Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Hendek iş cinayeti davasında karar çıktı: İki patrona 16’şar yıl hapis

Yayınlandı

on

2 SITE Twitter Facebook IHK Kopyasi 12

Hendek’teki Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikasında Temmuz 2020’de yaşanan, 7 işçinin öldüğü patlamaya dair davanın karar duruşması görüldü.

 

Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Büyük Coşkunlar havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020’de gerçekleşen ve 7 işçinin hayatını kaybetmesi, 127 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan patlamayla ilgili açılan davanın 8’inci ve karar duruşması görüldü. Mahkeme heyeti Aslı Bozkurt, Asiye Angın, Erşan Özkürt, Ahmet Çağırıcı yönünden 6 yıl 8 ay, Hasan Ali Velioğlu 12 yıl 6 ay, Ali Rıza Coşkun ve Yaşar Coşkun yönünden bilinçli taksir yönünden 16 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.

 

İhmaller zinciri olduğunu ifade eden Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, davanın peşini bırakmayacaklarını belirterek “Bu olayın münferit bir iş kazası olmadığının bilincindeyiz. Bu olayı, bize hiç kimse bir ‘iş kazası’ olarak anlatamaz. Bu olay, çok açık bir şekilde iş cinayetidir. Göz göre göre insanların ölüme gönderildiği, aslında ekonomik şartlardan yararlanılarak bir sömürü düzenine çevrildiği, işçinin emeğinin sömürüldüğü ama aynı zamanda bir yaşam hakkı ihlaline dönen bir sömürünün aslında duruşmasının yapıldığı bir mahkeme salonunun önündeyiz. O yüzden bize hiç kimse bu tür olayların doğasında bu risklerin barındırıldığını söyleyemez. Bu işin doğasında işçinin hakkını savunmak, işçinin hakkını ona lütuf olarak değil, sağlıklı bir çalışma ortamında sunmak vardır. Gerekli denetimleri yapmak, bütün önlemleri almak vardır bu işin doğasında.” dedi.

 

Patlamada hayatını kaybeden İşçi Halis Yılmaz’ın kardeşi Mervenur Yılmaz da “Hiçbir ölüm kaza, kader, fıtrat diyerek meşrulaştırılamaz. Olası kasıtla insan ölümüne sebebiyet verecek ihmalleri yapan sanıklar kadar, buna göz yuman yetkililer, denetçiler de iş cinayetlerinde caydırıcı yaptırmayan yargı da bu katliamdan sorumludur. Biz artık ölüler için adalet aramak istemiyoruz. Bu dava toprağın altındakilerin adalet, üstündekilerin umut mücadelesidir. Bu dava maliyet kalemi olarak görülen işçi sınıfının yaşam mücadelesidir” diye konuştu.

 

Patron Yaşar Coşkun, savunmasına “Bu son duruşma ve bizi kimse susturamadı, kimse de susturamayacak” diyerek başladı.

Coşkun “Mahkemeniz onların avukatlarına hiç müdahale etmemiş, bizim avukatlarımıza müdahale etmiş. Avukatlar siyasete girip beyanda bulunmuşlar. Ali Rıza Coşkun şirketin içini falan boşaltmadı. Biz işçi canını yok saymışız, ölürse ölsün demişiz. Biz vicdansız değiliz. Benim oğlum babam da çalışıyor. Kafaları bulandırmaya çalışıyorlar. Çıkar amaçlı örgüt nerede? Burası 55 yıllık fabrika. Vergi rekoru kırmışız” dedi.

 

Mahkemede sistem tartışması yapıldığını söyleyen Coşkun, “Sistemi düzeltme görevi Meclisin görevidir. Mahkemelerin görevi değildir. Burada sistem tartışması yapıyorlar. Olası kast varsa çin mahallesinin sorumlusu Ahmet Çağırıcı’dır. Onu neden olası kasttan sorumlu tutmamışlar? Ben ne kadar konuşursam konuşayım davanın başından beri sizden bir ümidim yok. Ama umudumu hiç kaybetmedim” dedi.

FABRİKA SAHİPLERİNE 16 YIL 3’ER AY HAPİS CEZASI
Mahkeme heyeti iş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt’a, sorumlu personel Ahmet Çağrıcı’ya, genel ustabaşı Erşan Öztürk’e, fabrika sorumlu müdürü Asiye Angın’a ‘Bilinçli ve taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 6 yıl 8’er ay, genel ustabaşı Hasan Ali Velioğlu’na 12 yıl 6 ay, fabrika sahipleri Yaşar Coşkun ve Ali Rıza Ergenç Coşkun’a ise 16 yıl 3’er ay hapis cezası verilmesine karar verdi. Tutuklu yargılanan Hasan Ali Velioğlu verilen kararın ardından tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak tahliye edildi. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending