Açlık sınırının altında olan asgari ücret zammını bile vermeyen Şireci Tekstil’de işçiler, insanca bir ücret için geçtiğimiz Çarşamba gecesi iş bırakmıştı. İşçilerin kent merkezine yürüyüşü valilik tarafından engellenmiş, patron Ahmet Şireci’nin şikayetiyle Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen gözaltına alınmıştı. Daha sonra serbest bırakılan Türkmen de, patron Şireci hakkında “Sendikal çalışmayı engellemek ve anayasal bir hak olan gösteri ve yürüyüş hakkından alıkoyma” gerekçesiyle şikayetçi olmuştu.
En son ise Fatma Şahin işçilere seslendi. Şireci patronuna ovgülerlerle bahseden Fatma Şahin “bu Şireci patronu dediğiniz insan…” diye başlayarak yaptığı konuşmasında güzel bir cilalama yaptı. Bir telefonla okul yaptı, ama ne için? Yeni Fatma Şahin’ler için cami yaptırdı. İşçilere seslenen Fatma Şahin “Ne Şireci ne siz suçlusunuz, aynı gemideyiz, sorun yüksek enflasyon. Cumhurbaşkanımız 2 yıl içinde düşürecek az sabırlı olun.” dedi. Peki sizce de böyle mi?
Mesela Şireci patronu cami, okul ve belediye için yaptığı kamu harcamalarını vergiden düşüyor mudur, yoksa cebinden mi yapıyordur? Nedense benim aklıma Reza Zarrab geliyor, hani o yoluna yatan bakanların olduğu, ödüller alan çok ‘hayırsever’ iş insanı… O da böyle ‘hayırlı işler’ yapardı ve bu hayırseverlerin yaptıkları cami, okul iyi bir reklam kampanyası olurken başları sıkıştığında ilk koşanlar hakkımızı savunsun, yedirmesin diye bizim seçtiğimiz siyasetçiler oluyor.
Tekrar hatırlarsak, Belediye Başkanı Fatma Şahin ne diyor? Şireci patronu çok iyi bir hayırsever. İşçilere “Bu eylemi siz yapmadınız ama arada ortalığı karıştıranlar var.” dedi. Geldiğimiz nokta burası işte. Artık açık açık patronların korumalığını yapan bir siyasal zemin.
Peki en ucuz kiranın 8 bin lira olduğu Antep ilinde çalışan işçiler ne istiyor? İnsan ister istemez “herhalde çok büyük bir şey istiyorlar” diye düşünüyor. Çünkü bir telefonla cami, okul yapan hayırsever patron Şireci bunu kabul edemiyor. Ama buyrun bir birlikte bakalım.
15.000 TL net ücret + devamlılık primi.
Bayram ikramiyesi.
Erzak yardımı.
1500 TL Pazar mesaisi.
Kirası en az 8 bin lira olan işçilerden bahsediyoruz. Talep ettikleri ücret de 15.500 lira. Hayatta kalabilmek, karınlarını doyurabilek için bir ücret istiyorlar. Bakın aslında bizlerin istemesi gereken ücret bu bile değil. En azından yoksulluk sınırı olan 36 bin 91 liradır. Bizim asgari düzeyde yaşayabileceğimiz oran budur. Sadece 3’te 1 kira olarak düşünürseniz bir ölçüde biraz insan gibi yaşayabileceğimiz bir ücret olur.
Şireci’deki çok ‘hayırsever’ patron ve ‘çok iyi çok hayırsever bizim patronumuz!’ diyen belediye başkanının düzenleri batsın. Bunlar bizleri değil kirli çıkar ilişkilerini düşünüyorlar. Belediye başkanı yarın oy için gelecek ve bu kez de diyecek ki “adalet için geliyoruz.” Sen senin yanında olsun diye onu seçiyorsun, o ise patronlara senin emeğini böyle pazarlıyor.