Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Xiaomi Salcomp işçilerinden bakana tepki

Yayınlandı

on

2 SITE IHK Kopyasi 7 35

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in sendikal özgürlüğün olduğu, toplu sözleşme mekanizmalarının işlediği şeklindeki açıklamalarına, sendikalaştıkları için işten atılan ve direnişe geçen Xiaomi Salcomp işçilerinden yanıt geldi: “O zaman biz neden işten atıldık!”

 

Türk Metal Sendikasına üye oldukları için 170 civarı işçinin işten atıldığı Xiaomi Salcomp’te işçilerin sendika hakkı için mücadelesi sürüyor. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Türk-İş yöneticileri ve bir grup işçiyle yapılan toplantıda söylenenlere tepki gösteren bir kadın işçi, “Koşullarımızı dillendirdik, defalarca CİMER’e şikayet ettik, birçok kuruma da anlattık, müfettiş gönderin dedik ama kimse gelmedi. Hiç kimse sesimizi duymadı, duymak istemediler. İşyeri belli biz buradayız, gelsinler yanımızda olsunlar sesimizi duysunlar. Sendikalı olmak istiyoruz, sendikalı olduk diye 1 gecede ansızın işten çıkarıldık.” dedi. İşten atıldığını gece yarısı arkadaşından öğrendiği hatırlatan Salcomp işçisi şöyle devam etti: “İşten çıkarıldığımız servis şoförlerine bile haber verilmemiş, hiçbir kağıda imza atmadık. Bu mudur örgütlenmeye saygı, örgütlenme özgürlüğü varsa bizim burada ne işimiz var.”

 

“SENDİKALAŞTIM İŞTEN ATILDIM”

 

23 Mart’ta iş başı yapıp 25 Ağustos’ta Kod 49 ile işten atılan Betül ise “Yaklaşık 6 ay çalıştım, sürekli mobbing uygulanıyordu, ücretlerimiz eksik yatırıldı, fabrikada iş güvenliği desen zaten yok. Depolardan paletlerle ürün çektik bu bizim işimiz miş öyle söylendi. 3 aydır sendikalıyım sendikal örgütlenme sürecinde yer aldım, molalarda arkadaşlarıma sendikal faaliyetlere dahil bilgi veriyordum. Bırakın sendikal örgütlenmeyi devletin belirlediği asgari ücreti bile çok gören şirkete gerekli işlemi yapın. Sendikalı olmak her şeyden önce anayasal hakkımız, anayasal hakkımı kullandım işten atıldım.” diye konuştu.

 

“BAKANIN AÇIKLAMASI BURADAKİ KOŞULLARLA UYUŞMUYOR”

 

Salcomp’ta engelli statüsünde çalışan Deniz Esmer de Çalışma Bakanının açıklamasına tepki gösterdi: “Sendikaya üye oldum.  1 ay önce işten atıldım. Çalışma koşulları iyi değildi, fabrikaya sendikanın girmesini istiyorduk. Mücadele ettik, sendika yetki aldı bakanlık yetki belgesi gönderdi ona rağmen 200’e yakın sendikalı işçi toplu bir şekilde işten atıldı. Çalışma Bakanının açıklaması oldu, ama açıklamaları buradaki koşullarla uyuşmuyor, davet ediyoruz gelsin bizi görsün. Benim gibi diğer engelli arkadaşlarım da işten çıkarıldı. Biz nerede iş bulacağız. Sesimizi duyun.”

 

Bir başka kadın işçi ise “Lavaboya gitme tutanak, su içme tutanak, biz bunlardan bıktık artık. Sendikaya üye olduk, bir gecede gelen mesajla işten çıkarıldığımı öğrendim. Normalde işten çıkarırken 15 gün önceden işçilere haber verilmesi gerekirken ansızın işten çıkarıldık. Biz bunları yaşamayı hak etmedik, sendika istiyoruz, hakkımızı istiyoruz. Çalışma Bakanı açıklama yapmış ama biz güvenmiyoruz, hiçbir zaman arkamızda durmadılar, durmayacaklarını da biliyoruz. Biz hakkımızı söke söke almayı da biliriz.” diye konuştu.

 

BAKANIN AÇIKLAMASI NEYDİ?

 

Türk-İş yöneticileri ve bir grup işçinin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde katıldığı programda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, demokratik ülkelerde toplu sözleşme mekanizmalarının işlediğini, sendikal özgürlüğün, sendikal örgütlenmenin, emeğin korunduğu ülkeler olduğunu söyledi. Bilgin şunları söyledi: “Türkiye sadece demokratikleşme yolunda mesafe almamış, aynı zamanda yaşanılan salgın sürecinde sosyal devletin bütün imkanlarını başta sağlık sektörü olmak üzere her alanda seferber ederek, gelişmiş ülkelerin yaşadığı sefalet perişanlık manzaralarından uzak, dimdik ayakta kalmıştır.”

 

(Kaynak: Evrensel Gazetesi)

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending