Bizimle iletişime geçin

Açıklama

Üreten Biziz, Yöneten de Biz Olacağız Bu 1 Mayıs’ta Tüm İşçilerle Umudumuz, Direncimiz, Mücadelemizle Kol Kola!

Yayınlandı

on

1mayis aciklama

Kapitalizmin sömürdüğü işçilerin sınıfsal çıkarları ve siyasal özlemleri ortaktır. Tüm dünyada aynıdır. Tam da bu nedenle 1 Mayıs; işçilerin işsizlik, sefalet, yokluk, uzun süren çalışma sürelerine karşı mücadelesiyle doğdu. 8 saatlik iş günü diyerek 1886’dan bu yana tüm dünyada işçiler, hakları için her yıl 1 Mayıs’ta buluştu. Sermaye sınıfı bu köklü geleneği unutturmak, saptırmak için her yolu denedi. Tarihe “birlik, dayanışma ve mücadele günü” olarak geçen 1 Mayıs’ta hep yasak zincirinin altında buluştu işçiler. 1 Mayıs’ın resmi tatil olması bile işçilerin uzun yıllar süren mücadelesi ile sağlandı. İşçilerin bir araya gelmesinden, birliğinden, mücadelesinden korktular. 1 Mayıs’ın sıradan bir gün gibi geçmesini istediler ve bunun için ellerinden geleni yaptılar. Ancak hiçbir yasak işçilerin buluşmasına engel olamadı. 

Kapitalist sistemin nasıl işlediğini görüyoruz. Bizi kanımızın son damlasına kadar sömüren, emeğimize el koyan bu düzenin gerçek yüzü tüm çıplaklığıyla ortada. Pandemiden en çok işçiler etkilendi. Sağlıkta bile sınıf farkı vardı, eşit değildik. Bırakalım sağlıklı beslenmeyi, eve ekmek götürecek paramız kalmadı. Virüse karşı alınan önlemler bizi hiç kapsamadı, daha ağır koşullarda, daha çok çalıştırıldık. Yerle bir olmuş ekonomiden en çok biz etkilendik, zararlarını omuzlarımıza yüklediler. Tazminatlarımıza, haklarımıza göz dikildi. Mobbinge uğradık. Haksız yere işten çıkarıldık. Kod29 ile hayatımızı karaladılar. İş kuyruklarında sıramızı bekledik, işsiz kaldık. Sesimiz çıktığında, “hak” dediğimizde baskılara maruz kaldık. Bizleri göz ardı etmek için, duyulmamızı engellemek için ellerinden geleni yaptılar. Tüm bir yıl boyunca iş yerlerimizde karşılaştığımız bu dayatmalara, baskılara direndik.

İşte en önemlisi buydu. Her şeye rağmen direndik. Umudumuz bizi dirençle sardı. Fabrikalarda, atölyelerde, marketlerde, işçi sınıfının hayat verdiği her yerde mücadele filizlenmeye devam etti.

Biliyoruz ki haklarımızı bize vermeyecekler, biz söke söke alacağız. 

Biliyoruz ki bizleri susturmaya çalışacaklar, biz yeri göğü inleteceğiz.

Biliyoruz ki bizi göz ardı etmeye çalışacaklar, biz göz ardı edilemeyecek gücümüzü göstereceğiz.

Biliyoruz ki işçi sınıfı olmadan; patronların boş fabrika binaları, havasız maden ocakları, dizilmemiş market rafları, tuğla dizilmeyen şantiyeleri, makinesi işlemeyen atölyeleri hiç bir işe yaramaz. Biz olmadan, biz üretmeden, biz çalışmadan bu dünya bir adım ileriye gitmez.

Şimdi her hakkımıza sahip çıkmak için, her iş kolundan işçilerle beraber tek ses olmak ve bu sömürü düzenine dur demek için tüm işçileri 1 Mayıs’ta bir araya gelmeye çağırıyoruz:

İnsanca çalışma koşullarından mahrum bırakılmış tüm inşaat, mağaza market, tekstil işçileriyle,
Koca fabrikaları alın teriyle işler hale getiren ama hakkı yenen tüm işçilerle,
İş yerinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle her tür şiddete maruz kalmış tüm kadın işçilerle kortejimizde buluşuyoruz.

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Açıklama

Emeğimiz azami ise ücretimiz asgari olmayacak, bu gidişi birliğimiz bozacak

Yayınlandı

on

ss

Asgari ücretin tespiti için görüşmeler başladı. İşçiler asgari ücretin ne kadar olacağını beklerken, patronların istediği ise ücretlerin açlık sınırında bir rakam olması. Patronlara göre işçilerin istediği seviyede ücretler artarsa ekonomi daha da kötü olur. Piyasalar dengesizleşir, işsizlik artar. Çünkü aynı gemideyiz. 

 

Oysa TÜİK’in rakamlarına göre açlık sınırı 10 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 33 bin TL’yi geçmiş durumda. Rakamlar ortadayken çalışma süreleri 10-12 saatin altına düşmüyor. Ömrümüzü çalışarak geçirelim ama ücretlerimiz hep açlık sınırının bir tık üzerinde olsun. Bunu nasıl kabul edelim?

 

Seçimin ardından dolardaki artış, freni patlamış kamyon gibi hızla yükseldi. 24 TL seviyelerine geldi. Sokaktaki çocuk bile bunun mutfağa, kiraya, benzine, ilaca nasıl yansıyacağını söylüyor. TİM Başkanı Mustafa Gültepe gibi patron temsilcileri ise gözümüzün içine bakarak yalan söylüyor. İşverenlere teşvikler, destekler dolar ile olurken işçinin zammını dolar etkilememeliymiş. Patronların iktidardan beklentisi bu.

 

Ama en büyük korkuları böylesi zamanlarda işçilerin birlik olması. Bu yüzden ücretleri düşük, koşulları sert tutmaya çalışıyorlar. Çünkü işçiler birliğini kurmadıkça bu düzen böyle devam edebilecek. Onlara yanıldıklarını gösterelim. Emekçiler, işçiler bu asgari ücret düzenine mahkum olmayacak diyelim. Her iş yerinde işçilerle, sendikalarımızla birliğimizi kuralım. İşçi Hareketi Koordinasyonu ile hiçbir işçi asla yalnız yürümeyecek.

 

İşçi Hareketi Koordinasyonu
Mağaza Market-Sen

İnşaat-Sen

Continue Reading

Açıklama

İşten çıkarma koşulsuz yasaklanmalı. Çalışamayan tüm işçilere en az aylık 8500 TL işsizlik ödeneği!

Yayınlandı

on

quake

İşten çıkarma koşulsuz yasaklanmalı. Çalışamayan tüm işçilere en az aylık 8500 TL işsizlik ödeneği!

 

İktidar depremin ardından ancak 2 hafta sonra bölgede işten çıkarma yasağı, kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortasına ilişkin tedbirler açıkladı. Bu iki hafta boyunca yaşanan hak gaspları görmezden gelinirken alınan tedbirler işçilerin haklarını gözetmekte de tamamiyle yetersiz.

Bu Oyunu Daha Önce de İzledik

Patronların pandemide getirilen işten çıkarma yasağı ve kısa çalışma ödeneğini nasıl kendi lehlerine kullandığını görmüştük. Uydurma gerekçeler üreterek işçileri Kod 29 ile işten attılar. İşçilerin kıdem tazminatlarına bu şekilde el koydular. İş yerlerinde sendikalaşmayı bu kodları kullanarak engellediler. Yeni yayınlanan KHK de bu düzenlemenin aynısı.

Yasağın caydırıcılığı yetersiz. Patronların yasağı kötüye kullanmasını engellemek için yalnızca idari para cezası öngörülüyor. Üstelik Kod 29 benzeri keyfi uygulamaların önü tamamen açık. OHAL kapsamında grev yasakları “resmi güvence” altına alınıyor. Süreç boyunca sendikaların yetki alması engelleniyor. Toplu sözleşmeler de askıya alındı.

Çalışamayan işçilerin kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinden koşulsuz olarak faydalanması sağlanmıyor. Ödenek alamayan işçilere reva görülen günlük 133,44 TL nakdi ücret desteği ayda sadece 3972 TL’ye denk geliyor. Bu rakam asgari ücretin yarısından bile az.

Patronların İşçi Haklarını Yağmalamasını Durduracağız

Kısacası, deprem bölgesindeki işçilerin hakları resmi olarak patronların insafına terk ediliyor. İktidarın krizin batağına terk ettiği işçiler, şimdi de deprem enkazında terk edildi. İşçilerin patronlara ve aleyhlerine karar alan iktidara karşı haklarını savunabilmelerinin önü de OHAL adı altında kapatılıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı derhal aşağıdaki uygulamaları hayata geçirmek zorundadır:

 

  • Patronların yasağı kötüye kullanılması engellenmek için 6 Şubat 2023 itibariyle, işçinin deprem sebebiyle işe gidememesinin fesih nedeni yapılamayacağı, tazminatsız işten çıkarmanın açıkça yasaklandığı karar olarak yayınlanmalıdır.
  • 6 Şubat itibariyle yapılan tüm iş akdi fesihleri “yok hükmünde” sayılmalıdır. İşe iade ve tazminat davaları feshin “yok hükmünde” olduğu değerlendirilerek ele alınmalıdır.
  • Patronların Kod 29 ve benzeri “ahlak ve iyi niyete uymama” bahanelerini iddiaya ilişkin kanıt olmaksızın kullanarak iş akdi feshetmesi açıkça yasaklanmalıdır. Deprem nedeniyle patronun iş verememesi veya iş yerinin zarar görüp kapanması durumlarında; işçinin alması gereken ücret patron tarafından ödenemiyorsa işçi ücretlerini devlet üstlenmeli.
  • Deprem bölgesindeki tüm işçilerin sigorta günü ve prim ödemelerine bakılmaksızın kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinden yararlanması sağlanmalıdır. Kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinin alt sınırı asgari ücret olmalıdır.
  • İşçilerin patronlara karşı güvencesi sendikalarda örgütlenme hakkıdır. Sendikal yetki alımı, grev hakkı ve toplu iş sözleşmeleri OHAL kapsamında yasaklanamaz.
  • Depremden etkilenen işçinin şehir değiştirmesi, başka bir yerde yeniden hayat kurması gerekebilir. Bu durumda kendi isteğiyle işten ayrılma ihtiyacı doğabilir. Bu durumda da işçinin kıdem tazminatı koruma altına alınmalıdır.
  • Tüm ülkeyi etkileyen deprem tüm işçiler için meşru mazerettir. Fesih yasağı yalnızca deprem bölgesindeki işçileri değil bölgedeki arama kurtarma faaliyetlerinde gönüllü olan ve depremzede yakını olan tüm işçileri de kapsamalıdır.

Bu süreçte hak gaspına uğrayan tüm işçileri sendikalarında birleşmeye, İşçi Hareketi Koordinasyonu ile mücadele etmeye davet ediyoruz.

 

İşçi Hareketi Koordinasyonu
Mağaza Market-Sen
İnşaat-Sen
Motokurye Kargo Çalışanları Birliği

Continue Reading

Trending