Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Fastfood işçilerinden eylem

Yayınlandı

on

2 SITE Twitter Facebook IHK ASIL 1 2

Tab Gıda’ya bağlı işyerlerinde çalışan fastfood işçileri İstanbul ve İzmir’de yaptığı eylem ile insanca çalışma koşulları ve ücret taleplerini dile getirdi.

 
DİSK’e bağlı Gıda-İş ve Dev Turizm İş sendikalarının çağrısı ile eylem yapan fastfood işçileri, ücretlerinin ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini istedi.
 
İstanbul’da Ata Holdinge bağlı TAB Gıda bünyesindeki Burger King, Popeyes, Sbarro, Arby’s, Usta Pideci ve Usta Dönerci işçilerinin ağır çalışma koşullarına ve sendikalaşmalarının önündeki engellere karşı şirketin genel merkezi önünde yaptığı eylemde, fastfood işçilerinin sendikalaşmasını engelleyen tutumlardan vazgeçilmesini istendi. Eylemde söz alan Arzu Çerkezoğlu, “TAB Gıda’da yaşananlar Türkiye işçi sınıfına reva görülen çalışma koşullarının özetidir. Çalışma hayatının bütününde yaşananlar AKP iktidarının bir özetidir” dedi.
 
Dev Turizm İş adına konuşan Turgay Özdemir, “İşçiler evine ekmek götüremeyecek durumdadır, her şeye yüzde 100 zam gelirken işçiler asgari ücret düzeyinde çalıştırılmaya çalışılıyor, biz bunu kabul etmiyoruz” dedi.
 
“İnsanca ücret istiyoruz!”
Basın açıklamasını okuyan DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan ülkenin dört bir yanında çeşitli iş kollarından işçilerin zamlara, yetersiz ücretlere, işten atmalara ve sendikalaşmanın önündeki engellere karşı ayakta olduğunu hatırlattı. Aslan, “Fastfood işçileriyle, kurye işçilerinin sorunları iç içedir. Aynı sorunları yaşıyoruz. Dolayısıyla mücadeleyi de ortaklaştıracağız. Tüm fastfood işçilerine çağrımız, örgütlenelim, direnişte olan işçilerle birlikte olalım” dedi.
 
“Örgütleneceğiz, haklarımızı alacağız”
TAB Gıda işçilerinin koşullara itiraz ettiğini ifade eden Aslan şunları ifade etti:
 
“Pandemi süresince aylık 1200 ila 1400 liraya geçinmek zorunda bırakılan işçiler olarak insan yerine konmak istiyoruz. Bizlerin üzerinde baskılar eksik olmuyor. Fazla mesailerimiz ödenmiyor. Mobbinge maruz kalıyoruz. Ücretlerimiz düşük, çalışma saatlerimiz uzun. Angarya hiç bitmiyor. Hakkını arayan, ses çıkaran işçi arkadaşlarımız kapının önüne konuyor, şubeler arasında sürgün yaşıyor. Çalıştığımız şirketler, markalar milyonlarca, milyarlarca para kazanırken, fastfood işçileri olarak bizler açlık sınırına yakın ücretle çalışmak zorunda kalıyoruz. Örgütlenmek isteyen, sendikalaşmak isteyen işçi kardeşlerimiz hemen işten atılıyor. Bizler fastfood çalışanları olarak artık yapılan baskılara, düşük ücrete ve insanlık dışı çalışma koşullarına hayır diyoruz. Örgütleneceğiz, haklarımızı alacağız.”
 
İşçilerin çalışıp işçilerin ürettiğini ancak işçinin hakkını alamadığını vurgulayan Aslan işçilere örgütlenme ve mücadele etme çağrısı yaptı.
 
“Rekabet değil, insanca çalışmak istiyoruz”
İzmir’de ise Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan eylemde ise basın açıklamasını Gıda-İş Ege Bölge Temsilcisi Ufuktan Öden okudu. Öden ücretlerin zamlar karşısında kar gibi eridiğini hatırlatarak şunları ifade etti:
 
“Asgari ücrete gelen artış elimize geçmeden uçup gitti. Doğal gaz, elektrik, ulaşım, yakıt, gıda ürünlerine gelen zamlarla geçinmek adeta mucize oldu. TAB Gıda yeni yatırımlar yapıyor, yeni şubeler açıyor, karına kar katıyor. Artık kazançlardan payımızı istiyoruz. İnsanca geçinmek, insanca yaşamak, insanca ücret almak istiyoruz. Fastfood işçisi olarak bizler yarış atı değiliz, performans uygulaması ile bizleri yarıştırmayın. Rekabet değil, insanca çalışmak istiyoruz. Çalışırken hak gasplarına uğramak ve haklarımızın yenilmesini istemiyoruz. Alın terimizin, emeğimizin karşılığı tam verilsin.”

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending