Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Ülker’de Hak-İş’in imzaladığı toplu sözleşmeyi onaylamayan işçiler işten atılıyor

Yayınlandı

on

reformgida

Yıldız Holding bünyesinde Ülker’e bisküvi üretimi yapan Reform Gıda’da işçiler imzalanan sözleşmeden rahatsız. Tepki gösteren 7 işçi işten atıldı.

 

Gebze Organize Sanayi Bölgesinde (GOSB) bulunan ve 1000’in üzerinde işçinin çalıştığı Ülker’de Hak-İş’e bağlı Öz Gıda İş Sendikasının imzaladığı toplu sözleşmeyi onaylamayan işçiler, tek tek işten atılıyor. Sözleşmeye tepki gösteren ve insanca yaşayacak bir ücret istediği için işten atılan Tuna Hacıköylü, Evrensel’den Hasret Gültekin Kozan’a konuştu.


“AYIN 28 GÜNÜ GÜNDE 12 SAAT ÇALIŞTIRIYORLAR”


Ülker’de ayın 28 günü, günde 12 saat çalıştıklarını söyleyen Hacıköylü, “Bizi ‘İmalat hazırlığı’ adı altında iki gün daha fazla çalıştırıyorlar aylık. Buna rağmen aldığımız maaş gülünç rakamlar. Gebze bölgesinde ev kiralarının 10 bin lirayı aştığı bir dönemde bu ücretlerle yaşanamayacağını söyledik. 12 saat çalıştığımız için yan yana gelemiyorduk. Hızlı haraket edebilmek için WhatsApp grubu kurduk. 300’ün üzerinde arkadaşımız bu gruba katıldı. Herkes bu sözleşmeden şikayetçiydi” dedi.

 

“BİZE SORMADAN SÖZLEŞMEYİ İMZALADILAR”

 

Maaşların imzalanan sözleşme sonrası ortalama 13 bin 600 lira olduğunu söyleyen Hacıköylü “Sözleşmeyi jet hızıyla bitirdiler. Temmuz’da başlayan görüşmeler Ağustosta bitti. Ben sendikadan sözleşmeye dair detay istediğimde bana doğru düzgün bir şey diyemediler, geçiştirdiler. Bize sormadan sözleşmeyi imzaladılar. Biz de bunu kabul etmiyoruz dedik. Bunu diyen ve kurulan WhatsApp grubunda olan 6 işçiyi tazminatlarıyla beraber işten çıkardılar, ben bunu kabul etmedim ve iş çıkış belgesini imzalamadım” diye konuştu.

 

“Ülkenin ekonomik koşullarına uygun bir maaş istiyoruz, çok şey istemiyoruz” diyen Hacıköylü, “İnsanca yaşayacak bir ücret istedik. Cevapları; ‘İster çalışın, ister çalışmayın. Fabrikamızın politikası bu’ oldu. Her yıl asgari ücretin altına düştük. Asgari ücretin altına çalıştırmanın yasak olduğu için patron maaşımızı asgari ücret seviyesine çıkartıyor, bir de kendi yaptığı bir lütufmuş gibi bize mektup yazıyordu” dedi.

 

“BİZİ MESAİYE MUHTAÇ ETTİLER”

 

Halen fabrikada çalışan bir işçi ise, “3 aydır 12 saat çalışıyorum. Zorunlu mesaiye bırakıyorlar. İşten eve, evden işe giden bir yaşamımız var. Aile yaşamımız bile kalmadı artık. İtiraz edince de başka kötü bir bölüme gönderip gözümüzü korkutmaya çalışıyorlar. Bir ara mesaileri kaldırdılar, bu sefer biz hiç geçinemez olduk. İşçi bu sefer mesaiye kendi kalmak istedi. Bizi mesaiye muhtaç ettiler. Aldığımız maaş bir işe yaramıyor, mesaisiz maaş kuşa döndü. Sözleşmeden önce asgari ücret 11.400 iken biz 11.900 lira maaş alıyorduk. Yeni işçi ile 10 yıllık işçi aynı maaşı alıyor. Sendikaya gidip bu durumu anlattığımızda bizi tatlı dille, sırtımızı sıvazlayıp geri gönderiyorlar” dedi.

 

Ülker’de çalışan bir kadın işçi ise, “Sendika güya taslakta yüzde 80 yazdı ama onu bile alamadı. Taslağı hazırlarken bize bir şey soran kimse olmadı. Ayrıntıları sorduğumuzda ‘Öğrenirsin, merak etme’ deyip geçiştirdiler. Sendikaya karşı birlik olmayalım, ses çıkarmayalım diye çalıştığımız bölümleri sık sık değiştiriyorlar. Bizi birbirimizden ayırarak örgütlenmemizin önüne geçmeye çalışıyorlar” diye konuştu.

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending