Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Sessiz sedasız imzalanan TİS’e karşı Seyhan Belediyesi işçilerinden açıklama: “Mutabık değiliz”

Yayınlandı

on

2 SITE Twitter Facebook IHK Kopyasi 4

Adana’daki Seyhan Belediyesi işçileri, Belediye yönetimi ve Genel-İş arasında imzalanan toplu iş sözleşmesine ilişkin açıklama yayımladı. Sözleşmede ve “dayatılan sefalet ücretlerine” mutabık olmadıklarını açıklayan işçiler haklarını alıncaya kadar mücadelede kararlı olduklarını vurguladı.

 

Adana’da CHP’li Seyhan Belediyesi’nde geçtiğimiz aylarda başlayan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) anlaşmazlıkla sonuçlanmış ve işçiler sendikanın yaptığı oylama sonrasında grev kararı almıştı. İşçiler grev için yasal süre olan 60 günün bitmesini ve bu süreçte belediye yönetiminin yeni bir teklif yapmasını beklerken sürgün gibi görev değişiklikleri ile karşı karşıya kalmıştı.

 

Aradan geçen 1 aylık süreden sonra ise sendika başkanı H. Yaşar Gündoğdu, belediyenin ücret artış teklifinin kabul edildiğini duyurdu.

Seyhan Belediye işçileri 6000 TL net maaş, yol ve yemek parası istiyor.

Belediyenin teklif ettiği en yüksek meblağ ise 5555 TL.

Şubat 2022’de açıklanan rakamlara göre açlık sınırı 4552 TL, yoksulluk sınırı ise 15.139 TL

Seyhan Belediyesi işçilerinin, imzalanan toplu iş sözleşmesini kabul etmediklerini ifade ettikleri açıklama şu şekilde:

 

MUTABIK DEĞİLİZ!

 

“Seyhan Belediyesi İşçileri olarak Toplu İş Sözleşmesi süreciyle ilgili bildirimizdir. İşçilerden ve işçi temsilcilerinden habersiz, Belediye Başkanı ve Sendika Başkanının aralarında attıkları imzalar meşru değildir! Bize dayatılan sefalet ücretlerinde mutabık değiliz!

 

BİZ NE İSTİYORUZ DA HAİN İLAN EDİLİYORUZ?!

 

Şubat 2022’de açlık sınırının 4552 TL, yoksulluk sınırının ise 15139 TL’ye yükseldiği ülkemizde 6000 TL net maaş ve işe gelip gidebilmek için yol parası, işimizde 8 saat çalışabilmek için bir öğün yemek parası istiyoruz.

 

Bize sunulan en düşük teklif yol ve yemek dahil 5256 TL, en yüksek teklif ise temizlik işçilerine verilen yine yol ve yemek dahil 5555 TL. Büro işçilerine verilen en düşük teklif üzerinden bir hesap yapalım:

 

Yemek tutarı 780 TL +yol tutarı 312 TL, yakacak parası 55 TL toplamda 1147 TL. 5256 TL den bu rakamı düşünce elimize kalan 4109 TL.  Haklarımızı korusun ve iyileştirsin diye üyesi olduğumuz sendikaya her ay ödediğimiz 175 TL aidatı da düşünce elimize kalan yani evimize götürebildiğimiz para 3934 TL. Temizlik işçilerine verilen teklifi de bu rakama 300 TL (koku ve direksiyon primi gibi ek sosyal haklar) ekleyerek 4234 TL olarak not edelim.

 

Özetle Seyhan Belediye yönetiminin büro işçilerine reva gördüğü rakam, bugünlerde mevcut iktidar tarafından bile, yüksek enflasyon karşısında güncellenmesi gerekliliği inkar edilemeyen asgari ücretin de açlık sınırının da altında. Yüksek verdik, en yüksek verdik diye parlatılmaya çalışılan temizlik işçilerinin eline geçecek olan rakam ise 4234 TL ile yine asgari ücretin de açlık sınırının da altında.

 

Belediye başkanımız Sayın Akif Kemal AKAY katıldığı canlı yayında hak arayışımızın altında başka siyasi amaçlar olduğunu düşündüğünü belirtti. Geçinemiyoruz feryadımızı inandırıcı bulmadığını, ayda 800 TL ile bile geçinen aileler olduğundan halimize şükretmemiz gerektiğini, aklı olmayanın konuşmaması gerektiğini dile getirdi.’Greve gideceklermiş buyursunlar gitsinler’ diye aba altından sopasını göstermeyi de ihmal etmedi.

 

Başkan sendikayla ve işçilerle arasında hiçbir sorun olmadığını, işçilerin %90’ının teklifi kabul ettiği yönündeki hissiyatlarını da paylaştı. Yayında işçiler teklifi kabul ettiyse bu grev kararı nerden çıktı diye sorulmadı. Başkan, Seyhan Belediyesi işçilerinin iradesini yoksaydı. Üstelik bunu 3-5 temsilci diye küçümsediği ve onurlu mücadelelerinde hep yanında duracağımız arkadaşlarımızı hedef göstererek yaptı.

 

Sayın başkan henüz toplu sözleşme sürecinin başında işçilerle yaptığı bir başka toplantıda, dile getirilen geçim sıkıntısına cevaben az yemek yersek ve işe yürüyerek gidip gelirsek hem daha sağlıklı hem de daha tasarruflu olacağımız ve bu şekilde geçinebileceğimiz yönünde tavsiyelerde de bulunmuştu.

 

Biz bu ülkede bize sürekli ne yapmamız gerektiğini söyleyen, yaşam alanımıza fütursuzca müdahale eden, ne yiyeceğimize ne giyeceğimize kadar karışan üst akıllardan çok sıkıldık. Aklı olduğunu iddia eden ve kendi elit zümresi dışında kalan herkesi akılsız ilan eden, halktan kopmuş burjuva zihniyetten çok sıkıldık.

 

Biz Seyhan Belediyesi İşçileri olarak iyi niyetle sesimizi duyurmaya çalışmaktan ve duyuramamaktan çok sıkıldık.

 

GREV KIRICILIĞI SUÇTUR! BASKI VE TEHDİTLERE BOYUN EĞMEYECEĞİZ!

 

Peki Sayın Akif Kemal AKAY, tüm bu akıl tutulması tespitleri neye güvenerek neye dayanarak yaptı?

 

Tabi ki baskı ve tahakküm kültürüyle yetişmiş askerlerine güvenerek! Mobbing, yıldırma, tehdit ve pasifize etme alanında uzmanlaşmış ekibinin, grev kırma çalışmalarında başarıya ulaşacağına olan inancıyla etti bu talihsiz ve akıllara ziyan sözleri. Bazı arkadaşlarımızın görev yeri değişti. Bazı arkadaşlarımız kapalı kapılar ardında tehdit edildi. İş kanunu ve mevzuata hakim olmayan birçok arkadaşımız işten çıkarılacağına inandırılmaya çalışıldı. Sendika yönetimi ise tüm bu süreçlerde sessiz kalarak ve temsilci arkadaşlarımızı süreç dışında tutarak, eyleme geçmek için yasanın kendisine tanıdığı 60 günlük süreyi, işveren ve askerlerinin grev kırıcılığı faaliyetlerini rahatça yürütebilmesi için işverenin hizmetine sundu.

 

Sendika başkanı H.Yaşar GÜNDOĞDU teklifin reddedildiğini 14 Şubat’ta kendi sosyal medya hesabından duyurmuş olmasına rağmen sonrasında hiçbir eylem ve bilgilendirmede bulunmamış, 30 günü aşkın derin sessizliğin ardından yanına aldığı müdürler, birim amirleri, şeflerle birlikte işçileri ayrı ayrı ziyaret etmiştir. Bu ziyaretlerde işveren teklifinin iyi olduğunu anlatan sendika başkanı, gittiği her birimde işçilere ‘diğer birimlerdeki işçilerin teklifi kabul ettiğini’ belirterek böl-parçala-yönet stratejisi ile grev kırıcılığında öncü rol üstlenmiştir. Karşılarında işçi temsilcilerini değil amirlerini, yöneticilerini gören işçilere korku, sindirme ve yalnızlaştırma yöntemleriyle baskı uygulanmıştır. Bu ziyaretler neticesinde sosyal medya hesaplarından bolca fotoğraf paylaşan sendika başkanı H.Yaşar GÜNDOĞDU işverenle yaptığı işbirliği gereği, grev konusunda kararlı olan işçilerin azınlık olduğu algısını yaratmaya çalışmıştır. TİS teklifinin reddedildiğini 14 Şubat’ta kendi sosyal medya hesabından duyuran H.Yaşar GÜNDOĞDU, aynı teklifin 16 Mart’ta kabul edildiğini yine kendi sosyal medya hesabında paylaşmıştır. Teklifte hiçbir bir değişiklik olmamasına rağmen, işçilerin grev kararında nasıl değişiklik olduğunun ya da gerçekten değişiklik olup olmadığının yorumunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

 

TEKRAR VE SON KEZ SÖYLÜYORUZ;

 

Yüzde 45-49 oranında zam yaptığını söyleyen yönetim algı oyunu yapmaktadır. Yaşanan anormal enflasyon ortamı, dar gelirli çalışanların belini büken hayat pahalılığı yok sayılarak geçen yıl ödenen sefalet ücretleri üzerinden yapılan hesap oyunları gerçeği yansıtmamaktadır. Enflasyonun %100 ü aştığı bu ortamda sabırla ve inatla tekrar söylüyoruz ki, 3934 TL ile kiramızı ya da ev taksitimizi ödeyemiyoruz, ısınamıyoruz, çocuklarımızın eğitim masraflarını karşılayamıyor ve soframızda doyamıyoruz.

 

Arabaya binip yakıt tüketmekten, sinemaya, tiyatroya, konsere, tatile gitmekten ya da ailemizle dışarıda bir yemek yemekten bahsetmiyoruz bile… Bunu geçen yıl verilen ücretlerle zaten yapamıyorduk, bu yıl taleplerimiz karşılansa dahi yapamayacağımızın farkındayız! İşçiler olarak ülkenin yıllardır kötü yönetimle içine sürüklendiği yoksulluğun hepinizden çok farkında ve maalesef içselleştirmiş durumdayız. Yoksulluk sınırının 15139 TL olduğu yerde talebimizin sadece 6000 TL olmasının sebebi de bu farkındalıktır. O yüzden bize “ama” ile başlayan, gelir-gider dengeleriyle süslenen ve elini taşın altına koymakla biten hikayeler anlatmayın. Elimizle değil tüm bedenimizle biz o taşın altında çoktan ezildik. Üzülerek ve utanarak belirtiyoruz ki, taleplerimizden anlaşılacağı üzere insanca yaşamak değil sadece yaşamak artık talebimiz!

 

Seyhan Belediyesi İşçileri olarak tekrar ve son kez söylüyoruz ki bizim seçtiklerimizin bu ayıpla anılmasını istemiyoruz. El verdik, emek verdik, güç verdik birbirimize. Daha güzel bir yaşamın mümkün olduğuna inandık. Bu çağrımız yanlıştan dönmeye davettir,  umudu yeşertmeye davettir. Umudumuzun tükendiği yerde inadımız başlar.

 

Haklıyız. Haklarımızı alana kadar mücadelemizde kararlıyız.”

 

Seyhan Belediyesi İşçileri, Adana

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending