Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Mata Otomotiv’de temsilci adayı iki işçi işten atıldı

Yayınlandı

on

2 SITE Twitter Facebook IHK Kopyasi 1 2

 

İstanbul Tuzla’da bulunan Mata Otomotiv’de iki işçi sendika temsilcilik seçimlerinde aday oldular ve sonrasında işten atıldılar. DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş İstanbul 1 No’lu Şubenin fabrikada seçim kararı almasından sonra adaylığını açıklayan iki işçi ‘performans düşüklüğü’ gerekçesiyle işten çıkarıldı.

 

Evrensel’de yer alan habere göre fabrika yönetimine tepki gösteren Mata işçileri sendikanın da işten çıkarılan arkadaşlarının işe geri dönmesi için yeteri kadar çaba göstermediğini ifade etti. 5 yıldır Mata Otomotiv’de çalıştığını söyleyen bir işçi şunları ifade etti:

 

“Atamayla gelen temsilciler patrona sorun çıkartmıyor, onların sözcüsü gibi davranıyordu. Bizim bölümlerde yaşadığımız sorunları bunlara söylediğimizde bize fabrika yönetimi tarafından baskı olarak geri geliyordu. Sendika şubesinin bu durumdan haberinin olmaması mümkün değil. Ama göz yumdular. İki arkadaşımız temsilciliğe aday oldu, işten atıldılar. Sendikanın işçinin güvenini alayım düşüncesine en güzel darbe de böyle oldu. İşten atılan arkadaşlar şu anki temsilcilere göre bizim hakkımızı savunacak, bizi ispiyonlamayacak kişilerdi. İkisi de bölümdeki arkadaşları tarafından sevilen sayılan işçilermiş. Devamsızlığı olmayan, yaptığı işi en iyi şekilde yapmaya çalışan arkadaşlar bunlar. Atanarak gelen bazı temsilciler kendi pozisyonlarını korumak için bu işçileri şikayet etmiş diye duyduk. Dertleri burada çalışmadan para kazanmaktı. Nadiren gördüğüm baştemsilci sürekli ‘Emekliliğime az kaldı’ diyerek mağdur edebiyatı yapıyordu. Biz daha önce sorunlarımızı ilettiğimizde uyarı aldıysak bu arkadaşlar da temsilciliğe aday oldukları için atılmıştır”

 

“Bir uyarı bile almamışlardı”

Birleşik Metal-İş İstanbul 1 No’lu Şubenin Mata Otomotiv’de işçilerin güvenini sağlamaya dair seçim kararı aldığını belirten Mata işçisi şunları vurguladı:

 

“Aday olan arkadaşların seçime girmesine bile izin verilmeden işten atıldığını duyduk. Sonrasında sendika yönetimi fabrikanın insan kaynaklarıyla gelip görüşmüş. Olumsuz geçmiş. İşten çıkartılan arkadaşların bugüne kadar amirleri tarafından uyarısı bile yokmuş. Performans düşüklüğü bahanesiyle işten atılmış. Gelip fabrika yönetimiyle görüşüp bu insanı işe aldıramıyorsan, kimse kusura bakmasın senin de suçun var. Hem seçime gir adaylığını koy diyorsun, hem haksız yere atılan işçiyi işe geri aldıramıyorsun. O zaman yapma kardeşim seçimi. Senin yüzünden bu arkadaşlar işsiz kalmak zorunda mı? Bunların çoluğu çocuğu var, kira ödüyorlar. Bunun en büyük sorumlusu fabrika yönetimi olabilir ama bu arkadaşların hâlâ işe dönememesinin sebebi sendikanın zayıflığıdır. En azından size güvenip aday olup işten atılan işçilere sahip çıkıp işe geri aldırabilirdi”

 

“Patronlar sendikayı tasfiye etme niyetinde”

Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu bir fabrikada işten çıkartma konusunda sendikanın muhatap alınmadığını ifade eden bir işçi şunları dedi:

 

“Biz bu sendikayı kavgayla, dövüşle, işgalle buraya soktuk. Kendi içimizde sorun yaşadık ama sendikaya dair bütünlüğümüzü bozmadık. Tüm eksiklere rağmen bizim sendikamız iş kolundaki en güvenilir sendikadır. Kendini bilmez birileri belki de aynı tezgahta çalıştığı insanı sattı. Fabrika yönetimi zaten böyle bir boşluk bekliyordu. Sendika seçimi işaret etti, arkadaşlarımız en doğal haklarını kullanarak temsilci adayı oldu. Ama gel gör ki patronlar bize göz dağı vermek için iki arkadaşımızı ekmeğinden ettiler. Çıkışlar olduktan sonra sendikacılar fabrikaya gelmiş. Geri aldırmaya çalışmışlar ama becerememişler. Şube yönetimi en azından bu durumu açıklayabilirdi. Fabrikada başka şeyler de yapabilirdik. Gerekirse iş durdururduk. Çünkü bugün bu işçileri çıkarttılar, yarın bir şeye tepki gösterdiğimizde bizi de atarlar. Daha önceden de yaşadık bunları. Her işçi çıkartılmasında biz korkuyoruz, geri çekiliyoruz. Patronlar apaçık sendikayı tasfiye etmeye niyetlenmişler. Sadece şube değil genel merkez bu işe müdahale etmeli”

 

“Atılan arkadaşlarımız işlerine geri dönmeli”

Fabrika yönetiminin son dönemde işçileri tutanaklarla baskı altına aldığını ifade eden bir işçi de şunları söyledi:

 

“3-4 aydır amirler ve ustabaşılar üretim sayısını tutanak tutma tehdidiyle arttırmaya çalışıyorlar. İşten atılmalardan sonra söz bile söyletmiyorlar. ‘Biz istediğimiz her şeyi yaparız’ havası yaratmaya çalışıyorlar. Sanki biz işimize sahip çıkmayan insanlarız. Fazla mesai olduğunda işten kaçmıyoruz. Buna rağmen daha fazlasını istiyorlar. Sendikamıza dair düşüncelerimiz çok değişti. Biz fabrika işgaliyle sendikayı buraya soktuk. Geçmişi hemen unutacak insanlar değiliz. Ama o gün sendikamızın yanımızda olduğunu hissediyorduk. Gereksiz yere işten atılan arkadaşlarımızı işlerine geri dönecek mi dönmeyecek mi? Fabrikada güveni sağlayacağını söylüyorsan önce bu soruya cevap vereceksin.”

 

“Arkadaşlarımızın yanındayız”

İşten atılan iki Mata işçisine fabrikada çalışan arkadaşlarının her konuda destek olmaya hazır olduğunu söyleyen bir işçi de şunları vurguladı:

 

“Ne çalışma isteğimiz kaldı ne de iştahımız. Arkadaşımızın işten atıldığını duyunca inanamadık. Aradık, dışarıda yanına gitmek istedik izin vermediler. Bölüme gelip vedalaşmasına bile izin vermemişler. Sanki fabrikaya zarar verecek. Bir de utanmadan performans düşüklüğü bahanesiyle işten çıkarılmış. Arkadaşımız bölümde birçok işi yapıyordu, yeri geldiğinde ustabaşına yardım etmekten bile geri durmuyordu. Patron her fırsatta ‘Biz bir aileyiz’ diye nutuk çekiyor. Böyle aile olur mu? Ben 14-15 saat işime sahip çıkacağım. Arkadaşım en doğal hakkı olanı kullanmaya çalışınca kapının önüne koyulacak. Hem de sen az çalışıyorsun diye iftira atacaksın. Böyle aile olmaz. Bizim gerçek ailemiz işten atılan arkadaşlarımız ve onlar gibi namuslu işçilerdir. Arkadaşlarımıza destek vermeye, onlara sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending