Şimdi öncelikle şu geçen seçimdeki bakışımıza gidelim. Öncelikle bu oyunlarla her zaman kandırılan vatandaşlarımız ülke hala çok iyi diyorlardı. “Yol yaptılar, hastane yaptılar” diye konuşuyorlardı.
Önce beşli çetelere peşkeş çektirdiler. Sonra satılacak ne varsa yavaş yavaş satmaya başladılar. Artık satacak yer kalmayınca şimdi de bir ağacın kaç yılda büyüdüğünü hiç düşünmeden ormanlarımızı yakıp kül ediyorlar.
Bunu yapanlar düşüncesiz beşli çeteden birileri. Peki buna göz yuman ve sessiz kalan devlet ne yapıyor? Bu askeri, polisi millet ile yüz yüze bırakıp “gücün sahibiyim” diyor. Bu devlet sayesinde ülke diye bir şey kalmadı.
Satacak yer kalmadı. Bu yaptıkları yanlarına kâr kalacak diye düşünenler ise hesap verecekler. Onlar paradan başka bir şey düşünmezler. Parçalara bölüp avuçlayıp yıkar, yakar ve yok ederler. Toprağımızı satacak kadar aciz duruma düşen insancıklardır bunlar. Hepsinin bir bedeli olacaktır elbette.
Artık yeter. Dokunma toprağıma, dokunma vatanıma, dokunma milletime. Yeter artık! Hem yaşanacak doğamızı ve geleceğimizi yok et hem milletle alay et.
İçimizdeki bu patron yandaşlarına diyorum. E paşam biz mutlu, huzurlu olsun diyoruz yaşam. Senin ise olan bitenin hiçbiriyle alakan yok. Olmaz da yani değil mi? Öylesine oluyor zaten bunlar herhalde. Ama gün gelecek devran dönecek yaptıklarının hesabını vereceksin. Yani bizlere, halkına.
İnsanları da fazlasıyla güvendirip kandırdılar. Onlara şunu demek istiyorum. Takım tutar gibi ayrımcılık yaparsan insan insana kırılmış olur. Gereksiz yere birbirimize zarar veren yine bizleriz. Hep derim geçmişimizden ders çıkarmamız gerekli diye. Aynı hataya, aynı yanlışa bizler düşmeyelim, düşürmeyelim.
Bu iktidar ve yandaşları şimdi hemen hemen her şeye her gün zam yapıyorlar. Ama hep alay konusu olan da bizler oluyoruz. Peki neden onlar değil da hep yanan bizler oluyoruz? Bunlardan başka kimse yokmuş gibi hep onları başta tutuyoruz? Niye bir avuç toprak için hayatlarını ve mücadelelerini her zaman veren bizleriz? Onlar ise keyiflerini sürüyorken.
Neden üç kuruşa bizleri hayatta tutan kişiler, soruyorum size. Biz olmasak sizin rahatınız nasıl olacak? Kim sizin servetinizi ikiye katlamanızı sağlayacak? Üstüne üstlük isyan eden emekçilerden hesap soran hep onlar oluyor. Neden peki haklı da olsan haksız da olsan hesap soran onlar oluyor?
Nedenlerinden biri bizdeki bir zihniyet. Milletimin içinde kuşkusu olduğunda suçlamaları hep birbirine yapar. Hatalarımızı görmezlikten gelmeyelim. Bu durumun sebebi bizleriz her zaman. Buna biz sebebiyet verdik. Suçlunun kim olduğu ortada ama her zaman bir günah keçisi olur.
Nedensizce suçu başkalarına atmayı bir kenara bırakalım.
Yapılan da ortada yapılmayanlar da ortada.