İşçi Hareketi
Lezita Gıda Sendikalı işçileri işten atıyor
İzmir’de bulunan Abalıoğlu Lezita Gıda fabrikasında Öz Gıda İş Sendikası’nın yeterli sayıya ulaşıp bakanlığa yetki başvurusu yapmasından sonra patron işten çıkarmalara başladı. Öz Gıda İş Sendikası tarafından bugün fabrika önünde bir uyarı eylemi gerçekleştirildi.
Eylemde olan ve işten çıkarılan işçiler, sendikanın yetki başvurusundan sonra yöneticiler tarafından işçilere baskı yapıldığını ve işten çıkarmalara başlandığını belirtti.
Geçtiğimiz günlerde sabah mesai başlangıcında kendilerine hiçbir açıklama yapılmadan fabrikadan geri çevrildiklerini belirten işçiler, sendika avukatlarının devreye girmesine rağmen işten çıkarmaların devam ettiğini ve işçileri istifaya zorladıklarını aktardı.
Fabrikada işçilerin çalışma koşullarına da değinen işçiler fazla mesailere zorlandıklarını ifade etti. İşçiler, resmi ve dini bayramlarda çalışmaya gelmeyenlere baskı uygulandığını ve çalıştıkları yerin değiştirildiğini, pandeminin en zirvede olduğu zamanlarda bile yetersiz önlemlerle fazla mesaiye bırakıldıklarını, dinlenme yerlerinin ve tuvaletlerin kullanılacak durumda olmadığını aktardı.
Sosyal yardımların özel kesintilerle hiç edildiğini belirten işçiler, taleplerini dinleyen yetkili bulamadıklarını, patronun sendika düşmanlığı yaptığını ve tüm bu yaşadıkları duruma sessiz kalmayacaklarını, sendikal haklarına sahip çıktıklarını belirtti.
Öz Gıda İş Sendikası Örgütlenme Daire Başkanı Göksel Şengün, sürece dair, “Yaklaşık 2 ay önce fabrikada üye yapma ve örgütlenme çalışması başlattık. 1 aylık sürede 1.160 üyeye ulaştık. Çalışma Bakanlığı’na çoğunluk ve yetki için müracaatta bulunduk. Bir hafta önce çoğunluk ve yetki tespiti verildi. Bu karar ilgili olan herkese gönderildi. Bakanlıktan aldığımız tespit ve yetki sayısı oranı 2.549 çalışan, 1.160 üyedir. Biz bunu aldıktan sonra da çalışmamızı bitirmeyip devam ettirdik. Bugün itibariyle 1.500 üyemiz var. Her gün de üye sayısı artıyor. Önümüzdeki günlerde muhtemelen fabrikanın yüzde 90’ı sendikaya üye olur. Çünkü işçiler çok kötü koşullarda çalıştırılıyor.” dedi.
E-Devlet’leri istendi
Abalıoğlu işverenlerinin ise çoğunluk tespitine itiraz ettiğini belirten Şengün, “Çalışmalarımıza karşı bazı hamleler yaptı. Yapılan hamleler ne ahlaki ne de yasaldır. Sendikaya üye olan ve üye olunması için çalışma yürüten 15 sendika üyemizi tek tek işten çıkardı. Yine işverenler, işçilerin zorla E-devlet’lerini isteyerek, sendikaya üye olup olmadıklarını sorgulatıyor. E-devlet’ten sendikaya üye olup olmadığına dair fotoğraf istiyorlar. Sendikadan istifa ettirilmeye zorluyorlar. Bütün bunlarla ilgili suç duyurusunda bulunduk.” bilgisini paylaştı.
Sendikaya üye olmak yüz kızartıcı!
Şengün devamında şunları söyledi: “Bazı arkadaşlarımızın evine tebligat geldi. Tebligatta 4857 sayılı 25/2 maddesi gerekçesiyle işten çıkarıldıkları yazıyor. Bu madde içerisinde hırsızlık, kavga ve yüz kızartıcı suçlar bulunuyor. İşten çıkarılan işçiler en az 5 ila 15 yıllık işçilerdir. Bunca yıl içerisinde 1 gün devamsızlık yapmayan, yazılı ihtarı olmayan insanlardır. Bu insanları ne yazık ki sendikalı oldukları için tazminatsız bir şekilde kapının önüne koydular.”
Sarı kart
Şengün, yasal haklarını savunmak amacıyla hem işe iade hem de sendikal tazminat davası için hukuki süreci başlattıkların söyleyerek, “Şu anda fabrikanın önündeyiz, gün boyu uyarı yapıp sarı kart göstereceğiz. Yapılanların insani ve hukuki olmadığını göstereceğiz. Bundan sonraki süreçte yasalar ve uyarılarımız dikkate alınmazsa Abalıoğlu’nun mal sattığı büyük iş yerleri olan Mc Donald’s, Migros, BİM, ŞOK, A101 önlerinde aynı anda eylem başlatacağız.” diye konuştu.
(Kaynak: Patronların Ensesindeyiz)
İşçi Hareketi
Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!
1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.
2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.
3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.
4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.
5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.
6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir.
İşçi Hareketi
Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi
Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.
İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.
İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.
SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ
Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:
Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”
%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil.
Açıklama
Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika
Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.
Açıklama şu şekilde:
“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.
Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.
Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.
Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!
Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”
🛑 Marketler büyürken, ücretlerimiz eriyor, haklarımız gasp ediliyor. Yalnız değiliz. Haklarımız var, sendikamız Mağaza Market-Sen var!
📌Düşük Ücret Dayatmasına
📌Uzun Çalışmaya
📌MobbingeSon vermek için "Her Markete Sendika" ✅
Açıklamamız👇https://t.co/m0wFkDHRVA pic.twitter.com/S786z00K9h
— Mağaza Market-Sen (@MagazaMarketSen) February 5, 2024
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
These ’90s fashion trends are making a comeback in 2017
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
The final 6 ‘Game of Thrones’ episodes might feel like a full season
-
Analiz3 ay önce
Bakan Şimşek’i Asgari Ücret İle Yaşamaya Davet Ediyoruz
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
According to Dior Couture, this taboo fashion accessory is back
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Phillies’ Aaron Altherr makes mind-boggling barehanded play
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
The old and New Edition cast comes together to perform
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Disney’s live-action Aladdin finally finds its stars
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Uber and Lyft are finally available in all of New York State