
İstanbul’un başkanını seçenler kimler? Bu şehrin emek verenleri. Her sabah işe gidenler, akşam işten dönenler. Fabrikada, atölyede, şantiyede, büroda, işyerinde, mağazada çalışanlar. Gençleri, öğrencileri saymazsak çoğunluğu işçiler, emekçiler.
Peki İstanbul şehri kime göre yönetiliyor? Ulaşım zamlarından anlıyoruz ki işçilere göre yönetilmiyor. İşçilerin bütçelerinin olmadığını bile bile ulaşıma tam yüzde 35 zam yapılıyor. Peki bizlerin maaşına bu oranda zam yapıldı mı?
Seçimlerde büyük çoğunluk oyunu şimdiki başkan İmamoğlu’na verdi. Bu şehrin daha fazla yağmalanmasına, tek adamlığın İstanbul’da sürmesine artık göz yummamak için, demokrasi mücadelesinin güçlenmesi için oyunu İmamoğlu’na verdi. İmamoğlu bu kentin büyük işçi çoğunluğunun gönlünü kazanarak başkan seçildi.
Şimdi işçiler arasında ayrım yaşanıyor. İmamoğlu’na oy verenler bazen itiraz edenlere kızıyor.
E başkan ne yapsaydı deniyor. Hükümet her şeye zam yaparken belediye nasıl dayansın deniyor. Her zamma itiraz edilmiyor, İBB yapınca gündem oluyor deniyor.
Sevgili işçi arkadaşlar,
Biz demokrasi mücadelesi için bize düşen her şeyi yaparız. Ama herkesin de bizim için her şeyi yapmasını beklemek hakkımız.
Burada karşı çıkılması gereken sadece zam değil zaten. Zam zihniyetinin tamamına karşı olmak gerekiyor.
Eğer belediye hükümetin ekonomi politikalarını ve zamlarını çok yanlış buluyorsa bu konuya karşı mücadele etmek için işçilerin desteğini isteyebilir. İstedi mi? Hayır. Kendisi bazı açıklamalar dışında işsizlik, pahalılık ve zamlara karşı İstanbul halkının tamamını da harekete geçirecek bir politik seferberlik başlattı mı? Hayır.
Ama biz İmamoğlu’nun sadece İstanbul’daki değil, Türkiye’deki ve dünyadaki birçok konuda açıklamalar yaptığını, harekete geçme çağrıları yaptığını biliyoruz. Mesela deprem, yanındayız. Mesela kent rantı, yanındayız. Mesela yeşil alan, yanındayız. Ama pahalılık ve zamlar… Zamlar da doğal afet gibi ele alınamaz ki.
Ayrıca bugüne kadar işçilerin ücretlerine daha fazla zam yapılması yönünde patronlar veya hükumetle gerilime girdiğini, sesini yükselttiğini de görmedik. Ama işçiler için hayati olan ulaşım konusunda işçileri karşısına almaktan geri durmadığını ne yazık ki görüyoruz. Demokrasi için, değişim için İmamoğu’nun yanında tavır alan işçiler elbetteki ulaşıma zam yapılmaması konusunda İmamoğlu’nun kendi yanlarında olmasını istemeleri haklarıdır. Buna neden şaşırılıyor? Buna neden kızılıyor? İşçiler eleştirilerini hangi partiden olduğuna bakarak değil hangi sınıfın yanında olduğuna bakarak yaparlar, yapmak zorundadırlar.
Eğer belediye artan maliyetlerin baskısı altındaysa hükümetin belediyeler üzerindeki bu baskısını kaldıracak mücadelelere girişebilir. Başka kaynaklar bularak bu baskıyı azaltmaya çalışabilir.
Zam bir zihniyet meselesidir. Mesela bizim zihniyetimize göre halkın temel ihtiyaçlarından biri olan ulaşım değil zam yapmak ücretsiz hale getirilmelidir. Ulaşımdan kar olmaz. Eğer hesaplanacak olursa İBB ulaşımdan kendisi veya aracılarıyla birlikte kar elde ettiği hemen anlaşılacaktır. Bu zihniyet toptan değişmelidir. Kar ve zam zihniyeti ortadan kalkana kadar uğraşılmalıdır.
Yerel seçimde CHP’nin veya AKP’nin adaylarına oy vermiş olabiliriz. Ama biz işçiyiz. Bu adaylar da tuttuğumuz takımlar değil. Doğruya doğru yanlışa yanlış demezsek hep biz kaybederiz. İşçilerin koşullarını zorlaştıran her adım, her karar kesinlikle yanlıştır. Kim bu kararları alırsa alsın. Lamı cimi yok. Yandaşlık işçiye yakışmaz. Biz kendi geleceğimizi düşünerek hareket etmek, kararlar almak zorundayız. Yoksa koltuklarda oturanlar değişir bizim için hiçbir şey değişmez.
Bu yüzden İmamoğlu’na oy veren işçiler İmamoğlu’na böyle seslenmelidir. Kara ve zama her zaman her yerde hayır.
İstanbul İşçiyiz.biz Koordinasyonu