Öncelikle geçmişten başlayarak; ülke ekonomisi daha iyiydii ve insanın söz verip de ev araba alma imkanları vardı. Zaman geçtikçe önce insanlığı bitirdiler. Bu bitişi iki yalan dünya ile kendilerini kandıran insanlar için diyorum. Hep mi hak yiyeceksin, hep mi zülüm edeceksin?
Ekonominin daha iyi olma nedenlerinden birincisi alım gücümüz vardı. On kişilik bir aileye bakmaya bile gücümüz yetiyordu. Şimdi günümüzde ise bu durum tam tersine dönmüş durumda. Bir çekirdek ailede iki kişi de çalışsa bütün ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyor.
Bu anlamda her zaman geçmişi sorgulayan patron ve yandaşları hem düşüncesizce eleştiri yaparlar, üstüne bir de sorguları hiç bitmez. O sebepten ötürü çalışan bir işçi kısmına yaşamında hep kısıtlama yapılır. Bunu onları mücadele ettirmemek için yaparlar.
Fakat mücadeleden başka bir yol da bırakmıyorlar. Çünkü para patronlarda olduğu için “her şeyi yapmaya gücümüz var” diyip ellerinden geleni yapıyorlar.
Şimdi ise insanlar bir evin temel ihtiyaçlarını; patates, soğan, domates gibi ürünleri alamıyor. Bu ürünlerin fiyatları halen artıyor. Geçmiş yıllara bakılırsa şu an 1 kilo domates için verdiğimiz parayla 2 kasa domates alma gücümüz vardı.
Tüm bunları üreten bizleriz ama bunları hala pahalı ve kalitesiz yiyen de bizleriz. Kimse buna neden hala dur demiyor? Aslında diyorlar ama işçi sınıfına hep sitem ediyorlar. Ürünlerin hepsi çok pahalı ve hepsi üç kuruşa yerinden geliyor. Ama gerçek sorumlulara kızacaklarına “vatandaşa fiyat bu kadar olmaz” deyip market çalışanı ile tartışma evresine geçmek istiyorlar.
Bir de şöyle anlatayım; ürün geçmişte kasa kasa alınıyordu. İnsanlar daha rahattı, daha sağlıklıydı. Besinler iyiydi. Şimdi ise tane tane alım yapılabiliyor. Ürünlerin kalitesini de bitirdiler.
Bu gidişata dur dememizin zamanı geldi ve geçiyor.
Bir olalım, birlikte yol alalım.
Bu düzensizliği, yolsuzluğu hep birlikte ve mücadelemizle yolsuzluğu yok edelim.
Şimdi geçmiş ile gelecek arasındaki farkındalığını bilip de buna hala sessiz kalan bizden değildir.