İşçi Hareketi
İşçi Emekçi Birliği’nden İstanbul Çalışma ve İş Bulma Kurumu önünde eylem
Eylem saat 12.30’da Çalışma ve İş Bulma Kurumu’nun Tophane’deki binasının önünde başladı. İşçi Emekçi Birliği bileşenleri “İnsanca yaşanacak bir ücret için mücadele edelim, ücretli kölelik düzenini yıkmak için birleşelim!” yazılı pankartın arkasında bir araya geldi.
“SERMAYE ÖRGÜTÜ TEMSİLCİLERİ DAHİ TÜRK-İŞ BAŞKANINDAN YÜKSEK RAKAMLAR TELAFFUZ EDİYOR”
Yapılan basın açıklamasında 7 Aralık’ta başlayacak olan asgari ücret görüşmelerine ilişkin Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın açıklamalarına vurgu yapılarak “Geçtiğimiz sene Ekim ayında Türk-İş Başkanı “45 yılın acısını çıkartacağız” diyordu. Şimdi ise “kırmızı çizgimiz 7.785 TL” diyor. Aynı Türk İş Kasım ayı için bekâr bir çalışanın aylık yaşam maliyetini 10.170 TL, yoksulluk sınırını ise 25.365 TL olarak açıkladı. Sermaye örgütü temsilcileri dahi Türk İş başkanından yüksek rakamlar telaffuz ediyor.” denildi.
“KURULAN MASA İŞÇİLERİ AÇLIĞI GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK İÇİN”
Asgari ücret görüşmeleri öncesinde AKP hükümetinin sermaye kesimlerinin Kamu Garanti Fonu’ndan düşük faizli kredi alma, sigorta primi teşviki, işsizlik sigortası fonu gibi birçok isteğini yerine getirdiği ifade edilerek “İşçi ve emekçilerin doğrudan ve dolaylı olarak ödediği vergiler, primler yağmalanırken, sefalet koşulları dayatılırken, hayat pahalılığı her gün alım gücümüzü daha da aşağı çekerken Türk İş başkanı da adeta bu gerçeklerin üstünü örtmek ve sermaye çevrelerine yaranmak için elinde geleni yapıyor. Yaşanalar, kurulan masanın işçi ve emekçilerin taleplerini bastırmak, açlığı gösterip sıtmaya razı etmek için kurulduğunu bir kere daha gösteriyor.” denildi.
“BİRİLERİNİN BİZLERİ SEFALETE MAHKUM ETMESİNE İZİN VERMEYELİM!”
Açıklamada, patron hükümet iş birliğiyle kurulan bu sahneyi dağıtmanın tek yolunun işçi ve emekçilerin örgütlenerek mücadele etmesi olduğunun altı çizildi. “Buradan tüm işçi ve emekçilere bir kere daha sesleniyoruz. Gelin bu oyunu hep birlikte bozalım. Birilerinin bizim adımıza karar vermesine, bizleri sefalete mahkum etmesine izin vermeyelim, geleceğimize sahip çıkalım.” ifadeleriyle emekçilere örgütlenme, mücadele etme çağrısı yapıldı.
Açıklamada ayrıca İşçi Emekçi Birliği’nin 17 Aralık Cumartesi günü Kadıköy’de yapacağı asgari ücret eylemine de çağrı yapıldı.
"Asgari değil insanca yaşam" diyerek İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önündeyiz!
"İşçi sınıfını savunan her türlü örgütlülükle sendikalarda, fabrikalarda, mahallelerde, hayatın olduğu her yerde komiteler-meclisler-birliklerde örgütlenelim." pic.twitter.com/TJray4KbSD
— İşçi Emekçi Birliği (@isciemekci_) December 6, 2022
“ÜCRETLİ KÖLELİK DÜZENİNİ YIKMAK İÇİN BİRLEŞİRSEK…”
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
“Ücretli kölelik düzenini yıkmak için birleşirsek;
Asgari ücret işçi sendikalarının açıkladığı yoksulluk sınırının altında kalamaz!
Yoksulluk sınırı Kasım ayında 25 bin 364 lira olarak açıklanmıştır. Bu rakamında gerçeği yansıtmadığını hatta her an arttığını biliyoruz. Nüfusun 51 milyonu yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Birleşirsek bir avuç sömürücü bizlere açlık ve yoksulluk koşullarını reva göremez.
Asgari ücreti işçi düşmanı bir komisyon belirleyemez!
İşçilerin büyük çoğunluğunu ilgilendiren bir ücrette işçi sınıfının söz ve eylem hakkı olmalıdır. İşçi sınıfını savunan her türlü örgütlülükle sendikalarda, fabrikalarda, mahallelerde, hayatın olduğu her yerde komiteler-meclisler-birliklerde örgütlenelim. Grevlerle, direnişlerle insanca yaşamaya yeten ücreti biz belirleyelim.
Eğitim, sağlık, barınma, en temel insan hakkıdır ücretli olamaz! Gıda, giyim, su, elektrik, doğalgaz harcamaları insani ihtiyaç oranında ücretsiz karşılanır!
Geçtiğimiz kış elektriği, doğalgazı kesilen abone sayısı 4.5 milyondur. Geçilmeyen köprülere, gidilmeyen havaalanlarına, ödenmeyen şirket kredilerine ayrılan ödenek bizlerin parasıdır. Temel insanî ihtiyaçlarımızı ücretsiz alalım!
İş ve gelir güvencesi olmayan kimse kalamaz!
Esnek, güvencesiz, kuralsız çalıştırmalarla çalışma saatleri her geçen gün artmaktadır. 12-14 saatlere varan mesailer hem işçileri düşük ücrete hem de işsizliğe mahkûm etmektedir. Ücretlerin azalmadan iş saatlerinin azalması, işsizliğin ortadan kaldırıldığı, herkese gelir güvencesinin sağlandığı bir hayat mücadeleyle mümkündür.
Vergi aldatmacasına son!
Sermaye sahipleri sürekli bir şekilde vergiden muaf tutuluyor. Bizlerin maaşı vergi dilimlerinden kesintilere uğruyor. Tüm ücretli çalışanlardan dolaylı, dolaysız vergi alınması durdurulmalıdır. Vergiler halkı sömüren sermaye sahiplerinden alınmalıdır.
Emekli maaşları da dâhil hiçbir ücret asgari ücretin altında olamaz!
Açlık sınırı 8 bin TL’ye dayanmışken emekli aylıkları 3500 TL civarındadır. 25 yıl, 30 yıl çalışırken sömürüldükleri yetmiyor gibi emekli olduktan sonra da emekliler ölüme terkediliyor. Asgari ücret, bir insanın alabileceği en düşük ücrettir ve bugün artık toplumun tamamını ilgilendirmektedir. Emekli aylıkları, asgari ücretin altında kalamaz.
Çocuklarımız okullarda aç kalamaz, en az bir öğün ücretsiz yemek!
Açıklanan enflasyonla, hissedilen, gerçek enflasyon arasında 5 kat fark vardır. Geçtiğimiz yıl sadece elektrik ve doğalgaza toplamda 9 kez zam gelmiştir. Ancak ücretler aynı oranda artmamıştır. Milyonlarca çocuğumuz okula aç gidip aç dönmektedir. Sermaye sahipleri doysun diye çocuklarımızın açlığına izin vermeyelim.
Bu düzen, özel mülkiyete dayanır ve sermaye sınıfının çıkarına hizmet eder. İnsanca yaşanacak ücret de dâhil bizim sorunlarımızı çözecek olan işçi, emekçilerin kendi iktidarıdır.
Ücretli kölelik düzenini yıkmak için birleşelim!
İnsanca yaşanacak bir hayatı kendimiz kuralım!”
İşçi Hareketi
Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!
1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.
2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.
3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.
4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.
5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.
6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir.
İşçi Hareketi
Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi
Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.
İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.
İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.
SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ
Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:
Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”
%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil.
Açıklama
Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika
Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.
Açıklama şu şekilde:
“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.
Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.
Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.
Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!
Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”
🛑 Marketler büyürken, ücretlerimiz eriyor, haklarımız gasp ediliyor. Yalnız değiliz. Haklarımız var, sendikamız Mağaza Market-Sen var!
📌Düşük Ücret Dayatmasına
📌Uzun Çalışmaya
📌MobbingeSon vermek için "Her Markete Sendika" ✅
Açıklamamız👇https://t.co/m0wFkDHRVA pic.twitter.com/S786z00K9h
— Mağaza Market-Sen (@MagazaMarketSen) February 5, 2024
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
These ’90s fashion trends are making a comeback in 2017
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
The final 6 ‘Game of Thrones’ episodes might feel like a full season
-
Analiz3 ay önce
Bakan Şimşek’i Asgari Ücret İle Yaşamaya Davet Ediyoruz
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
According to Dior Couture, this taboo fashion accessory is back
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Phillies’ Aaron Altherr makes mind-boggling barehanded play
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
The old and New Edition cast comes together to perform
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Disney’s live-action Aladdin finally finds its stars
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Uber and Lyft are finally available in all of New York State