Bizimle iletişime geçin

Açıklama

Kod29’un Bölünmesi Çözüm Değil Savunma Hakkı ve Denetim Şart

Yayınlandı

on

photo6014882191315678452 780x470 1

Pandemi süreci boyunca işten çıkarma yasağını patronların nasıl deldiğini gördük. Kod 29 patronlar için bir kalkana dönüştü. Kanıt sunmadan, işçinin sicilini karalayarak, her hakkına el koyarak binlerce işçi Kod 29 ile işten atıldı. İşçilere yönelik “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller” karalaması, sömürü düzeninde ahlak aranmayacağını bir kez daha gösterdi.

Mevcut düzenlemede Kod 29, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller, görevin kasten ve sürekli ihmal, mazeretsiz işe gelmemek gibi maddelerin yanı sıra cinsel taciz, küfür, hırsızlık, uyuşturucu madde kullanmak gibi hallerin tamamını kapsıyordu. Kod 29 çıkmazıyla ilgili SGK bir açıklama yaptı. “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerin tamamı için ayrı ayrı kodlar belirlenmiştir” denildi. Yani Kod 29 bölündü, farklı sayılar ile yeniden isimlendirildi.

Ülkenin dört bir yanından Kod 29’a karşı yükselen itiraz ve mücadele SGK’ya bu düzenlemeyi dayattı. Ancak bu düzenlemenin yeterli olmayacağını biliyoruz.

Esas sorun işçilerin savunmasız ve tazminatsız olarak işten çıkarılmasıdır. Patronların hiçbir kanıt sunmadan işçilerin tüm hayatını etkileme ve karalama yetkisidir.

  • Patronların kalkanına dönüşen Kod 29 ve bundan sonra bu başlığa dahil olarak tüm kodlar, patronların inisiyatifinden çıkarılmalıdır. Eğer patronlar bu suçlardan birinin işlendiğini öne sürüyorsa tüm kanıtlarıyla durumu ortaya koymalıdır.
  • Patronların öne sürdüğü iddialarla ilgili işçinin savunması alınmalıdır. İşçiye savunma hakkı bile tanımayan tüm kodlar, işçilerin damgalanmasına sebep olmaya devam edecektir.
  • Bu süreç boyunca Çalışma Bakanlığı’nın, SGK’nın ve İşkur’un sorumlulukları var. İlgili kurumların müfettişleri ile denetim yapması, sürecin objektif bir şekilde yürütülmesi gerekir. Bu süreçler işletilmeden patronların “işten atma” keyfiyeti bitmeyecektir.
  • Yıllarca çalışan, emek veren, sağlığından olan milyonlarca işçinin tek bir kodla kıdem hakkının elinden alınması açık bir gasptır. İşçilerin her koşulda kıdem tazminatı hakkının teslim edilmesi gerekir. 

Sendikalı olan, hakkını arayan, sömürü koşullarına itiraz eden ve örgütlenen işçilerin Kod 29 ile işten atıldığı örnekleri çok gördük. İşten çıkarma yasağını delmek için Kod 29’a başvuran, işçinin kıdem hakkına el koymak için bu yola giren patronları da biliyoruz. Bu sebeple somut delil-savunma-denetleme SGK’nın asıl yapması gereken düzenlemedir.

Ekonomik kriz ve pandemi, işçilerin haklarına yönelik saldırıları artırdı, farkındayız. Patronlar birbirinden cesaret aldı, işçileri ölümüne çalıştırdı, haklarına el koydu. Ancak bilinmesi ve farkında olunması gereken bir gerçek de işçi sınıfının örgütlenme ve mücadele dinamiğinin en canlı haliyle olmasıdır. Biz bu gerçeğin izinde işçi sınıfının her hakkını alabilmesi için yürümeye devam edeceğiz.

İşçilerin kendi yönetebildiği örgütleriyle buluştuğunda ne kadar yaratıcı, canlı ve dirençli bir mücadeleyi sürdürdüklerini görüyoruz.

Kod 29 zulmünü mücadelemizle elbet ortadan kaldıracağız. İşçilerin birliği, patronların düzenini yenecek.

İşçi Hareketi Koordinasyonu

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Açıklama

Emeğimiz azami ise ücretimiz asgari olmayacak, bu gidişi birliğimiz bozacak

Yayınlandı

on

ss

Asgari ücretin tespiti için görüşmeler başladı. İşçiler asgari ücretin ne kadar olacağını beklerken, patronların istediği ise ücretlerin açlık sınırında bir rakam olması. Patronlara göre işçilerin istediği seviyede ücretler artarsa ekonomi daha da kötü olur. Piyasalar dengesizleşir, işsizlik artar. Çünkü aynı gemideyiz. 

 

Oysa TÜİK’in rakamlarına göre açlık sınırı 10 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 33 bin TL’yi geçmiş durumda. Rakamlar ortadayken çalışma süreleri 10-12 saatin altına düşmüyor. Ömrümüzü çalışarak geçirelim ama ücretlerimiz hep açlık sınırının bir tık üzerinde olsun. Bunu nasıl kabul edelim?

 

Seçimin ardından dolardaki artış, freni patlamış kamyon gibi hızla yükseldi. 24 TL seviyelerine geldi. Sokaktaki çocuk bile bunun mutfağa, kiraya, benzine, ilaca nasıl yansıyacağını söylüyor. TİM Başkanı Mustafa Gültepe gibi patron temsilcileri ise gözümüzün içine bakarak yalan söylüyor. İşverenlere teşvikler, destekler dolar ile olurken işçinin zammını dolar etkilememeliymiş. Patronların iktidardan beklentisi bu.

 

Ama en büyük korkuları böylesi zamanlarda işçilerin birlik olması. Bu yüzden ücretleri düşük, koşulları sert tutmaya çalışıyorlar. Çünkü işçiler birliğini kurmadıkça bu düzen böyle devam edebilecek. Onlara yanıldıklarını gösterelim. Emekçiler, işçiler bu asgari ücret düzenine mahkum olmayacak diyelim. Her iş yerinde işçilerle, sendikalarımızla birliğimizi kuralım. İşçi Hareketi Koordinasyonu ile hiçbir işçi asla yalnız yürümeyecek.

 

İşçi Hareketi Koordinasyonu
Mağaza Market-Sen

İnşaat-Sen

Continue Reading

Açıklama

İşten çıkarma koşulsuz yasaklanmalı. Çalışamayan tüm işçilere en az aylık 8500 TL işsizlik ödeneği!

Yayınlandı

on

quake

İşten çıkarma koşulsuz yasaklanmalı. Çalışamayan tüm işçilere en az aylık 8500 TL işsizlik ödeneği!

 

İktidar depremin ardından ancak 2 hafta sonra bölgede işten çıkarma yasağı, kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortasına ilişkin tedbirler açıkladı. Bu iki hafta boyunca yaşanan hak gaspları görmezden gelinirken alınan tedbirler işçilerin haklarını gözetmekte de tamamiyle yetersiz.

Bu Oyunu Daha Önce de İzledik

Patronların pandemide getirilen işten çıkarma yasağı ve kısa çalışma ödeneğini nasıl kendi lehlerine kullandığını görmüştük. Uydurma gerekçeler üreterek işçileri Kod 29 ile işten attılar. İşçilerin kıdem tazminatlarına bu şekilde el koydular. İş yerlerinde sendikalaşmayı bu kodları kullanarak engellediler. Yeni yayınlanan KHK de bu düzenlemenin aynısı.

Yasağın caydırıcılığı yetersiz. Patronların yasağı kötüye kullanmasını engellemek için yalnızca idari para cezası öngörülüyor. Üstelik Kod 29 benzeri keyfi uygulamaların önü tamamen açık. OHAL kapsamında grev yasakları “resmi güvence” altına alınıyor. Süreç boyunca sendikaların yetki alması engelleniyor. Toplu sözleşmeler de askıya alındı.

Çalışamayan işçilerin kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinden koşulsuz olarak faydalanması sağlanmıyor. Ödenek alamayan işçilere reva görülen günlük 133,44 TL nakdi ücret desteği ayda sadece 3972 TL’ye denk geliyor. Bu rakam asgari ücretin yarısından bile az.

Patronların İşçi Haklarını Yağmalamasını Durduracağız

Kısacası, deprem bölgesindeki işçilerin hakları resmi olarak patronların insafına terk ediliyor. İktidarın krizin batağına terk ettiği işçiler, şimdi de deprem enkazında terk edildi. İşçilerin patronlara ve aleyhlerine karar alan iktidara karşı haklarını savunabilmelerinin önü de OHAL adı altında kapatılıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı derhal aşağıdaki uygulamaları hayata geçirmek zorundadır:

 

  • Patronların yasağı kötüye kullanılması engellenmek için 6 Şubat 2023 itibariyle, işçinin deprem sebebiyle işe gidememesinin fesih nedeni yapılamayacağı, tazminatsız işten çıkarmanın açıkça yasaklandığı karar olarak yayınlanmalıdır.
  • 6 Şubat itibariyle yapılan tüm iş akdi fesihleri “yok hükmünde” sayılmalıdır. İşe iade ve tazminat davaları feshin “yok hükmünde” olduğu değerlendirilerek ele alınmalıdır.
  • Patronların Kod 29 ve benzeri “ahlak ve iyi niyete uymama” bahanelerini iddiaya ilişkin kanıt olmaksızın kullanarak iş akdi feshetmesi açıkça yasaklanmalıdır. Deprem nedeniyle patronun iş verememesi veya iş yerinin zarar görüp kapanması durumlarında; işçinin alması gereken ücret patron tarafından ödenemiyorsa işçi ücretlerini devlet üstlenmeli.
  • Deprem bölgesindeki tüm işçilerin sigorta günü ve prim ödemelerine bakılmaksızın kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinden yararlanması sağlanmalıdır. Kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinin alt sınırı asgari ücret olmalıdır.
  • İşçilerin patronlara karşı güvencesi sendikalarda örgütlenme hakkıdır. Sendikal yetki alımı, grev hakkı ve toplu iş sözleşmeleri OHAL kapsamında yasaklanamaz.
  • Depremden etkilenen işçinin şehir değiştirmesi, başka bir yerde yeniden hayat kurması gerekebilir. Bu durumda kendi isteğiyle işten ayrılma ihtiyacı doğabilir. Bu durumda da işçinin kıdem tazminatı koruma altına alınmalıdır.
  • Tüm ülkeyi etkileyen deprem tüm işçiler için meşru mazerettir. Fesih yasağı yalnızca deprem bölgesindeki işçileri değil bölgedeki arama kurtarma faaliyetlerinde gönüllü olan ve depremzede yakını olan tüm işçileri de kapsamalıdır.

Bu süreçte hak gaspına uğrayan tüm işçileri sendikalarında birleşmeye, İşçi Hareketi Koordinasyonu ile mücadele etmeye davet ediyoruz.

 

İşçi Hareketi Koordinasyonu
Mağaza Market-Sen
İnşaat-Sen
Motokurye Kargo Çalışanları Birliği

Continue Reading

Trending