İşçi Hareketi
Demiryol-İş işçilerin aidatlarıyla alınan mülkleri satışa çıkardı
Türk-İş’e bağlı Demiryol-İş Sendikası işçilerin aidatlarıyla alınan bina ve sosyal tesisleri satmaya başladı. Toplamda 30 milyon TL’ye satılan Edremit’teki kampın işletmesinden sorumlu Eskişehir Demiryol-İş Sendikası (EDİ-KOOP) yaptığı açıklamada, “Bulundukları yere bir çivi bile çakamayan zümre Demiryol-İş tarihinde mal satan yetkililer olarak anılacaklardır.” sözlerine yer verdi.
“KAMPIN SATILDIĞINI İHTARNAMEYLE ÖĞRENDİK”
Demiryol-İş Sendikasına üye işçilerin aidatlarıyla alınan Edremit ve Şakran’daki oteller ile Aksaray’daki sendika binası satışa çıkarıldı. Edremit Akçay’daki kampın satışıyla ilgili olarak uzun yıllardır kullanım ve işletim hakkı elinde olan Eskişehir Demiryol İşçileri Tüketim Kooperatifi (EDİ-KOOP) yönetimi yayınladığı açıklamada, “21 Haziran tarihinde kampımıza gelen Balıkesir Büyükşehir Belediyesinde yetkili olduklarını ifade eden şahıslar, tapu dairesinden geldiklerini, kampın satış ve devrinin gerçekleştirildiğini bildirmişlerdir. Balıkesir ili 3. Noterliğince gönderilen, 24 Haziran tarihli ihtarname ile satışın gerçekleştiği tarafımızca öğrenilmiştir” ifadelerine yer verdi. Balıkesir Büyükşehir Belediyesine 10 milyon TL peşin 20 milyon TL taksitle toplamda 30 milyona satıldığını belirten EDİ-KOOP, “Bir kuruş dahi katkılarının olmadığı kampımızda bizlerin her santimetrekaresinde emek ve terimizin bulunduğunu nereden bilecekler? Bugüne kadar bulundukları yere bir çivi bile çakamayan bu zümre Demiryol-İş tarihinde mal satan yetkililer olarak anılacaklardır.” dedi.
ALIM-SATIM YETKİSİ GENEL MERKEZDE
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Demiryol-İş Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Ramazan Uysal, taşınmazların kanuni mal sahibi Demiryol-İş Sendikası Genel Merkezine kullanım hakkının ise EDİ-KOOP’a ait olduğunu belirterek, “Eskişehir şubenin kanuni ve idari herhangi bir yetkisi bulunmamaktadır. Sendikaya ait atıl durumdaki, depreme karşı dayanıklı olmayan, yıpranmış, masrafı fazla olan, bütçeye yük teşkil eden, ekonomik olmayan şube binalarının, kampların, sosyal tesislerin, taşınır veya taşınmaz malların alım, satım, tamiratının yetkisini genel merkez genel kurulunda, genel kurula katılan delegelerden yetki alarak genel merkez kullanmaktadır. Biz elbette sendikaya ait sosyal tesislerin sendikada kalmasını ve üyelerimizin buralardan faydalanmasını isteriz. Şube olarak bizim satılması gibi bir fikrimiz veya isteğimiz olmamıştır.” diye konuştu.
ÖRGÜTLENME BÜYÜDÜKÇE SENDİKALARIN KASALARI DA BÜYÜDÜ
İşçilerin aidatlarıyla alınan taşınmazların satılmasıyla ilgili konuşan Eski Demiryol-İş Eskişehir Şube Başkanı Fahrettin Ersalman, sendikaların kurulduğu günden bu yana büyük mücadelelere öncülük ettiğini, sınıf içerisinde gün geçtikçe örgütlülüğünün arttığını bu örgütlülüğün de sendikalara güç kattığını dile getirerek, “Sendikalar ülkenin temel; sosyal, siyasal, ekonomik konularda önerilerini, taleplerini dile getirdiler. Öneri ve taleplerinin yerine getirilmesi için siyasi tarihe geçecek grevler, direnişler, mitingler yaptılar. Sendikalar-federasyonlar-konfederasyonlar düzenli aidat ödemelerine kavuşunca ekonomik olarak da kasaları güçlendi. Ekonomik olarak güçlenen sendikalar başta kendi binalarına kavuşarak kiracılıktan kurtulurken, mal mülk edinmeye, eğitim ve dinlenme tesislerini sahil kentlerinde yapmaya başladılar. Aidat gelirleriyle kazanç sağlayacak alanlara yatırım yapmaya başladılar. Sendikalar kendi üyelerinin ihtiyaçlarına binaen ‘yapı kooperatifleri ve tüketim kooperatifleri’ kurmada öncülük ettiler.” dedi. 12 Eylül darbesinden sonra sendika içindeki demokrasinin ortadan kaldırıldığına, sendika yöneticilerinin bir memur gibi atandığına değinen Ersalman, “Sendikal hareketin 1948 yılından günümüze kadar geçen süreciyle ilgili yaptığımız tespitlere göre bir de sendika yöneticileri üyesi oldukları partinin kimliğiyle sendikacılık yapıyorlar.” dedi.
ÖRGÜTLENMENİN OLMADIĞI DURUMDA…
Taşınmazların alım satımında sendika şubelerinin yetkisinin olmadığını söyleyen Ersalman, “Alım satımı genel merkez yapar, bunu da sattığının daha iyisini almak veya daha yüksek gelir getirecek yatırım yapmak üzere satabilir ya da sendikaların temel gelir kaynağı üyelerinden topladığı aidatlardır. Eğer sendikaların üye sayısı, çalışan sayısı artmasına rağmen artmıyor, özelleştirmeler, işten çıkarmalar, emekli olmalar sonucunda azalan üye sayısına karşılık örgütlenmede yetersiz kalınıyorsa, doğal olarak aidat gelirleri de eriyecektir. Kaybettiğin üyelerin yerine yeni üye koyamıyorsan, var olan üye sayın her geçen gün eriyorsa, erimeye karşı yeni örgütlenmeler yapmıyorsan, en önemlisi de üye azalmasının getirdiği ve yarattığı durumu değerlendirip şubelerde ve sendikada seçilememe korkusuyla ‘Değişimi, yenileşmeyi, yeniden yapılanmayı’ gerçekleştirmiyorsan sonuçta üye sayın eridiği için aidat gelirlerin de erir. Sonuçta mevcut aidat geliri ile sendikanın ve şubelerin masrafını karşılayamaz duruma düşmemek için geçmişte edinilen mal varlıklarını mirasyedi gibi satmaya başlarsın.” ifadelerini kullandı.
(Kaynak: Evrensel Gazetesi)
İşçi Hareketi
Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!
1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.
2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.
3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.
4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.
5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.
6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir.
İşçi Hareketi
Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi
Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.
İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.
İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.
SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ
Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:
Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”
%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil.
Açıklama
Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika
Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.
Açıklama şu şekilde:
“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.
Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.
Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.
Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!
Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”
🛑 Marketler büyürken, ücretlerimiz eriyor, haklarımız gasp ediliyor. Yalnız değiliz. Haklarımız var, sendikamız Mağaza Market-Sen var!
📌Düşük Ücret Dayatmasına
📌Uzun Çalışmaya
📌MobbingeSon vermek için "Her Markete Sendika" ✅
Açıklamamız👇https://t.co/m0wFkDHRVA pic.twitter.com/S786z00K9h
— Mağaza Market-Sen (@MagazaMarketSen) February 5, 2024
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
These ’90s fashion trends are making a comeback in 2017
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
The final 6 ‘Game of Thrones’ episodes might feel like a full season
-
Analiz3 ay önce
Bakan Şimşek’i Asgari Ücret İle Yaşamaya Davet Ediyoruz
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
According to Dior Couture, this taboo fashion accessory is back
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Phillies’ Aaron Altherr makes mind-boggling barehanded play
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
The old and New Edition cast comes together to perform
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Disney’s live-action Aladdin finally finds its stars
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Uber and Lyft are finally available in all of New York State