Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Getir İşçileri Anlatıyor: “Ben 12 Saat Çalışan Bir Köleyim”

Yayınlandı

on

2 SITE IHK Kopyasi 7


Online alışveriş sektörü büyüdü, motokuryelerin sırtındaki yük ve baskı da arttı. Artık gıda, kırtasiye, giyim, market, vb. alanlarda hizmet veren küçük işletmeler dahi evlere servis hizmeti sağlamaya başladı. Alışveriş alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte patronlar müşterilerine ‘hem en hızlı, hem en ucuz’ hizmeti vaadediyor. Peki bunu neye dayanarak yapıyorlar? Pandemi sürecinde iş yükleri 3 kat artan motokuryelerinin sömürdükleri emeklerine dayanarak…

 

PANDEMİYLE HEM İŞ YÜKÜ HEM ÇALIŞMA SAATLERİ ARTTI

 

Müşterilerin “çok acil gelsin” notu ve patronun “hızlı götür” baskısı altında dakikalarla yarışarak çalışan motokuryelerin çalışma şartlarını Getir’de çalışan motokurye arkadaşımız bir bir anlattı. Pandemiden önce de motokuryelik yapan işçi, pandemiden sonra hem iş yükünün, hem de çalışma saatlerinin katlanarak arttığını söylüyor.

 

ESNAF KURYELER ÇALIŞIRSA TOK, ÇALIŞAMAZSA AÇ YAŞIYOR

 

Pandemi sürecinde binlerce kişiyi istihdam etmekle övünen Getir şirketinin çalıştırdığı motokuryelerin neredeyse yarısı ‘esnaf kurye’ adı verilen sistemle çalışıyor. Bir nevi taşeron sistemini anımsatan bu sistemde kurye kendi motoruyla çalışıyor, saatlik ücret alıyor, sigortası ve güvencesi de bulunmuyor. Yani esnaf kuryeler çalıştıkları gün tok, çalışamadıkları gün aç yaşıyor.

 

EN BÜYÜK RİSK KAZA, SEBEP İSE “ACELE ET” BASKISI

 

Çalışma şartlarını anlatan Getir çalışanı kurye, “Trafikte kaza yapma riskimiz çok yüksek.” sözleriyle kaza riskine dikkat çekiyor. Pandeminin başından bu yana 200’den fazla motokuryenin kazalarda yaşamını yitirdiği biliniyor. Kaza riskinin sebebi ise ‘acele et’ baskısı.

 

“ASANSÖRDEKİ İKİ DAKİKAYI BİLE HESAPLAMAK ZORUNDAYIZ”

 

Getir çalışanı kurye, “Patron ‘hadi hadi’ diyor. Patrona anlatamıyorsun. ‘Git paketini ver gel’ diyor da, diyelim ki sipariş 5. katta, asansörde kaybettiğimiz 2-3 dakika bile bizim karşımıza çıkabiliyor.” sözleriyle 2 dakikanın dahi hesabını yapmak zorunda olduklarını ifade ediyor. İşte bu ‘acele’ baskısı motorkuryeleri trafikte risk almaya mecbur bırakıyor. Normal şartlarda bir motorun şehir içinde 40-50 km hız limiti olduğunu belirten motokurye, “Bizim hız ibremiz mecburen 70-80’in altına inmiyor” diyor.

 

AY SONU ELE GEÇEN PARA ASGARİ ÜCRET BİLE DEĞİL

 

“En büyük risk kaza, ondan sonra patron” diyen işçi, söz konusu esnaf kurye sisteminin amacının sıcak para kazanabilmek olduğunu ancak kazanılan paranın asgari ücretin altında kaldığını da ekliyor: “Masrafları düştüğümde asgari ücretin altında para kazanmış oluyorum, bunun farkındayım ama sıcak paraya ihtiyacım olduğu için mecbur bu işi yapıyorum”

 

İŞÇİNİN KAZANDIĞI PARA YILDIZLARA BAĞLI

 

Müşterinin verdiği yıldız ile belirlenen puanlamanın doğrudan kendilerine ücret kesintisi olarak döndüğünü belirten kurye, sistemi şöyle özetliyor: “Biz yıldız puan ortalamasıyla çalışıyoruz, geç gidersek ya da yanlış sipariş götürürsek müşteri düşük yıldız veriyor. Yıldız bizim puanımızdan düşüyor, bu da bize maddi kesinti olarak dönüyor.”

 

İZİNLER SIK SIK İPTAL EDİLİYOR, TATİL ZATEN HAYAL!

 

Sık sık izinlerinin iptal edildiğini söyleyen motokurye, izin günü işe çağrıldığında ‘hayır’ deme hakkının olup olmadığı sorusuna “Bir kere hayır dedin diyelim, ikinciye dersen karşındaki “bu benim işime yaramaz” diye düşünmeye başlar, işten çıkarırlar” sözleriyle cevap veriyor. Esnaf kuryelerin tatil günlerinin olmadığını ekleyen kurye, “Biz çalışırsak paramız var, çalışmadığımız gün paramız yok” diyor.

 

CAN KAYIPLARI VE İŞ YÜKÜ ARTARKEN GETİR PATRONU 2,6 MİLYAR DOLAR KÂR ETTİ!

 

Pandemi süreci motokuryelere, artan iş yükü, artan çalışma saatleri ve kaza riski olarak yansırken, Getir patronuna milyar dolarlar olarak yansıdı. Pandemiyi fırsata çevirenler arasında yer almayı başaran Getir patronu Nazım Salur 2015’te kurduğu şirketin pandemi sürecinde 2,6 milyar dolar değerine ulaşarak milyar dolarlık şirket konumuna yükseldiğini ‘müjdeledi’. İşte bu milyar dolarlık servet, kimi zaman güneşin altında, kimi zaman yağmurda, karda motor üstünde sipariş yetiştirmeye çalışan motokuryeler sayesinde oldu. Diğer tüm patronlar gibi Getir patronu Nazım Salur’un da işçilerin yaşamıyla değil, sadece siparişlerin hızıyla ilgilendiği büyüme rakamlarından da anlaşılıyor.

 

“BEN 12 SAAT ÇALIŞAN BİR KÖLEYİM”

Peki bu büyüme rakamları motokurye çalışanlarının şartlarına olumlu anlamda yansıdı mı? Bu soruyu yanıtlayan kurye işçisi şunları söylüyor: “Geçenlerde 24 milyon lira hibe dağıttı şirket kuryelere, onun dışında salgın sürecinde başka hiçbir değişiklik olmadı. Ben bu dağıtılan hibeyi de eskiden kölelik sisteminde kölelere sunulan cariyelere benzetiyorum. Biz köleyiz ben bunun farkındayım. Ben 12 saat çalışan bir köleyim. Benim hiç özel hayatım yok, çocuğumu alıp da bir parka gidemiyorum. Bu mesleğe girdiğimden beri kendime zaman ayıramıyorum.”

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending