Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Mavi Kalem işçileri sendikalaştıkları için işten çıkarıldı

Yayınlandı

on

2 SITE IHK Kopyasi 7 46

İstanbul Fatih’te bulunan Mavi Kalem Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği işçileri, DİSK’e bağlı Sosyal-İş sendikasında örgütlenmelerinin ardından işten çıkarıldı. Dernek binası önünde basın açıklaması yapan işçiler mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı. Sosyal-İş üyesi işçiler adına konuşan Anıl Eser, “Anayasal hak olan sendikalaşma hakkını kullanıp Sosyal-İş üyesi olan için işçiler, Mavi Kalem Yönetim Kurulu ve Yürütme Kurulu tarafından cezalandırılmaktadır.” dedi.

 

“PANDEMİDE MESAİ KAVRAMI FİİLEN ORTADAN KALDIRILDI”

 

Mavi Kalem yönetimin yasalara aykırı davrandığı belirten Eser “Mavi Kalem Yönetim ve Yürütme Kurulu üyelerini yasalara ve işçi haklarına saygılı davranmaya, anayasanın 51. maddesine uymaya davet ediyoruz. Üyelerimiz, Mavi Kalem Yönetim ve Yürütme Kurulu üyeleri tarafından açlık, baskı, ücretsiz izin, sözleşmelerin yenilenmemesi, sistematik mobbing ile ‘terbiye’ edilmeye çalışılmaktadır. Mavi Kalem yöneticileri kimlerin sendikalı olduğunun peşine düşmüş, nitelikli veri gizliliği kurumsal olarak ihlal etmişlerdir.” dedi.

 

Mavi Kalem çalışanlarının suç işlemediğini, anayasal haklarını kullanıp sendikalı olduklarını belirten Eser, işçilerin sendikalı olma nedenlerini şöyle açıkladı: “Yöneticilerle yapılan toplantıyı terk ettikten sonra ağlayarak istifa eden arkadaşlarını gördüler, sendikalı oldular. Kurum içindeki şiddet döngüsünü iliklerine kadar hissettiler, sendikalı oldular. Pandemide mesai saati kavramı fiilen ortadan kaldırıldı, işverenler tarafından her an ulaşılabilir köleler olarak görüldüler, sendikalı oldular. ‘Bu ekiple devam edilecek’ sözünü duyup İstanbul’a çocuklarıyla yerleşme hayali kuran arkadaşlarını sözleşmelerinin son anına kadar çalıştırıp kovduklarında güvencesizliği, keyfiliği, baskıyı gördüler, sendikalı oldular. Kişisel alanları ihlal edildi, sendikalı oldular. Dayanışmak için, haksızlığa, sömürüye karşı koymak, ‘Bizim de söyleyeceklerimiz var’ demek için Mavi Kalem’de sendikal örgütlenmeyi tamamladılar.”

 

“SENDİKALAŞMAYI KURUM İÇİN TEHDİT OLARAK GÖRÜYOR”

 

Sosyal-İş’in Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yetki başvurusu yaptığını belirten Eser “26 Haziran 2020 tarihi itibariyle yetkisi onaylanmıştır. İşveren ise sendikalaşmayı kurum için ‘tehdit’ olarak görerek zaman kazanmak amacıyla yetkiye itiraz etmiştir. İtiraz süreciyle birlikte 20’ye yakın arkadaşımız en temel hak olan sendika üyesi olma tercihlerinden kaynaklı çeşitli zaman aralıklarıyla işverenin planlı tasfiyesine uğramış ve işsiz kalmıştır.” dedi.

 

Eser iş kolunda çalışan işçilerin sorunlarını ise şöyle sıraladı: “Mobbing, güvencesiz çalışma, iş tanımının belirsizliği, gönüllülük adı altındaki emek sömürüsü, kurumlardaki şiddet kültürü, cinsiyete dayalı ayrımcılık, etkili bildirim mekanizmalarından yoksunluk, keyfilik, sivil toplum sektöründe çalışan işçilerin yaşadıkları hak ihlallerinin bir kısmıdır. Yüzlerce vakanın üstü işverenler tarafından örtülmektedir. Bütün bu sömürü çarkını aşabilmenin yegane yolu da dayanışmayı büyütmekten, örgütlenmekten, anayasal hakkımızı kullanarak sendikalaşmaktan geçmektedir.”

 

Basın açıklamasının ardından yarın saat 11.00’de Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda görülecek dava için çağrı yapıldı.

 

(Kaynak: Evrensel Gazetesi)

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending