Bizimle iletişime geçin

Açıklama

Mağaza-Market Sen: Pandemide ŞOK %71, BİM %25 Kar Etti Bu Kârın Kaynağını Açıklıyoruz

Yayınlandı

on

1 4
  • İşçiler kölece çalıştırıldı
  • Ucuzluk marketleri tekelleşti
  • Envanter açığı işçiye ödetildi, bozuk ürünler işçiye satıldı

ŞOK pandemi sürecindeki %71, BİM ise %25’lik kar oranını açıkladı. A101’in ise faaliyet raporuyla ilgili veri yayınlamadığı için kar oranının ne kadar olduğu bilinmiyor. Ancak koşullara baktığımız zaman A101’in ŞOK’tan geri kalmadığını tahmin etmek zor değildir.

Pandeminin başladığı günden bu yana market sektörü durmadı. Kısıtlama saatlerinde bile kapalı market kapılarının ardında işçiler raf dizdi, sayım yaptı. Mağaza Market-Sen olarak biz bu zincir marketlerin kar kaynağını açıklıyoruz.

 

 

1. İşçiler Fazla Çalıştırıldı, Kar İşçilik Ücretinden Elde Edildi
Zincir marketler az personel ile çok iş, düşük maliyetle yüksek kâr oranlarını hedefliyor. İşte görüldüğü gibi o kârı da yakalıyor. Tüm salgın dönemi boyunca marketler eksik personelle çalıştı. “Covid-19” az personelin bahanesiydi. Ancak işçilerin 8 saatten fazla çalıştırılıp mesai hakkının ödenmemesi patronların kârı oldu. ŞOK ve BİM arasındaki kâr farkı da şaşırtıcı değil. Bu fark tamamen işçilerin çalışma koşullarına dayanmaktadır. Market kölelik düzeninde istihdam kapılarından biri de İŞKUR. “İstihdam edeceğiz” sözü ile işe alınan işçilerin sayısı pandemide arttı. İŞKUR’lu işçilerin emek gücü zincir market patronları tarafından sonuna kadar sömürüldü ancak işçilik ücreti ve SGK’sı devlet tarafından ödendi. İŞKUR’lu işçiler üç aylık sürelerin sonunda işsiz bırakıldı ve yerine yenisi alındı. Başta A101 ve ŞOK, işçilik ücretini kısarak büyük bir gelir elde ediyor. Bu büyük gelir için 12 saat çalışma düzeni ve kölece çalışma sistemi ayakta tutuluyor.

 

 

2. Tekelleşme Kaçınılmazsa Kâr Tesadüf Değildir
Her mahallede A101, ŞOK ve BİM’in en az bir mağazası var. Sokak başı ucuzluk marketlerini görüyoruz. Zincir marketler bakkalın, manavın ve daha birçok işletmenin sattıklarını satıyor. Alım gücü düşen, her gün yoksullaşan emekçi halk ise mecburi olarak ucuzluk marketlerinden alışveriş yapıyor. Bu üç markette ürünlerin fiyatları yarışmıyor. Öte yandan yeni bir ucuzluk marketinin reklamını da göremeyiz. Çünkü bu üç market, bu alanı elinde tutuyor. Perakende satış tekelleşiyor. Bu yüksek kârların ikinci açıklaması da budur.

 

 

3. Sömürü Yetmedi, İşçinin Cebindekine de Göz Dikildi
A101 ve ŞOK marketlerde; envanter açıklarının işçilere ödetildiğini defalarca dinledik ve duyurduk. Son kullanma tarihi geçen ürünlerin işçilere zorla satın aldırıldığını, yurttaşa ise el altından usulsüzce daha ucuza satıldığını biliyoruz. Mağaza başı belirlenen “ciro tabanı” her bölge sorumlusunu, her satış müdürünü bu usulsüzlüklere itiyor. Kendi primini alan ve konumunu kurtaran sorumlular; hem işçinin cebinden hakkını gasp ediyor hem de emekçi halkın sağlığını tehdit eden ürünleri sattırıyor. Mağaza cirosunu sürekli yüksek tutmanın yollarını burada buluyorlar. Yüzde 71’leri bulan kâr oranlarının içinde bu yöntem de vardır.

 

Üründen Önce İşçilerin Koşulları Denetlensin
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zincir market işletmelerinin ürün fiyatlarından dolayı perakende sektöründe tekelleştiğini açıkladı. “Ürün fiyatlarını denetleyeceğiz” diyerek Ticaret Bakanlığı’na görev veren Erdoğan’ın, Çalışma Bakanlığı’nı da derhal harekete geçirmesi gerekir. Market sektöründe ilk denetlenmesi gereken işçilerin çalışma koşullarıdır.

 

Taraflar Ortada
Bir yanda %71 kar eden zincir market patronları, diğer yanda en az 71 saatle haftayı kapatan market işçileri.
Bir yanda %71 kar eden zincir market patronları, diğer yanda 71 TL harcama yapıp dolabına yemek koymaya çalışan emekçi halkımız.
İşte taraflar, işte uzlaşmayacak bir çelişki.

Bu tarafların farkındayız, değiştirmek için birlik olmalıyız. Bu adaletsiz, bu sömürücü düzenin karşısında Mağaza Market-Sen, tüm market işçilerinin ve mücadele eden tüm emekçilerin yanında olacak.

MAĞAZA MARKET-SEN

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Açıklama

Emeğimiz azami ise ücretimiz asgari olmayacak, bu gidişi birliğimiz bozacak

Yayınlandı

on

ss

Asgari ücretin tespiti için görüşmeler başladı. İşçiler asgari ücretin ne kadar olacağını beklerken, patronların istediği ise ücretlerin açlık sınırında bir rakam olması. Patronlara göre işçilerin istediği seviyede ücretler artarsa ekonomi daha da kötü olur. Piyasalar dengesizleşir, işsizlik artar. Çünkü aynı gemideyiz. 

 

Oysa TÜİK’in rakamlarına göre açlık sınırı 10 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 33 bin TL’yi geçmiş durumda. Rakamlar ortadayken çalışma süreleri 10-12 saatin altına düşmüyor. Ömrümüzü çalışarak geçirelim ama ücretlerimiz hep açlık sınırının bir tık üzerinde olsun. Bunu nasıl kabul edelim?

 

Seçimin ardından dolardaki artış, freni patlamış kamyon gibi hızla yükseldi. 24 TL seviyelerine geldi. Sokaktaki çocuk bile bunun mutfağa, kiraya, benzine, ilaca nasıl yansıyacağını söylüyor. TİM Başkanı Mustafa Gültepe gibi patron temsilcileri ise gözümüzün içine bakarak yalan söylüyor. İşverenlere teşvikler, destekler dolar ile olurken işçinin zammını dolar etkilememeliymiş. Patronların iktidardan beklentisi bu.

 

Ama en büyük korkuları böylesi zamanlarda işçilerin birlik olması. Bu yüzden ücretleri düşük, koşulları sert tutmaya çalışıyorlar. Çünkü işçiler birliğini kurmadıkça bu düzen böyle devam edebilecek. Onlara yanıldıklarını gösterelim. Emekçiler, işçiler bu asgari ücret düzenine mahkum olmayacak diyelim. Her iş yerinde işçilerle, sendikalarımızla birliğimizi kuralım. İşçi Hareketi Koordinasyonu ile hiçbir işçi asla yalnız yürümeyecek.

 

İşçi Hareketi Koordinasyonu
Mağaza Market-Sen

İnşaat-Sen

Continue Reading

Açıklama

İşten çıkarma koşulsuz yasaklanmalı. Çalışamayan tüm işçilere en az aylık 8500 TL işsizlik ödeneği!

Yayınlandı

on

quake

İşten çıkarma koşulsuz yasaklanmalı. Çalışamayan tüm işçilere en az aylık 8500 TL işsizlik ödeneği!

 

İktidar depremin ardından ancak 2 hafta sonra bölgede işten çıkarma yasağı, kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortasına ilişkin tedbirler açıkladı. Bu iki hafta boyunca yaşanan hak gaspları görmezden gelinirken alınan tedbirler işçilerin haklarını gözetmekte de tamamiyle yetersiz.

Bu Oyunu Daha Önce de İzledik

Patronların pandemide getirilen işten çıkarma yasağı ve kısa çalışma ödeneğini nasıl kendi lehlerine kullandığını görmüştük. Uydurma gerekçeler üreterek işçileri Kod 29 ile işten attılar. İşçilerin kıdem tazminatlarına bu şekilde el koydular. İş yerlerinde sendikalaşmayı bu kodları kullanarak engellediler. Yeni yayınlanan KHK de bu düzenlemenin aynısı.

Yasağın caydırıcılığı yetersiz. Patronların yasağı kötüye kullanmasını engellemek için yalnızca idari para cezası öngörülüyor. Üstelik Kod 29 benzeri keyfi uygulamaların önü tamamen açık. OHAL kapsamında grev yasakları “resmi güvence” altına alınıyor. Süreç boyunca sendikaların yetki alması engelleniyor. Toplu sözleşmeler de askıya alındı.

Çalışamayan işçilerin kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinden koşulsuz olarak faydalanması sağlanmıyor. Ödenek alamayan işçilere reva görülen günlük 133,44 TL nakdi ücret desteği ayda sadece 3972 TL’ye denk geliyor. Bu rakam asgari ücretin yarısından bile az.

Patronların İşçi Haklarını Yağmalamasını Durduracağız

Kısacası, deprem bölgesindeki işçilerin hakları resmi olarak patronların insafına terk ediliyor. İktidarın krizin batağına terk ettiği işçiler, şimdi de deprem enkazında terk edildi. İşçilerin patronlara ve aleyhlerine karar alan iktidara karşı haklarını savunabilmelerinin önü de OHAL adı altında kapatılıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı derhal aşağıdaki uygulamaları hayata geçirmek zorundadır:

 

  • Patronların yasağı kötüye kullanılması engellenmek için 6 Şubat 2023 itibariyle, işçinin deprem sebebiyle işe gidememesinin fesih nedeni yapılamayacağı, tazminatsız işten çıkarmanın açıkça yasaklandığı karar olarak yayınlanmalıdır.
  • 6 Şubat itibariyle yapılan tüm iş akdi fesihleri “yok hükmünde” sayılmalıdır. İşe iade ve tazminat davaları feshin “yok hükmünde” olduğu değerlendirilerek ele alınmalıdır.
  • Patronların Kod 29 ve benzeri “ahlak ve iyi niyete uymama” bahanelerini iddiaya ilişkin kanıt olmaksızın kullanarak iş akdi feshetmesi açıkça yasaklanmalıdır. Deprem nedeniyle patronun iş verememesi veya iş yerinin zarar görüp kapanması durumlarında; işçinin alması gereken ücret patron tarafından ödenemiyorsa işçi ücretlerini devlet üstlenmeli.
  • Deprem bölgesindeki tüm işçilerin sigorta günü ve prim ödemelerine bakılmaksızın kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinden yararlanması sağlanmalıdır. Kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinin alt sınırı asgari ücret olmalıdır.
  • İşçilerin patronlara karşı güvencesi sendikalarda örgütlenme hakkıdır. Sendikal yetki alımı, grev hakkı ve toplu iş sözleşmeleri OHAL kapsamında yasaklanamaz.
  • Depremden etkilenen işçinin şehir değiştirmesi, başka bir yerde yeniden hayat kurması gerekebilir. Bu durumda kendi isteğiyle işten ayrılma ihtiyacı doğabilir. Bu durumda da işçinin kıdem tazminatı koruma altına alınmalıdır.
  • Tüm ülkeyi etkileyen deprem tüm işçiler için meşru mazerettir. Fesih yasağı yalnızca deprem bölgesindeki işçileri değil bölgedeki arama kurtarma faaliyetlerinde gönüllü olan ve depremzede yakını olan tüm işçileri de kapsamalıdır.

Bu süreçte hak gaspına uğrayan tüm işçileri sendikalarında birleşmeye, İşçi Hareketi Koordinasyonu ile mücadele etmeye davet ediyoruz.

 

İşçi Hareketi Koordinasyonu
Mağaza Market-Sen
İnşaat-Sen
Motokurye Kargo Çalışanları Birliği

Continue Reading

Trending