Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Yeni yasayla patronların borçları işçinin parasıyla ödenecek

Yayınlandı

on

2272397 1200x627

Sigortacılıkta değişiklik içeren kanun teklifi Meclis’te kabul edilirken İşsizlik Sigortası Fonu (İSG) bir kez daha patronların kullanımına açıldı. Buna göre patron her istihdam sağladığında borcunu İşsizlik Fonu’na ödetecek.

Yeni işe alımlarda, patronların ödemesi gereken sigorta primlerini İşsizlik Sigortası Fonu’na (İSG) yükleyen ve ailelerin 18 yaş altındaki çocuklarına da Bireysel Emeklilik Sigortası (BES) yapabilmesini sağlayan kanun teklifi önceki gün Meclis’te kabul edildi. Buna göre mikro ve küçük ölçekli işletmeler, yeni istihdam sağladıkları takdirde ödemeleri gereken sigorta primlerini 30 Haziran 2022’ye kadar olan borçlarının faizinden ya da kazançlarından ödedikleri kâr bakiyesinden düşebilecek. Ancak işverenin ödemesi gereken borcu ise İşsizlik Sigortası Fonu karşılayacak. İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman yasayı “BES’te yaşanan tıkanıklık aileler üzerinden aşılmak isteniyor. Ayrıca istihdam teşviki adı altında İşsizlik Sigortası Fonu’na bir delik daha açılıyor” şeklinde değerlendirdi.

BirGün’den Rıfat Kırcı’nın haberine göre bu şu anlama geliyor: Bir işveren örneğin 1 milyon liralık kredi alıyor ve 30 Haziran 2022’ye kadar bu miktarın üzerine 200 bin lira faiz ödemesi gerekiyor. Bu sırada işveren ek istihdam sağlıyor ve 150 bin liralık sigorta primi ödemesi gerekiyor. Ancak bu 150 bin liralık sigorta primini ödeyen işverenin ödemesi gereken faiz 50 bin liraya düşürülüyor. Kalan 150 bin liralık fark İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanıyor. Özetle patron sigorta primini İşsizlik Sigorta Fonu’na verecek. İşsizlik Sigorta Fonu bu parayı alıp patronun borcunu ödeyecek.

İşverene verilen bu destek, yasa kapsamına giren sigortalılar için 12 ay süreyle uygulanacak. Bu madde kapsamına giren iş yerleri ilave olarak işe aldığı en fazla beş sigortalı için bu destekten yararlanacak.

PATRONUN BORCUNU İSG ÖDEYECEK

İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman yasa kapsamına alınan bu maddeyi şöyle değerlendiriyor: “İşsizlik Sigortası Fonu’na bir delik daha açıldı. İşveren aldığı kredinin faizinden ödediği primleri düşecek, bunu da İşsizlik Sigortası Fonu ödeyecek. Zaten bu fonun ne olduğu belli değil. Kaynaklarının neredeyse 4’te 3’ünü işverenler kullandı. İşçiye veriliyor gibi gözüken şey aslında işvereni koruyor.”

Yasanın bir diğer maddesi de ailelerin 18 yaş altındaki çocuklarına adına da BES’te birikim yapabilecek olması. Konukman bunu şu şekilde değerlendirdi: “Anlayabildiğim kadarıyla BES tıkandı, çok gelişemiyor. Böyle olunca belli bir yaşın altındakileri de bu kapsama aldılar. Çağdaş bir devlette sosyal uygulamalar kapsamında belli bir yaşa gelen gencin istihdam edilebilirliğinin sağlanması gerekiyor. Ancak geniş bir kesim resmen unutuldu. Hem istihdamda hem de eğitimde yer almayan genç oranı yüzde 30’lara vardı. Türkiye’de ise aileler doğal sigorta fonu gibi çalışır. Yani bu gençlerin giderlerini karşılar, harçlığını verir. Şimdi bunu 18 yaş altına kadar düşürüyorlar. Böylece doğal işsizlik sigortası olan bu durumu kurumsallaştırıyorlar.”

Okumaya devam et
Yorum için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending