Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Gaziantep’te bir ayda 35 fabrikada işçiler direnişe geçti

Yayınlandı

on

2 SITE Twitter Facebook IHK ASIL 17

Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), sendika binasında Şubat ayı başından bu yana Başpınar OSB’de yaşanan işçi direnişleri hakkında hazırladığı raporu basına sundu. Raporda 35 direnişin talepleri ve sonuçları tek tek belirtilirken direnişler hakkına değerlendirmelerde de bulunuldu.

 

Gaziantep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde (OSB), ilki 2 Şubat’ta Zafer Tekstil’de, sonuncusu 9 Mart’ta Kevser Halı’da yaşanan, 31’i tekstil işkolunda olmak üzere, toplamda 35 fabrikada zam talebiyle direnişler yaşandı. Toplamda 13 bine yakın işçinin çalıştığı bu fabrikaların büyük çoğunluğunda işçilerin tamamı direnişlere katıldı ve direnişler sırasında bu fabrikalarda üretim tamamen durdu. Yaklaşık 40 güne yayılan bu işçi eylemleri, 1996’da 20 bin işçinin katılımıyla gerçekleşen ve bir ay süren Ünaldı Dokuma İşçileri Direnişi ve 2012’de 6 Fabrikada toplam 5 bin tekstil işçisinin katıldığı ve 10 gün süren Başpınar Grevi’nden bu yana Antep’te yaşanan en büyük işçi eylemeleri oldu.

 

Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN), sendika binasında Şubat ayı başından bu yana Başpınar OSB’de yaşanan işçi direnişleri hakkında hazırladığı raporu basına sundu.

 

BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in sunduğu raporda 35 direnişin talepleri ve sonuçları tek tek belirtilirken direnişler hakkına değerlendirmelerde de bulunuldu.

 

Öne çıkan sonuçlar şöyle:

  • 35 fabrikada 13 bine yakın işçi direnişe geçti.
  • Eylemlerin olduğu fabrikalarda işçilerin büyük bir bölümü eylemlere katıldı.
  • İş bırakmanın olmadığı ancak işçilerin birleşip işyeri yönetimine baskı yaptığı, bunun sonucunda ücretlerinde iyileştirmeler ya da iyileştirme sözü aldığı fabrikalar da oldu.
  • Yapılan eylemlerin bir kısmı üç gün sürerken bir kısmı bir gün, bir kısmı bir kaç saat sürdü. Bu eylemlerin sonucunda işçilerin çok büyük bölümünün ücretlerinde artış sağlandı, zam oranları yenilendi.
  • Eylemler, ücretlere yapılan zamların, temel tüketim ürünlerine gelen zamlar ve hayat pahalılığı karşısında yetersiz kalması sebebiyle ortaya çıktı.
  • Ocak ayı ortasında yaşanan kar yağışı sırasında OSB’de yaşananlar; yollar kapandığı için işçiler 16, 20 ve 24 saat çalıştırılması, işe gidilemeyen ve elektrik kesintisi yaşanan günlerin ücretlerinin kesilmesi de bu tepkinin açığa çıkmasında etkili oldu. Bu, istisnasız her eylemin ortak özelliğiydi ve basında da yer buldu.
  • İşçiler, eylem kararı alırken, iş durdurarak eyleme geçerken ya da eylem sırasında içlerinden temsilciler seçme, komiteler kurma, eylemin seyrine göre hareket etme ve ortak karar alma konusunda oldukça yetersiz kaldı.
  • İş bırakan işçiler kendiliğinden eyleme çıktı, örgütsüzlük ve dağınıklığın yarattığı koşullarla hareket etti. Bunun başlıca sebeplerinden biri, başta tekstil işkolunda olmak üzere sendikal bürokrasinin işçiler arasında yarattığı güvensizlik ve işçilerin kurduğu birliğin sendikalar tarafından tahrip edilişi. Yalnız bir fabrikada, Boyar Kimya’da Öz İplik İş sendikası örgütlüydü ve burada da işçiler sendikaya rağmen eylem başlattı.
  • Başta Olay Medya ve Ayıntap Gazetesi gibi gazeteler olmak üzere, yerel basın çoğunlukla işçilerin haklı mücadelesini, “Başpınar’a darbe vurma girişimi”, “Provokatörlerin oyununa geliyorlar” diyerek hedef gösterdi. Birkaç istisna mecra hariç yerel gazetelerin emek düşmanı bu tutumunun aksine ulusal basında işçilerin bu direnişleri ve talepleri daha çok yer buldu.
  • Patronlar, ağız birliği yapmışçasına eyleme çıkan her işçiye, “Bir kuruş fazlasını vermeyiz, beğenen çalışsın, beğenmeyen çalışmasın” dedi. Örneğin Gürteks işçileri iş durdurduğunda, Şireci patronu Gürteks patronuyla fabrikada toplantı halindeydi. Örneğin Boyar Kimya patronu işçilere “Bana kalsa size zam veririm ama diğer patronlarla ortak karar aldık, veremem” diyordu fabrika önünde.
  • Eylemlerine son vermeleri için işçiler üzerinde baskı kuran polisler, özellikle eylemlerin ikinci haftasından itibaren, fabrika dışında bekleyen işçileri trafiği engelledikleri gerekçesiyle fabrikaya sokmaya çalıştı. Özkaplan Halı Fabrikası önünde bekleyen işçilere, üst düzey bir kamu görevlisi, verilen ücretin asgari ücretten yüksek olduğu, kabul etmeleri gerektiğini söyledi. Angora Halı önünde ise polisler patronun muhasebeciliğine soyunarak, verilen ücreti kabul etmeyen işçilerin ismini toplamaya çalıştı.
  • Sendikacılık faaliyetini yerine getiren, işçilerin eylemine desteğe giden BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, Boyar Kimya ve Özkaplan Halı fabrikalarının önünden patronların şikayeti gerekçe gösterilerek ifadeye götürüldü. Üstelik bu, hakkında gözaltı ya da yakalama kararı olmadığı halde, rızası dışında zorla götürülerek, fabrika önünden bilinçli şekilde uzaklaştırma amacıyla gerçekleşti. Mehmet Türkmen, 7 gün üst üste 7 farklı patronun şikayetiyle karakola ifade vermeye gitti.

(Kaynak: Sendika.org)

 

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending