Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Diyarbakır’da DEDAŞ işçileri işten çıkarmalara karşı şirket önünde eylem yaptı

Yayınlandı

on

dedas

Çalışma koşullarının düzeltilmesi, daha iyi bir ücret zammı ve sendikal haklarının tanınması için eyleme geçen DEDAŞ işçileri geçtiğimiz günlerde işten atılmıştı. DİSK/Enerji-Sen üyesi işçiler şirket binası önünde “Atılan işçiler geri alınsın” pankartı açarak eylem yaptı.

 

İşçiler geçtiğimiz günlerde 6 ilde iş bırakmışlardı. DEDAŞ patronu bunun üzerine 300 işçiyi tazminatsız şekilde işten attı. İşçiler Diyarbakır’da eylemlerine devam ediyor. 

DEDAŞ işçileri bugün yaptıkları açıklamada “Ağır ve tehlikeli bir iş kolu olan enerji sektöründe işçiler her gün sömürülmekte ve her geçen gün artan enflasyon ve zamlar karşısında işverenin verdiği üç kuruş para ile geçinmeye çalışmaktadır. Ölümle burun buruna çalışan DEDAŞ enerji işçilerine işveren, ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor” dediler.

 

“Bizim emeğimize ve çocuklarımızın ekmeğine uzanan eller hem hukuk karşısında hem kamuoyu vicdanında suçludur. Biz bu suçun işlenmesine izin vermeyeceğiz. Sonuna kadar emeğimize sahip çıkacağız. Direne direne hep birlikte kazanacağız” ifadelerini kullanan işçilerin açıklamasının tamamı şu şekilde:

 

“Dicle Elektrik ve bünyesindeki taşeron şirketler Yonca Elektrik, Dicle Kök Enerji’nin faaliyet gösterdiği iller içerisinde yer alan Diyarbakır ve Urfa illerinde geçtiğimiz günlerde anayasal hakları olan sendikalı olma hakkını kullanan DEDAŞ enerji işçileri,  düşük ücret ve kötü çalışma koşullarını protesto etmek için acil işler haricindeki işleri kısa süreli iş bırakarak alkışlı protesto etmişlerdi.  İnsanca yaşamak istiyoruz diyen enerji işçilerinden 200’ e yakın işçi, işveren tarafından hukuksuz bir şekilde 49 kodu ile tazminatsız bir şekilde toplu işten çıkardı. SGK çıkış kodu 49 tam olarak “İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi” anlamına gelir. Ortada işçi arkadaşlarımızdan yana böyle bir kasıt olmamasına karşın işveren tarafından bir uyarı da yoktur.

 

DEDAŞ’ta YONCA adı ortaklığı işletmesinde sendikamızın bine yakın üyeye ulaşması sonucunda yetkiye başvurmaya hazırlanırken işverenin enerji işçilerini gece yarısı işten atması ve hala işçilerin işçine son vermeye devam etmesi, enerji işçileri sendikaya üye olmasın diye farklı iş kollarında göstermesi ve buna son ek olarak da dün gece itibariyle Yonca işletmesinde çalışan arkadaşlarımızı Dicle Köke geçirmesi, işverenin hukuka aykırı davrandığının ve suç işlediğinin aleni göstergesidir.

 

Ağır ve tehlikeli bir iş kolu olan enerji sektöründe işçiler her gün sömürülmekte ve her geçen gün artan enflasyon ve zamlar karşısında işverenin verdiği üç kuruş para ile geçinmeye çalışmaktadır. Ölümle burun buruna çalışan DEDAŞ enerji işçilerine işveren, ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor.

 

Buradan bir kez daha söylüyoruz;

 

Alınteri için, çocuklarının geleceği için mücadele eden, işlerine son verilen enerji işçileri derhal işe geri alınsın. İşçilerin anayasal hakkı olan ve kanunlarla güvence altına alınan sendika seçme ve üye olma haklarına müdahale etmekten vazgeçilsin.

 

Bu kavga ekmek kavgasıdır. Bizim emeğimize ve çocuklarımızın ekmeğine uzanan eller hem hukuk karşısında hem kamuoyu vicdanında suçludur. Biz bu suçun işlenmesine izin vermeyeceğiz. Sonuna kadar emeğimize sahip çıkacağız. Direne direne hep birlikte kazanacağız!”

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending