Başından beri tüm açıklamalarımızda metal işçilerine seslendik, onlara vurgu yaptık. Çünkü sendikal bürokrasiye güvenmiyoruz. Bizleri Birleşik Metal bürokrasisi de bir kez daha şaşırtmadı.
Bugün MESS, çalışma bakanlığı ve Birleşik Metal Sendikası Merkez Yönetimi arasında yapılan görüşme sonucunda metalde TİS sözleşmesinde anlaşmaya varıldı.
Bu sözleşmeye imzayı atan Birleşik Metal Merkez Yonetimidir.
Bu sözleşmede metal işçisinin iradesi yoktur.
Bu sözleşmede metal işçisi adına kazanım yoktur.
Bu sözleşme işçilerin grev iradesinin el birliğiyle kırılmasıdır.
MESS ve hükümet sefalet sözleşmesini dayatmış olabilir. Türk Metal ağaları metal işçisini yalnız bırakmış olabilir. Peki ne oldu da geçen sefer imzalanmayan, temsilcilere sorulan sözleşme bu sefer sendika merkez yönetimi tarafından temsilcilere rağmen imzalandı? Merkez TİS komisyonun iradesini masada bırakan değişim neydi? Bu soruların akla ve ilkelere dayalı cevapları olmadığını biliyoruz. Ama açığa çıksın istiyoruz.
En başından beri bunun üç beş lira meselesi olmadığını vurguladık. Bunun işçi sınıfının grev iradesini kullanması meselesi olduğunu söyledik. Bu irade fabrikalardan ortaya çıktı, yapılan mitinglerde kendini gösterdi. Bu iradeyi boşa düşürmek hiç kimsenin yetki sınırlarında değil. Bu tek adam, tek başkan bilincinin sendikalarda vücut bulmuş halidir. Ancak bu kararları işçinin iradesini çiğneyerek alanlar ve onların arkasında duranlar bu büyük hatanın olumsuz sonuçlarını yaşayarak görecekler.
Biz bu süreci kötü yönetenleri uyarmakla oyalanamayız. Metal işçileri ve işçi sınıfı nice sendikal tuzağı aşarak bugünlere geldi. Maskelerin düşmesinden memnunuz. Metal işçisinin önü açıktır. Fabrikalardaki, şubelerdeki, şehirlerdeki birliklerini güçlendirerek, öğrenerek, kavga ederek ama asla geri çekilmeyerek MESS-hükümet-sendikal bürokrasi ablukasını kırmayı başaracaktır.