Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Antep’te Balık Parkı’nda tekstil işçilerinden asgari ücret eylemi

Yayınlandı

on

antep site

Antep’te Başpınar OSB’de çalışan onlarca fabrikadan yüzün üzerinde işçi, Balıklı Parkı’nda bir araya gelerek asgari ücrete dair talepleri için eylem yaptı. Başpınar Tekstil ve Dokuma İşçileri Birliği’nin çağrısıyla yapılan eylemde, zamlara ve yoksulluğa karşı insanca yaşanacak bir asgari ücret talebi dile getirildi.

Antep’te Başpınar OSB’de çalışan onlarca fabrikadan yüzün üzerinde işçi, Balıklı Parkı’nda bir araya gelerek asgari ücrete dair talepleri için eylem yaptı. Başpınar Tekstil ve Dokuma İşçileri Birliği’nin çağrısıyla yapılan eylemde, zamlara ve yoksulluğa karşı insanca yaşanacak bir asgari ücret talebi dile getirildi.

İşçiler adına açıklamayı Mehmet Türkmen yaptı. Yapılan açıklamada gelen zamlarla birlikte enflasyonun yüzde 60 seviyesine geldiği ifade edilirken Gaziantep Valiliğine mektup yazarak çocuğuna bakamadığını ifade eden baba hatırlatıldı. “Çocuklarına bakamayan sadece bu işçi kardeşimiz değil. Çünkü en temel tüketim mallarının fiyatı en az iki kat arttı” denilen açıklamada ekmekten yağa kadar pek çok gıda fiyatının fahiş şekilde arttığı ifade edilirken sıklıkla telaffuz edilen 4000 TL’nin yeterli olmayacağına dikkat çekildi.

Açıklama Antep’teki diğer işçilere örgütlenme çağrısı yapılarak ve yeterli zam yapılmadığı takdirde öfke ve tepkinin daha güçlü şekilde ortaya konacağı ilan edilerek sonlandırıldı. Açıklamanın son kısmı şöyle:

Buradan 200 bin işçinin çalıştığı Başpınar Organize Sanayi Bölgesi işçileri olarak hükümete, patronlara ve bu kadar zamma rağmen 4 bin lira gibi komik bir rakam telaffuz eden, işçiler adına o masaya oturduğunu söyleyen Türk-İş başkanına sesleniyoruz. Yüzde 60’ı aşan enflasyon düzeyini ve son bir yılda dolar karşısındaki erimeyi telafi edecek bir oranın altında zam yapılırsa bunu kesinlikle kabul etmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Buradan bütün Başpınar işçilerine, bütün işçi kardeşlerimize, Antepli işçi ve emekçilere sesleniyoruz. Kaderimizin ve hayatımızın bir avuç patronun, tuzu kuru bakanların ve tuzu kuru sarı sendikacıların iki dudağı arasında olmasına artık yeter diyoruz.

İnsanca yaşamak ve insanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz. Biz dilenci değiliz kimseden sadaka istemiyoruz. Çalışıyoruz, alın teri, döküyoruz, üretiyoruz ve ürettiğimizden yarattığımız zenginlikten hakkımız olan payımızı istiyoruz. Ama bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da hakkımızı durduğumuz yerde vermeyeceklerini biliyoruz. O yüzden Dokuma ve Tekstil İşçileri Birliği olarak başlattığımız bu örgütlenmeye, bu birliğe, bu mücadeleye bütün işçi kardeşlerimizi katılmaya çağırıyoruz. Biz biliyoruz ki bu zamlara, bu sefalete karşı, insanca yaşamaya yetecek bir ücret ve insanca bir yaşam için birlik olmaktan ve örgütlenmekten başka çaremiz yok. Gaziantepli dokuma ve tekstil işçileri olarak kendi birliğimizi sağlamak, kendi bağımsız sendikamızı kurmak için bütün işçi kardeşlerimizi bu birliğin içinde yer almaya çağırıyoruz. Buradan aynı zamanda işçilerin haklarını savunmayan, patronlarla iş birliği yapan, işçilerin söz ve karar hakkına saygı duymayan, işçilerin sırtından yüksek maaşlar alıp lüks bir hayat sürdüren bürokrat ve sarı sendikacılara karşı işçilerin yönettiği, işçilerin karar aldığı, gerçek bir işçi sendikamızı kurmak için bir yola girdiğimizi ilan ediyoruz. Başpınar Dokuma ve Tekstil İşçileri Birliği olarak, asgari ücret ve ücretlere yapılacak zamlar eğer insanca yaşamamıza yetecek bir düzeyde olmazsa, buna karşı tepkimizi, öfkemizi daha güçlü bir şekilde ortaya koymak için mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz.

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending