Bizimle iletişime geçin

Güncel

İşçi Emekçi Birliği: Mücadele Kazanacak, İBB’de Emekçiler İşe Geri Dönecek

Yayınlandı

on

FZE5bEZXoAEMPeG

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, AKP iktidarının da hedef göstermesiyle, pek çok belediye çalışanını güvenlik soruşturması bahanesiyle kod 42 ile işten atmıştı. İşten atılan işçiler bir araya gelerek İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde direnişe başladı. İşçilerin işe geri dönmek için başlattıkları mücadele günlerdir sürerken, İşçi Emekçi Birliği de mücadele eden işçilerin yanında olduklarına dair açıklama yayınladı.

 

Açıklamanın tam metni:

 

MÜCADELE KAZANACAK

İBB’DE EMEKÇİLER İŞE GERİ DÖNECEK!

 

İstanbul’da büyükşehir belediyesini kaybeden AKP, belediye üzerindeki siyasal mücadelesini uzun süredir belediye çalışanlarına yönelik suç isnatlarıyla sürdürüyordu. Bu saldırının bir yansıması olarak süren AKP İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu arasındaki polemik, birçok belediye çalışanını zan altında bırakmıştı. İçişleri Bakanlığı’nın belediye çalışanları özelinde sürdürdüğü güvenlik soruşturması neticesinde elliye yakın emekçi İBB tarafından belediyedeki işlerinden atıldılar.

 

Güvenlik soruşturmasının 2016’dan sonra içerik ve esasları değiştirilmiş, iktidar blokunun devlet içerisinde örgütlenmesini kolaylaştıracak bir araç haline gelmiş ve özellikle muhalif, sol-sosyalist kimliğe sahip kişileri tasfiye edecek, eşit muamele ve çalışma hakkından mahrum bırakacak biçimde kullanılmıştır. Bu süreçte güvenlik soruşturmalarının sonuçları büyük oranda iktidarın ihtiyaç duyduğu biçimde düzenlenen sübjektif kriterlerce belirlenmiştir. Böylece birçok kişi, haklarında kesinleşmiş karar ve arşiv kaydı olmasa bile hem kamu görevlerinden hem de hayatlarını sürdürebilecekleri geçim araçlarından uzaklaştırılmıştır. Dolayısıyla KHK’lar ve güvenlik soruşturmaları, iktidarın toplumsal muhalefete saldırma ve sindirme yöntemlerinden biri haline gelmiştir.

 

İçişleri Bakanı ile polemiklerinde çalışanlardan yana tutum alır görünen İBB başkanı ve yönetimi, üzerlerindeki baskıyı hafifletmek için bakanlığın örtük talimatına uymuş, haksız bir biçimde ve siyasi saiklerle “sakıncalı” ilan ettiği belediye çalışanlarının işlerine son vermiştir. Üstelik İBB bu yolu, iktidarın hedefi haline gelen emekçilerin işlerinde kalmaları ve savunulmaları İBB komisyonlarının kararlarıyla mümkün olmasına rağmen tercih etmiştir. Güvenlik soruşturmalarının adalet ve kamu yararı gözetmeyen motivasyonlarla iktidarın elinde bir sopa olduğu ve bu doğrultuda kullanıldığı açıkken, İBB yönetimi daha önceki açıklamaların aksine İçişleri’ne uygun hareket etmiş, iktidarın söylem ve pratiğini yeniden üretmiştir.

 

Ancak mesele, İBB yönetiminin iktidarın söylem ve pratiğini yeniden üreterek muhalifleri yok etme tavrından fazlasıdır. Madalyonun diğer yüzünde emekçilerin baskı altında fazla mesai yaptığı, fazla mesai ücretlerini alamadıkları, yaşanan haksızlıklara itiraz ettiklerinde işten çıkarıldıkları ya da istifaya zorlandıkları, kısacası kapitalizmin artık uzmanlaştığı sömürü yöntemleriyle karşılaşıyoruz. Ayrıca, işten atma sürecinde emekçilere neredeyse bir tebliğde bulunulmaması, SGK’ya emekçilerin hak almalarını ve işsizlik maaşından faydalanmalarını engelleyen işten çıkış kodları bildirilmesi İBB ve bağlı kurumların süreci art niyetle yönettiğini göstermektedir. Her koşulda toplumsal muhalefetten destek almak için halkçı söylemleri ön plana çıkartan, adalet ve liyakatten dem vuran kurumların iç yüzünde kapitalizmin bildik sömürü çarklarının döndüğünü görmekteyiz.

 

Bu koşullarda, İBB’nin yoğun emek sömürüsü motivasyonuyla hareket etmede, haklarını vermeden emekçileri işten çıkarmada, emek ve demokrasiden yana olan emekçileri kamu kurumlarından tasfiye etmede sergilediği pratik, İçişleri Bakanı’nın da İBB Başkanı’nın da bağlı bulundukları burjuva ittifakların işçi sınıfı düşmanlığında ortaklaştığını, yerel yönetimlerin mevcut burjuva sınırlar içerisinde el değiştirmesinin emekçiler açısından esasta bir değişikliğe sebep olmadığını göstermektedir.

 

İBB’nin bu tutumuna devam etmesi halinde daha fazla sayıda emekçinin işine son verilmesi muhtemeldir. İBB’deki işçi kıyımının, emeklerine ve haklarına sahip çıkanların kamu kurum ve kuruluşlarından “ihraç” edilmelerinin önünde yalnızca direnen emekçilerin örgütlü gücü durabilecektir. Bu nedenle, bizler İşçi Emekçi Birliği olarak, İBB direnişçisi emekçilerin taleplerinin karşılanması ve işten atılan tüm emekçilerin işlerine iade edilmesi için sürdürdükleri haklı mücadelelerinde onlarla birlikteyiz.

 

Mücadele Eden Emekçiler Mutlaka Kazanacak!

Güncel

Sendikal tazminat ödemeyen PilenPak patronunun banka hesabına haciz kondu

Yayınlandı

on

pilebn

Manisa’da, ulusal ve uluslararası patates cipsi ve çikolata markasının paketlerinin üretildiği PilenPak Ambalaj’da çalışan işçiler, iki yıldan uzun süredir Türk-İş’e bağlı Basın-İş sendikası öncülüğünde devam eden ve 149 işçinin işten çıkarılmasına karşı yürüttükleri sendikal mücadelelerinde 15 gün önce greve çıkmıştı

İzmir’deki iş mahkemeleri, işçilerin sendikalı oldukları için işten çıkarıldıklarına karar verdi. Ancak işveren, işçilerin sendikal tazminatını mahkeme kararına rağmen ödemedi. Bunun üzerine işçiler, icra takibi başlattı. İşveren icra talebine itiraz etti. Sendikal tazminatları ödenmeyen 11 işçinin ayrı ayrı açtıkları davalarda mahkemeler, işverenin itirazını haksız buldu. Mahkemeler ayrıca, sendikal tazminat hakkını ödemeyen işvereni ayrıca yüzde 20 oranında tazminatla cezalandırdı.

Mahkemelerin her bir işçi için aldığı karara göre PilenPak patronunun banka hesabına haciz konuldu. Basın-İş Genel Başkanı Savaş Nigar, fabrika önünde grevde olan işçilerle birlikte yaptığı açıklamada “Sendikal mücadele içerisinde, PilenPak işvereninin yapmış olduğu baskılardan bir tanesinin de bu olduğunu düşünüyoruz. Biz bundan sonraki süreçte, üyelerimizle birlikte kazanana kadar mücadelemizi devam ettireceğiz.” ifadelerini kullandı. 

Continue Reading

Güncel

Tez Koop İş, CarrefourSA’nın %58’lik taslağına imza attı

Yayınlandı

on

carrefour em

Yürürlük süresi 1 Ocak 2024 – 31 Aralık 2026 olan toplu iş sözleşmesine göre, tüm ücretlere birinci yıl için yüzde 58 artış yapıldı. Ücret zammının ardından, aylık çıplak ücretlere kıdeme göre 350 ila 1450 lira arasında kıdem zammı eklenmesi kararlaştırıldı.

Bu şekilde, kıdemleri dikkate alınarak zam yapılan işçilerin alacağı oran %61 ve %69 arasında oluyor. Bununla birlikte, çalışanlara 120 günlük ücretleri tutarında toplam 4 ikramiye verilecek.

Sözleşmeye ilişkin açıklama yapan Tez Koop İş Genel Sekreteri Hakan Bozkurt, sözleşmede yer alan yan hakları açıkladı:

– Her işçiye her ay 100 lira gıda yardımı
– Yakacak, izin, bayram yardımlarında %80-%100
– Evlilik, doğum, ölüm, eğitim vb. sosyal yardımlarda %65-%100 zam
– Kasa tazminatı %74 artırıldı
– Meslek grubuna depo mal kabul elemanı ve forklift elemanları da eklendi
– Depo çalışanlarına verilen görev ödeneği %70 artırıldı. 

Continue Reading

Güncel

Patron kalp krizi geçiren işçi için ambulans çağırmadı, işçi hayatını kaybetti

Yayınlandı

on

flo

Olayı sosyal medya hesabından duyuran BİRTEK-Sen’in açıklaması şu şekilde:

“Şimdi size, bir işçinin organize bir cinayete nasıl kurban gittiğini, göz göre göre nasıl öldürüldüğünü anlatacağız.

Sendikamıza ulaşan ve aynı fabrikada çalışan işçi arkadaşlarının anlattığına göre, Bekir Kelleoğlu adlı işçi Urfa OSB’de bulunan FLO Ayakkabı Fabrikası’nda çalışırken yapılan haksızlığa dayanamayıp kalp krizi geçirdi ve hayatını kaybetti.

40 yaşlarında, evli ve iki çocuğu olan Bekir Kelleoğlu, FLO Ayakkabı’da usta yardımcısı ve gri yaka olarak çalışırken, kısa bir süre önce keyfi bir şekilde görevinden alınarak başka bir bölüme verildi. Üstüne bir de kendisiyle aynı pozisyonda olan kimi ustalara bir maaş ikramiye verilirken Kelleoğlu’na verilmedi. Bu haksızlıklara itiraz etti, fabrika yöneticileriyle tartıştı.

Geçen hafta, 7 Mart Perşembe günü fenalaşınca fabrikanın doktoruna çıktı. Doktor kalp krizinden şüphelendi ve hastaneye gitmesini söyledi. Ne ambulans çağırdılar ne fabrika aracıyla götürdüler. Kalp krizi geçiren işçiyi, şehir merkezinin 20 kilometre dışında olan OSB’deki fabrikadan kendi başına gönderdiler. Bekir Kelleoğlu, o haldeyken yürüyerek fabrikadan çıkıp otobüs durağına gitti. Hastaneye ulaşamadan yolda hayatını kaybetti

Bu bir cinayettir! Bu cinayetin sorumlusu FLO Ayakkabı Fabrikasının patronu ve fabrika yönetimidir. Bu cinayetten sorumlu olanlar hesap vermelidir! İşçi kardeşimizin ailesine, sevenlerine ve bütün FLO Ayakabı işçilerine başsağlığı diliyoruz. Sendikamızın konunun takipçisi olacağını ilan ederken, FLO Ayakkabı işçilerine de, işçilerin hayatına değer vermeyen bu anlayışa, bu kölelik ve cinayet düzenine karşı birleşme ve mücadele etme çağrısı yapıyoruz!”

Continue Reading

Trending