiren ve onları teşvik edenlerdir”

 

Ardından direnişçi Dilbent Türker okuduğu basın açıklamasında direnişin sürecini, talepleri ve kazanımları anlatarak şu ifadeleri kullandı:

“Kod 29 ‘Ahlak ve iyi niyet kuralına aykırı davranış’ demek. İş yerlerinde tacizcilere, işçi düşmanlarına Kod 29 uygulanmazken insanca çalışma koşulları isteyen bizler ahlaksızlıkla suçlanıyoruz. Görüyoruz ki ahlak kavramı bile sınıfsaldır, patronlara göre ‘iş kazalarında ölmek istemiyoruz’ demek, ‘tacizsiz mobbingsiz çalışmak istiyoruz’ demek ahlaksızlıkmış.

 

Asıl ahlaksızlar, işçilerin canı pahasına sömürüyü katmerleştiren ve onları teşvik edenlerdir.

 

SGK, Kod 29’un 29 rakamı değiştirerek her suçlamaya ayrı bir kod koyarak Kod 29’u kaldırdığını iddia etti ancak hukuksuzca Kod 29 ile işten atılanların mağduriyetleri giderilmedi.

 

25/2 maddesinde ki Kod 29 da ki suçlara getirilen yeni kodlar sendikalaşan işçilere insanlık dışı çalışma koşullarına ses çıkaran işçilere kullanılmaya devam ediyor.”

 

“Sorumlusu, sermayedarlar ve iktidardır”

 

Her sene yüzbinlerce işçinin Kod 29 ve türevleri ile işçilik sicili bozularak işten çıkarıldığına dikkat çeken Türker mahkemelerde kazanıldığını ancak uzun sürdüğünü vurguladı. “Tüm bu haksızlığın hukuksuzluğun sorumlusu sermayedarlar ve onların bir dediğini ikiletmeyen iktidardır” diyen Türker son olarak taleplerini şu şekilde sıraladı:

 

“İşçilere iş ve gelir güvencesi sağlansın

İş yasasının 25/2 maddesi kaldırılsın

Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılsın

Haksız ve hukuksuzca elimden alınan işim geri verilsin.”

 

Atılan sloganlar ile basın açıklaması sona erdi. Bir sonraki duruşma 23 Aralık’a ertelendi.

 

(Kaynak: Kızıl Bayrak)

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending