
İşçi Hareketi Koordinasyonu BEDAŞ İşçilerinin Mücadelesini Değerlendirdi:
BEDAŞ İşçilerinin Yolu Birlik, Koordinasyon, Mücadele
BEDAŞ ile Tes-İş sendikası arasında sürdürülen toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine Yüksek Hakem Kurulu %6 zammı işçilere dayattı. BEDAŞ işçileri %6’lık zamma karşı iş bırakmadan günler önce Çağlayan’da da bir eylem yapmıştı. Kamuoyu BEDAŞ işçilerini, iş bıraktıkları zaman gördü ama yeteri kadar duymadı. Bakarsanız işçiler sendikalı. Nasıl olur da bu itiraz duyurulamaz değil mi? Ama işçiler masa başında işçinin yarınını satan, itiraz ettiğinde ise sahip çıkmayan Tes-İş’e üye. Sendikanın yeri yurdu bilinmez, temsilcilerine istendiği zaman ulaşılamaz. Ancak her ay aidatlar işçinin maaşından kesilir. Sorarsan sendikadır ama işçinin hakkını patrona yediren o kuruluşların adı esasen sarı sendikadır. Bu yüzden BEDAŞ işçilerinin haklı itirazı hem patrona hem de onunla el sıkışan Tes-İş’e karşı yükseldi.
İşçilerin sarı sendikaya mecbur edilmesi, BEDAŞ’ın özelleştirilmesiyle başladı. Cengiz Holding patron koltuğuna oturdu, Enerji-Sen’in örgütlülüğünün yerini Tes-İş aldı. İşçilerin bugün %6’lık zamma karşı itirazı, bu 8 yılı düşünmeden ele alınmamalı. Bir yanda 8 yıllık baskı ve hak gaspı, diğer yanda ise 8 yıllık bir deneyimsizlik ve örgütsüzlük var.
Kendi Yolumuzu Çizmek Mümkün
BEDAŞ işçilerinin direnişi ne şekilde sürebilirdi sorusunu gündeme getirmeyi önemsiyoruz. Çünkü bu, hem BEDAŞ işçileri hem de onları izleyen farklı iş kollarındaki tüm işçiler için yol gösterici olacak.
BEDAŞ işçilerinin kendi çabalarıyla bir araya gelmesi, itirazını duyurmaya çalışması büyük bir öneme sahip. İşçiler Tes-İş’e güvenmiyor. Bu açık bir gerçek. Güvensizlik, işçileri kendi geleceklerini belirlemek için adım atmaya zorladı. Bu ilk adımın devamını getirmek mümkün. İşçiler ya patroncu kararlara ya da işçiyi satan sendikaya mecbur edilmeye çalışılıyor. BEDAŞ işçilerinin bu çıkmaza mahkum olmamasının yolu, kuracağı birliğe ve örgütlülüğe bağlı.
Birliği Dağıtmadan Yürümeliyiz
Tes-İş işçilere, haziran ayında işverenle görüşme yapacağını vaad etti. Haziran ayında %6’yı çok az aşan bir oranla yeniden işçilerin karşısına gelinmesi olası bir ihtimal. İşçiler bu görüşmeyi bekleme kararı aldı. Ancak harekete geçmeden beklemek mücadeleyi dağıtır.
BEDAŞ işçilerinin bu süreçte daha örgütlü bir şekilde hareket etmelerini sağlayacak mekanizma, kendi içlerinde kurdukları, kuracakları koordinasyonlardır. Bu sürece dahil olan tüm işçilerin haberdar olmakla kalmayıp onay verdiği, seçtiği, aday gösterdiği kişilerden oluşan bir ana koordinasyon ve şebekelerde kurulacak koordinasyonlar, süreci daha organize bir şekilde ilerletebilir. İşçilerin bu birliklere ne isim vereceği önemli değil. Önemli olan söz, yetki ve karar hakkının işçilerde olduğu mekanizmaların kurulması ve sendikaya bel bağlanmaması.
İşçiler Hedefini, Atacağı Adımları Belirlemeli
İşçiler yüzde 6 zam istemiyorsa yüzde kaç zam istiyor? Haziran ayında beklenen görüşme yapılmazsa işçiler ne yapacak? Görüşme olursa ve istenen zam oranı teklif edilmezse işçiler ne diyecek? Sendika işçilerin itiraz ettiği orana patronla el sıkışırsa nasıl adım atılacak? Yanıtlanması gereken birçok soru var. Bu soruların her koordinasyonda yanıtlanması ve nihai hedeflerin ilan edilmesi, ilk olarak işçileri fikri olarak birleştirecektir.
Mücadele Yöntemi Ne Olmalı?
İşçiler, hedeflerini ve ne istediğini mutlaka emekçi halka anlatmalı. İstanbul’un Avrupa yakası bir uçtan diğer uca kadar şehrini aydınlatan işçisine sahip çıkacaktır. BEDAŞ işçileri her gün, her ilçede yüzlerce binaya girip çıkıyor. İşçilerin mücadelesini her gün, her kapıya yazılı olarak bırakması büyük bir dağıtımı örgütler. Basın ve kamuoyunun işçileri görmesi ise planlı bir çalışmaya ve işçilerin atacağı somut adımlara bağlı. İlk adım olarak işçilerin iş çıkışlarında bir araya gelerek örgütleyeceği eylemler, dertlerini herkese anlatmak için bir yöntem olacaktır. Sendika ve patron işçilerin kararlılığını görecektir. Görüşme sürecinde ise planlı olarak iş bırakma örgütlenebilir. Patron iş bırakan 1500 işçinin yerine, derhal 1500 işçi bulamaz.
İşçiler Birbirine Sahip Çıkmalı
Tek günlük iş bırakma eyleminin ardından bile BEDAŞ işçilerinin nelerle karşılaştığını biliyoruz. Yevmiye kesme başlangıçtı. Baskı, tehdit eksik olmadı. Bunlar az sayıda işçiyi etkilemese de çok sayıda işçiyi etkileyecek. Dikensiz gül bahçesi herkes ister. Ancak patron işçileri umutsuzluğa sürüklemek, birliğini dağıtmak için elinden geleni yapacaktır. Hazırlıklı olmak gerekiyor. İşçiler birbirine kenetlenmeli. Bir işçiye tüm işçiler her koşulda sahip çıkmalı. Patronların direngenliği kırma çabalarının boşa düşürülmesi de mümkün.
Yanlışa Yanlış Diyeceğiz
BEDAŞ işçileri çok önemli bir adım attı. Kendi birliklerini yeni yöntemlerle kurdular, hem patrona hem sendikaya kafa tutmayı başardılar. Elbetteki bu bir başlangıç. İşten çıkarma, iş yerinde baskı görme tehditleri altında mücadele etmeye çalışmak kolay değil. Bu örgütlenme çalışmasına işçi hareketinin birçok parçası kendi deneyimleriyle katkıda bulunmaya çalıştı. Yeni yol ve yöntemler önerildi, işçilerle kurulan güven bağları güçlendirilmeye çalışıldı. Güven kolay kazanılmaz. Yıllardır sarı sendikanın elinden kurtulamamaları elbetteki enerji iş kolundaki diğer sendikaların da üstüne düşenleri yapmamasından kaynaklıdır. Bugün en doğru seçenek her ne olursa olsun Enerji-Sen’e üye olmaktır. Ancak bugüne kadarki hantallıkların mutlaka ortadan kaldırılması gerekir. Biz tüm gücümüzle Enerji-Sen’in yeni örgütlenme çalışmasında yer almaya hazırız. Bugüne kadar ki sendikalara ve konfederasyonlara hakim dar grupçu eğilimler, işçi hareketine zarar veren bu yaklaşımlarından geriye çekilmelidir. Sendikaları tüm dinamik öncülerle buluşturmaya, onları kapsayacak mekanizmalar oluşturmaya önem vermelidir. Böyle olmazsa ne olur? Böyle olmazsa bu örgütlenme de çok kısa süre önce bile gözümüzün önünde çöken diğer sendikal örgütlenmeler gibi çöker gider. Herkes işçi sınıfının çıkarlarının önüne kendi dar grupçu çıkarlarını koymaktan vazgeçmek zorunda. Gelin bu yöntemle elimizden geleni yapalım, sarı sendikayı alt edelim, BEDAŞ işçisinin direngen mücadelesini kazanıma taşıyalım.
Bunun yanında dikkat çeken bir diğer hatalı yaklaşım ilkinden çok daha hatalı. Artık şu meslek odası mensubu yaklaşımını terk edilmeli. Benim mesleğim şu, ben size yardım ederim demek işçi sınıfını ve onun örgütlenmesini hiç anlamamak demektir. Mesleğinizle değil, verdiğiniz emekle bir adım öne çıkmanız size daha çok yakışacaktır. Bugüne kadar hiçbir işçi hareketini o mesleklerin sahipleri var etmedi. Çok katkıları oldu ama genelde mesleki çıkar ilişkilerinin yozlaştırıcı etkileriyle daha çok sonuçlandı. Böyle olmasını istemeyiz. Ancak ne mutlu ki sahibinden devren sendikal çalışmalara işçiler de sıcak bakmıyor. Her şey hazır gelin yönetin gibi manipülasyonlara işçilerin açık olduğunu düşünmek bile çok büyük bir hata. Biz işçi sınıfının aklını kendisinden aşağıda gören orta sınıf meslek sahiplerinin, işçi hareketine zarar verici etkileri olduğunu düşünüyoruz. Her kim olursa olsun işçi hareketinin örgütlenmesi ve mücadele etmesi için verilen her türlü emeğin kendi değerini bulacağı kanaatindeyiz. Bu çiğ davranışlardan uzaklaşmak daha olumlu sonuçların alınmasında etkili olacaktır.
İşçilerin Okulu Direniştir
Biz BEDAŞ işçilerinin haklı itirazına baktığımızda; özelleştirmeyle başlayan sekiz yıllık bir örgütsüzlüğü görüyoruz. Ancak BEDAŞ’taki bu ilk adımın hem işçiler hem de işçi hareketi için bir okul olması gerektiği aşikar. İşçilerin kolektif tartışmalarıyla, birliğiyle bir yol açabileceğine inanıyoruz. Kazanımı sadece istenen zammın alınması olarak ele almıyoruz. Kazanım, sömürücü patronlara karşı işçilerin birlikte karar alarak örgütlenmesidir. İlk adımı atma cesaretini göstermesidir. İşçilerin deneyim kazanmasıdır.
İşçi Hareketi Koordinasyonu, tüm ülke ve dünyada işçi sınıfının çıkarını gözetmeye ve atacağı her adımı bu yönde atmaya devam edecek.
İşçi Hareketi Koordinasyonu