“Sefalet ücretini kabul etmeyelim! Ücretli kölelik düzenini yıkmak için birleşelim!” denilerek yapılan basın açıklaması saat 19.00’da Kadıköy’deki Süreyya Operası önünde gerçekleştirildi.
ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRI ALTINDA
Açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan 8500 TL’lik asgari ücretin, enflasyon verileri dikkate alındığında açlık sınırı altında kaldığı vurgulandı.
Ayrıca asgari ücret masasında Türk-İş dahi olsa işçi tarafının yer almadığı ifade edilerek “Sermayenin temsilciliğini yapan AKP-MHP iktidarının pervasızlığı asgari ücret tespit sürecine de yansıdı. Asgari ücret, tüm komisyon bileşenleri toplanmadan, işçi vekili olarak masada oturması gereken Türk-İş olmadan açıklandı. Böylece AKP-MHP iktidarı keyfi uygulamalarına bir tanesini daha ekledi” denildi.
“BEKAERT İŞÇİLERİNİN YOLUNDA MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ”
Dayatılan sefalet ücretine karşı koymanın tek yolunun işçi sınıfının örgütlülüğü olduğu ifade edilen açıklamada “Keyfi grev yasaklarını tanımayarak hakları için mücadele eden Bekaert işçilerinin yolunda mücadeleyi büyüteceğiz. İşgal, grev, direnişlerle kazanacağız. Tüm işçi-emekçileri de bu mücadeleye omuz vermeye davet ediyoruz. Ücretli kölelik düzenini yıkmak, insanca yaşayacağımız ve çalışacağımız bir düzen kurmak için birleşelim!” sözleri yer aldı.
📍 Kadıköy
📢Asgari değil insanca yaşam!
Sermaye işsizlik tehdidiyle aba altından sopa göstererek bizi açlık ve sefalete mahkum etti. pic.twitter.com/9ggCpjJD7h
— İşçi Emekçi Birliği (@isciemekci_) December 22, 2022
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Sefalet ücretini kabul etmeyelim!
Ücretli kölelik düzenini yıkmak için birleşelim!
“2023 yılı asgari ücreti için sergilenen orta oyunu bugün sona erdi. Milyonlarca işçi ve emekçiyi ilgilendiren asgari ücret net 8500 TL olarak belirlendi. Açlık sınırı resmi verilere göre 7785 TL olarak açıklanmış, hayat pahalılığı bizler için artık çekilmez bir hal almışken bir kez daha biz işçi ve emekçilere sefalet ücreti reva görüldü. Gerçek enflasyon verilerini dikkate aldığımızda açıklanan 8500 TL asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Asgari ücret açıklamasını bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı. Asgari ücrette geçtiğimiz ocak ayından beri %80 artış yapmakla övündü. Asgari ücretin üzerinde maaş alan ücretli çalışanlar için asgari ücret zam oranının önemli olduğunu, kamu çalışanları ve emekli maaşlarının da bu zamma göre belirleneceğini belirtti. Tüm ücretli çalışanları sefalete mahkum etmeyi hedeflediklerini dile getirmiş oldu.
“Sırtında küfe olmayanlar atıyorlar. Devlet olarak sırtımızda devamlı bir küfe var. Ve bu küfe devamlı doluyor.” dedi. Bizler o küfede kimlerin olduğunu çok iyi biliyoruz. O küfede sermayenin ihtiyaçları, rant, talan, yolsuzluk var. Ödeme garantili köprülere, hastanelere, havaalanlarına ödenecek para, şirketlerin silinen vergi borçları, sarayın ödeneği, makam araçlarına vb ayrılan para var.
Sermayenin temsilciliğini yapan AKP-MHP iktidarının pervasızlığı asgari ücret tespit sürecine de yansıdı. Asgari ücret, tüm komisyon bileşenleri toplanmadan, işçi vekili olarak masada oturması gereken Türk-İş olmadan açıklandı. Böylece AKP-MHP iktidarı keyfi uygulamalarına bir tanesini daha ekledi.
Geçtiğimiz senelerde açık kalan mikrofana “Uzasa işi karıştıracağız, en azından kapattım böyle.” diyen Türk-İş ağaları bu sene masadan kalkarak şov yaptılar. Türk-İş ağaları masadan kalkarak sorumluluktan kaçabileceklerini zannediyorlar. Ama yanılıyorlar. Nasıl ki şimdiye kadar asgari ücret tespit süreçlerinde oynanan orta oyunun sermayeden yana parçası oldularsa bu sene de aynı rolü üstlendiler. Ne sözde temsil ettikleri milyonlarca işçi-emekçiyi örgütlemek, insanca yaşamaya yetecek ücret için mücadeleye yönlendirmek için adım attılar, ne de masada işçi-emekçilerin gerçekten haklarını savundular. Asgari ücret için yaptıkları şov 9000 TL’den ibaretti.
Bizler işçi-emekçiler olarak bu ihanetlerin hiç birisini unutmadık. Unutmayacağız. Sermayeden, onların temsilciliğini yapan iktidardan ve sendika bürokratlarından hesap soracağız.
Açıklamalardan da görüldüğü gibi asgari ücret tüm işçi sınıfını, emekçileri, emeklileri ilgilendiriyor. Öyleyse üretimden gelen gücümüzü kullanmak, genel grev genel direnişi örgütlemek dışında bir yol yoktur.
Bizlere sefalet dayatan bu düzene karşı insanca yaşamaya yetecek ücret, insanca çalışma ve yaşam koşulları için fabrika fabrika, işyeri işyeri örgütleneceğiz! Kendi geleceğimizi ve çocuklarımızın geleceğini sermayenin, iktidarın iki dudağının arasına bırakmayacağız. Bizlerin her hak arama mücadelesini baskı ve zorbalıkla, grev yasaklarıyla engellemeye çalışanların karşısına örgütlü gücümüzle, fiili-meşru mücadeleyi büyüterek çıkacağız.
Keyfi grev yasaklarını tanımayarak hakları için mücadele eden Bekaert işçilerinin yolunda mücadeleyi büyüteceğiz. İşgal, grev, direnişlerle kazanacağız. Tüm işçi-emekçileri de bu mücadeleye omuz vermeye davet ediyoruz. Ücretli kölelik düzenini yıkmak, insanca yaşayacağımız ve çalışacağımız bir düzen kurmak için birleşelim!”