Bizimle iletişime geçin

Açıklama

TİS’i Bekleme İşçilerin Hakkı İçin Mücadeleye

Yayınlandı

on

photo 2020 12 22 16 44 43 1608645037

Sermaye sınıfının yaratmaya çalıştığı kölelik düzenini parçalayacağız. İşçilere yönelik hak gaspına ve işçilerin yoksulluğa, açlığa, köleliğe sürüklendiği bir süreç içerisindeyiz.

Holdingler pandemi sürecinde büyüyerek sermayesini devlet garantisi altına aldı. Neden? Çünkü ekonominin daralmaya, küçülmeye başladığı bir dönemdeyiz. Patronlar işçilere, mobbing ve baskı uygulayarak düşük ücretle çalışmayı dayatıyor. Temel haklar gasp ediliyor; izin, mola, mesai haklarının ödenmemesi… Daha birçok dayatmayı işçilerin ağzından duyabiliriz.

Her geçen gün yükselen enflasyon rakamları karşısında halkın cebindeki paranın değerini kaybetmesi sonucu yoksullaşan, köleliğe zorlanan işçilerin görmezden gelemezsiniz.

 

Merkez Bankası’ndaki kamu varlıklarının nereye kaybolduğu hala tartışılırken, emekçilerin ürettiği değerlerin her biri günden güne eriyip gitmeye devam ediyor. 128 milyar dolar, 10 milyon dolar… Say say bitmez.

 

Hükümetin ekonomik ve siyasal programları ne evde kalanlara ne de çalışmak zorunda kalanlara bir çözüm oldu. Pandemide, işçi çıkarma yasağı ile sözde işçiyi koruma reklamları yapıldı. Ama gerçekte patronlara hukukun hiçbir yasasına, yönetmeliğine sığmayacak kodlar lütuf olarak kullandırıldı. Pandemide işten atmayı daha da kolaylaştırdılar. Pandemi kısıtlamaları, artan vaka sayıları ve ölümler hayatı zorlaştırdı. Ekonomi küçülüp tepe taklak oldu. Patronların pastadaki payı küçülmesin diye borçları silindi. İşçilerden kesintilerle biriken işsizlik fonundaki paralar 5’li çeteye aktarıldı. İşte hükümetin patronun sermayesini koruyan ekonomi programı budur.

 

Yılın her çeyreğinde şişip patlayan balon ekonomisinin büyümeye devam ettiği anlatılıyor. Türk lirası gelişmiş ülkelerin para birimleri karşısında tarihin en düşük değerlerine geriledi.  Israrla “faizi düşüreceğiz” açıklamalarına karşılık evdeki hesap çarşıya uymadı. Faizin düşürülmesi beklenirken Merkez Bankası başkanları görevden düşürüldüler. Ekonominin bu hale gelmesinde büyük rol oynayan Berat Albayrak, televizyon yayınında “dolar yükseliyor, vatandaş endişeli ne önerirsiniz?” sorusuna ne diyordu? “Siz dolarla mı maaş alıyorsunuz?” İşte ekonomi bu sorular karşısında, bu cevaplarla yönetiliyordu.

 

Peki sonucunda bu bize neye mal oldu? TÜİK verilerine göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2,652 TL. Yoksulluk sınırı 8,638 TL. Veriler karşısında emekçilerin ne süratle yoksullaştığını görmekteyiz. Ekonomiyi kendi sermaye gruplarına ve siyasi çıkarlarına göre düzenleyen hükümet, şartlar ne kadar kötüleşirse işçi sınıfını da o denli sömürüyor. İşçilerin haklarına o denli el koyuyor. TİS süreçlerinde işçilerin aldığı zamlar enflasyon rakamları karşısında hala düşük durumda. Bizleri sadece masada oturup da aldığımız zamlar kurtarmayacak. Toplamda ekonomik sorunları görmenin ve harekete geçmenin yolu birleşmekten, tartışmaktan ve örgütlenmekten geçiyor.

 

İzmit Hyundai fabrikasında dayatılan sefalet ücreti karşısında işçilerin örgütlü sendikaları olmadığı halde işçiler tartışarak, birleşerek, örgütlenerek 2021 Mart ayında eylemler yaptılar. Dayatılan %10-14 arası zammı kabul etmeyerek direnişe geçtiler. Hyundai yönetimi 6 ay sonrasına sözler verdi. İşçiler de eylemlerine son verdiler. 6 ay sonrasına söz vermesinin sebebi TİS sürecinin metal iş kolunda nihai sonucuna varmasıdır. 1 milyon 600 bin metal işçisinin gözü, 287 bin metal işçisinin örgütlü bulunduğu sendikalar tarafından 2021 Eylül ayında MESS ile, işverenler sendikasıyla yapacağı anlaşmada. 2015 yılından daha güçlüyüz. Bosch sözleşmesine imza atanların rezil rüsva edildiği metal fırtınası sürecinin ötesindeyiz.



İmkanlarımızı iyi değerlendirirsek, her fabrikada şimdiden birliklerimizin ayakları yere basarsa TİS’i patronlar, ağalar değil işçiler yönetir.

 

Enflasyona sığınmayın!


Enflasyona güvenmeyin!


TİS’İ İŞÇİLER YÖNETECEK!

 

Gebze İşçi Hareketi Koordinasyonu

 

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Açıklama

Emeğimiz azami ise ücretimiz asgari olmayacak, bu gidişi birliğimiz bozacak

Yayınlandı

on

ss

Asgari ücretin tespiti için görüşmeler başladı. İşçiler asgari ücretin ne kadar olacağını beklerken, patronların istediği ise ücretlerin açlık sınırında bir rakam olması. Patronlara göre işçilerin istediği seviyede ücretler artarsa ekonomi daha da kötü olur. Piyasalar dengesizleşir, işsizlik artar. Çünkü aynı gemideyiz. 

 

Oysa TÜİK’in rakamlarına göre açlık sınırı 10 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 33 bin TL’yi geçmiş durumda. Rakamlar ortadayken çalışma süreleri 10-12 saatin altına düşmüyor. Ömrümüzü çalışarak geçirelim ama ücretlerimiz hep açlık sınırının bir tık üzerinde olsun. Bunu nasıl kabul edelim?

 

Seçimin ardından dolardaki artış, freni patlamış kamyon gibi hızla yükseldi. 24 TL seviyelerine geldi. Sokaktaki çocuk bile bunun mutfağa, kiraya, benzine, ilaca nasıl yansıyacağını söylüyor. TİM Başkanı Mustafa Gültepe gibi patron temsilcileri ise gözümüzün içine bakarak yalan söylüyor. İşverenlere teşvikler, destekler dolar ile olurken işçinin zammını dolar etkilememeliymiş. Patronların iktidardan beklentisi bu.

 

Ama en büyük korkuları böylesi zamanlarda işçilerin birlik olması. Bu yüzden ücretleri düşük, koşulları sert tutmaya çalışıyorlar. Çünkü işçiler birliğini kurmadıkça bu düzen böyle devam edebilecek. Onlara yanıldıklarını gösterelim. Emekçiler, işçiler bu asgari ücret düzenine mahkum olmayacak diyelim. Her iş yerinde işçilerle, sendikalarımızla birliğimizi kuralım. İşçi Hareketi Koordinasyonu ile hiçbir işçi asla yalnız yürümeyecek.

 

İşçi Hareketi Koordinasyonu
Mağaza Market-Sen

İnşaat-Sen

Continue Reading

Açıklama

İşten çıkarma koşulsuz yasaklanmalı. Çalışamayan tüm işçilere en az aylık 8500 TL işsizlik ödeneği!

Yayınlandı

on

quake

İşten çıkarma koşulsuz yasaklanmalı. Çalışamayan tüm işçilere en az aylık 8500 TL işsizlik ödeneği!

 

İktidar depremin ardından ancak 2 hafta sonra bölgede işten çıkarma yasağı, kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortasına ilişkin tedbirler açıkladı. Bu iki hafta boyunca yaşanan hak gaspları görmezden gelinirken alınan tedbirler işçilerin haklarını gözetmekte de tamamiyle yetersiz.

Bu Oyunu Daha Önce de İzledik

Patronların pandemide getirilen işten çıkarma yasağı ve kısa çalışma ödeneğini nasıl kendi lehlerine kullandığını görmüştük. Uydurma gerekçeler üreterek işçileri Kod 29 ile işten attılar. İşçilerin kıdem tazminatlarına bu şekilde el koydular. İş yerlerinde sendikalaşmayı bu kodları kullanarak engellediler. Yeni yayınlanan KHK de bu düzenlemenin aynısı.

Yasağın caydırıcılığı yetersiz. Patronların yasağı kötüye kullanmasını engellemek için yalnızca idari para cezası öngörülüyor. Üstelik Kod 29 benzeri keyfi uygulamaların önü tamamen açık. OHAL kapsamında grev yasakları “resmi güvence” altına alınıyor. Süreç boyunca sendikaların yetki alması engelleniyor. Toplu sözleşmeler de askıya alındı.

Çalışamayan işçilerin kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinden koşulsuz olarak faydalanması sağlanmıyor. Ödenek alamayan işçilere reva görülen günlük 133,44 TL nakdi ücret desteği ayda sadece 3972 TL’ye denk geliyor. Bu rakam asgari ücretin yarısından bile az.

Patronların İşçi Haklarını Yağmalamasını Durduracağız

Kısacası, deprem bölgesindeki işçilerin hakları resmi olarak patronların insafına terk ediliyor. İktidarın krizin batağına terk ettiği işçiler, şimdi de deprem enkazında terk edildi. İşçilerin patronlara ve aleyhlerine karar alan iktidara karşı haklarını savunabilmelerinin önü de OHAL adı altında kapatılıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı derhal aşağıdaki uygulamaları hayata geçirmek zorundadır:

 

  • Patronların yasağı kötüye kullanılması engellenmek için 6 Şubat 2023 itibariyle, işçinin deprem sebebiyle işe gidememesinin fesih nedeni yapılamayacağı, tazminatsız işten çıkarmanın açıkça yasaklandığı karar olarak yayınlanmalıdır.
  • 6 Şubat itibariyle yapılan tüm iş akdi fesihleri “yok hükmünde” sayılmalıdır. İşe iade ve tazminat davaları feshin “yok hükmünde” olduğu değerlendirilerek ele alınmalıdır.
  • Patronların Kod 29 ve benzeri “ahlak ve iyi niyete uymama” bahanelerini iddiaya ilişkin kanıt olmaksızın kullanarak iş akdi feshetmesi açıkça yasaklanmalıdır. Deprem nedeniyle patronun iş verememesi veya iş yerinin zarar görüp kapanması durumlarında; işçinin alması gereken ücret patron tarafından ödenemiyorsa işçi ücretlerini devlet üstlenmeli.
  • Deprem bölgesindeki tüm işçilerin sigorta günü ve prim ödemelerine bakılmaksızın kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinden yararlanması sağlanmalıdır. Kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinin alt sınırı asgari ücret olmalıdır.
  • İşçilerin patronlara karşı güvencesi sendikalarda örgütlenme hakkıdır. Sendikal yetki alımı, grev hakkı ve toplu iş sözleşmeleri OHAL kapsamında yasaklanamaz.
  • Depremden etkilenen işçinin şehir değiştirmesi, başka bir yerde yeniden hayat kurması gerekebilir. Bu durumda kendi isteğiyle işten ayrılma ihtiyacı doğabilir. Bu durumda da işçinin kıdem tazminatı koruma altına alınmalıdır.
  • Tüm ülkeyi etkileyen deprem tüm işçiler için meşru mazerettir. Fesih yasağı yalnızca deprem bölgesindeki işçileri değil bölgedeki arama kurtarma faaliyetlerinde gönüllü olan ve depremzede yakını olan tüm işçileri de kapsamalıdır.

Bu süreçte hak gaspına uğrayan tüm işçileri sendikalarında birleşmeye, İşçi Hareketi Koordinasyonu ile mücadele etmeye davet ediyoruz.

 

İşçi Hareketi Koordinasyonu
Mağaza Market-Sen
İnşaat-Sen
Motokurye Kargo Çalışanları Birliği

Continue Reading

Trending