Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası faizi yüzde 8,5’ten yüzde 15’e yükseltti. Alınan karar sonrası Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonuna kadar 19 TL’de kalan dolar 26 TL’yi geçmiş durumda. TL’nin değer kaybı sürüyor.
Geçen yılın ortasında yapılan asgari ücret artışı 29’du. 4 bin 253 liralık ücret, 5 bin 500 lira olmuştu. 2022’nin haziran ayının enflasyonu ise yüzde 78’in üzerindeydi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 1 Temmuz’dan itibaren geçerlik olmak suretiyle asgari ücretin 11 bin 402 TL olacağını açıkladı. Açıklanan rakam sene başında açıklanan 8 bin 506 TL’den yüzde 34 fazla.
ASGARİ ÜCRET ARTIŞI AÇLIK SINIRININ ‘BİR TIK’ ÜZERİNDE
Ancak ücret artışları işçi ve emekçilerin hayatlarını sürdürebilmeleri için yeterli değil. Enflasyon hâlâ yüzde 40 seviyesine yakın.
Açlık sınırı 10 bin 373, yoksulluk sınırı ise 33 bin 788 lira seviyesinde. Yani eskiden otomobil aldığınız para, bugün gıda, ulaşım, eğitim, sağlık gibi zaruri ihtiyaçları insani şekilde karşılamamız için gereken miktar. Gıda enflasyonunda Avrupa birincisi olan Türkiye, dünyada ise ilk 10’da.
Asgari ücretteki artışın ardından işsizlik maaşından kıdem tazminatına, askerlik ve doğum borçlanmasından staj ücretlerine kadar pek çok kalemde de değişiklik olacak. Bu nedenle her zam döneminde “asgari ücret artarsa enflasyon artacak” tartışmalarına neden oluyor.
IMF: ENFLASYON HEDEFİNİN TUTTURULMASI İÇİN ŞİRKETLER DAHA DÜŞÜK KÂR ORANLARINI KABUL ETMELİ
Independent Türkçe’den Gökçen Tuncer’in derlediği detaylı habere göre, patronların ve liberal yazarların sürekli alevlendirdiği asgari ücret-enflasyon tartışmalarına son noktayı Uluslararası Para Fonu (IMF) koydu.
IMF’nin son raporuna göre Avrupa’daki enflasyonu en çok artıran kalemlerin başında son iki yıldır şirket kârları geliyor. Bunun ana nedeni ise şirketlerin fiyatları, roket hızında yükselen enerji ithalatı maliyetlerinden daha fazla artırması.
IMF yetkilileri, Avrupa Merkez Bankası’nın 2025 için koyduğu yüzde 2 enflasyon hedefinin tutturulması için çalışanların ücretlerinden feragat etmesinin değil şirketlerin daha düşük kâr oranlarını kabul etmelerinin gerektiğini söylüyor.
“FİYATLARDAKİ ARTIŞIN YÜZDE 45’İ ŞİRKETLERİN KÂR ARTIŞINDAN KAYNAKLI”
IMF analistleri Niels Jakob Hansen, Frederik Toscani, Jing Zhou’nun 23 Haziran tarihli raporuna göre 2022’nin başından bu yana fiyatlardaki artışın yüzde 45’i şirketlerin kâr artışından kaynaklı.
“Daha yüksek enflasyon, daha yüksek kârları ve ithalat fiyatlarını yansıtıyor” diyen analistlere göre ithalat, yüzde 40 oranında, işçi ücretleri ise yüzde 25 oranında enflasyona etki ediyor. Vergilerin ise çok az miktarda bir deflasyonist etkisi var.
IMF raporunda şu ifadelere yer verildi:
“Bunun bir ölçüde nedeni de ücret pazarlıklarının seyrek gerçekleşmesi. Ancak Avrupa’da ücretlerinin reel anlamda yüzde 5 gerilediğini gören çalışanlar, zam konusunda bastırıyorlar.
Burada önemli olan sorular; ücretlerin ne hızda artacağı, şirketlerin yüksek ücret maliyetlerini daha fazla fiyat artırmadan karşılayıp karşılayamayacağı.”
“Peki ücretler daha önemli ölçüde artırılmalı mı?” sorusuna ise IMF analistleri şu örneği veriyor: Reel ücretlerin 2024 sonuna kadar pandemi öncesi seviyelerine dönmesi için yüzde 5,5 artış gerekli. Böyle bir durumda, enflasyon hedefinin tutturulması için, şirketlerin kâr oranlarının, 1990’lardan bu yana en düşük seviyeye çekilmesi gerekebilir.