İşçi Hareketi
Angel Halı işçilerinden iŞKUR önünde açıklama
Antep’te Angel Halı fabrikasında 28 Nisan’da telefonlarını teslim etmedikleri için Kod 46 ile işten çıkarılan 63 işçi basın açıklaması yaptı. 15 gün boyunca fabrika önünde eylemlerine devam eden işçiler haksız biçimde işten çıkarıldıklarını söyleyerek işlerini geri istiyorlar.
Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önündeki açıklamayı yapan DİSK Tekstil Antep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, pandemi ve kriz ile birlikte işçiler yoksullaşırken diğer taraftan patron işçilerin haklarını gasp ederek salgın sürecini zenginliklerine zenginlik katan bir fırsata dönüştürdüğünü ifade etti. Türkmen, patronun dayattığı kötü çalışma koşullarına karşı çıkan işçilerin Kod 29 ile tazminatsız işten çıkarma uygulamasına karşı işçilerin mücadele verdiğini söyledi. Türkmen, “İşçiler için cehenneme dönen Başpınar OSB’de aylardır, farklı fabrikalardan işçiler, bu koşulların düzelmesi için mücadele ediyor. Yasin Kaplan’da sendikalı oldukları için, Güven Boya’da yine sendikalı oldukları ve işyeri yönetiminin baskılarına karşı çıktıkları için işçiler Kod 29 ile işten atıldı ve bu işçiler aylarca fabrika önünde direniş yaptı. En son 28 Nisan’da işyeri girişinde telefonlarını teslim etmedikleri için Angel Halı’nın iplik bölümünde 63 işçi işten atıldı. Bu işçiler ise Kod 46 ile işten atıldı. Kod 46, Kod 29’un bölünmesiyle ortaya çıkan kodlardan biri ve ‘Hırsızlık ve işverenin bilgilerini deşifre etme’ suçunu kapsıyor. Angel Halı işçileri, tam 15 gündür ‘Biz hırsız değiliz’ diyerek, işe geri dönmek için fabrika önünde direniyor” dedi .Angel Halı’da işten çıkarılan 63 işçinin işlerine son verilme gerekçesi olarak kullanılan Kod 46’nın iptali için verdikleri mücadeleye yetkililerin yanıt olmadığını belirten Türkmen, işçilerin yaşadığı mağduriyetin bir an önce giderilmesi gerektiğini söyledi.
Türkmen, açıklamasına şöyle devam etti:
“Bu 63 işçi, İŞKUR’a verdikleri dilekçede hırsızlık yapmadıklarını, haksızlığa uğradıklarını belirterek, kodların iptal edilmesi için başvuru yaptı. Bu işçiler, SGK’ nın önünde eylem yaptı. Yani yetkili kurumlar, işçilerin haksız şekilde işten atıldığını, patronun suç işlediğini biliyor. Ancak aradan 15 gün geçmesine rağmen işçiler adına hiçbir olumlu adım atılmış değil.
Pandemi döneminde işten çıkarma yasağı olduğunu ve işten atılanların bu kodlarla çıkarıldığını yani işsizlik ödeneği hak etmediğini düşünürsek, bu fona yıllarca ücretinden kesinti yapılan binlerce işçi fondan tek kuruş para alamamıştır. Ancak aynı ödenekten patronların kasasına milyarlarca lira akmıştır. Patronların işçileri fabrikada sömürdüğü yetmiyor, vergi yoluyla, prim yoluyla, İŞKUR üzerinden bir de bu yolla sömürüyor.
Bütün bu haksızlığı, hukuksuzluğu, ‘hırsızlığı’ yapan patronken, işçiler hırsızlıkla suçlanarak işten atılıyor. Patronun bir sözü işçileri hırsız diye nitelemek için yeterliyken, 63 işçinin sözünün hiçbir kıymeti yok. İŞKUR önünden, SGK önünden seslendiğimiz gibi sesleniyoruz. İşçilerin bu mağduriyeti acilen giderilmeli, işlerine geri dönmeleri için gerekli adımlar atılmalı, işçiler üzerinde leke gibi duran Kod 46 iptal edilmeli”
Türkmen’den sonra konuşan DİSK Antep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, “Biz Kod 29’un kaldırılmasını isterken Kod 46’yı getirdiler. Bunun sebebi işçileri daha kolay suçlayabilmek, işçileri daha kolay işten atabilmek. Ahlaksızlık suçsuza suçlu demektir. Hırsızlık yapmayana hırsız demektir ahlaksızlık. Haksız yere insanları işten atmaktır ahlaksızlık. İnsanların hakkını vermemektir ahlaksızlık. Ahlaksız, bu insanları haksız yere işten atanlardır. Bu işçilerin hiçbiri hırsız değildir, hırsız sizsiniz. Devleti soyuyorsunuz, işçilerin emeğini de sömürüyorsunuz. Sonra özgürlüğüne sahip çıkıp telefonunu vermek istemeyen işçiyi, Kod 46 ile işten atıyorsunuz. Ahlaksızsınız. Bir gün ahlaksızlıklardan hesap sorulacak bir düzen gelecek. Sizler bir gün bu işçilere hesap vereceksiniz, bu düzen böyle gitmeyecek” dedi
İşçi Hareketi
Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!
1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.
2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.
3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.
4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.
5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.
6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir.
İşçi Hareketi
Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi
Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.
İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.
İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.
SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ
Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:
Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”
%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil.
Açıklama
Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika
Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.
Açıklama şu şekilde:
“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.
Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.
Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.
Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!
Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”
🛑 Marketler büyürken, ücretlerimiz eriyor, haklarımız gasp ediliyor. Yalnız değiliz. Haklarımız var, sendikamız Mağaza Market-Sen var!
📌Düşük Ücret Dayatmasına
📌Uzun Çalışmaya
📌MobbingeSon vermek için "Her Markete Sendika" ✅
Açıklamamız👇https://t.co/m0wFkDHRVA pic.twitter.com/S786z00K9h
— Mağaza Market-Sen (@MagazaMarketSen) February 5, 2024
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
These ’90s fashion trends are making a comeback in 2017
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
The final 6 ‘Game of Thrones’ episodes might feel like a full season
-
Analiz3 ay önce
Bakan Şimşek’i Asgari Ücret İle Yaşamaya Davet Ediyoruz
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
According to Dior Couture, this taboo fashion accessory is back
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Phillies’ Aaron Altherr makes mind-boggling barehanded play
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
The old and New Edition cast comes together to perform
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Disney’s live-action Aladdin finally finds its stars
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Uber and Lyft are finally available in all of New York State