Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası, DİSK Tekstil’in 27 Nisan tarihinde SML Etiket’te imzalamış olduğu sözleşme hakkında “Yine İhanet Yine DİSK Tekstil” başlığı ile açıklamalarını paylaştı.

Yayınlandı

on

181211008 1914523958699900 2721895165054322995 n

“YİNE İHANET YİNE DİSK TEKSTİL!

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası olarak uzun süredir SML etiket fabrikasında örgütlenme çalışması yürütüyoruz.

Bizler Disk Tekstil’in sendikal faaliyet yürüttüğünü öğrendiğimiz andan itibaren kendi sendikal çalışmamızı sollandırdık. Üyelerimizi DİSK Tekstile üyeliğini gerçekleştirdik. Bu süreç içerisinde yetkiyi alan DİSK Tekstil örgütlenme sürecini artık mahkeme duvarlarına sıkıştırdı. SML Etiket yöneticileri işçilere baskı yaparak üyelikten istifalarını gerçekleştirdi. Üyelikten istifa etmeyen kişileri ise hukuksuz bir şekilde işten çıkarttı. Bu zamana kadar 50’den fazla üyesi işten çıkartılan DİSK Tekstil sendikası hiç bir üyesine sahip çıkmayarak fabrika yönetimine bir söz dahi söylemedi.

28 Ocak günü SML Etiket fabrikası 3 üyemizle birlikte 22 işçiyi işten çıkarttı. 17 işçi DİSK TEKSTİL üyesiydi. Aynı şekilde ses çıkartmadan bir kenarda durdu onunla da yetinmeyerek işçileri suçladı.

Bizler ise üyelerimiz ile birlikte aldığımız karar gereğince fabrika önünde 3 Şubat tarihinde direnişe geçerek 89. gündür mücadelemizi sürdürüyoruz. SML Etiket fabrikası hiç bir şekilde DİSK Tekstili muhatap olmazken, üyelerimiz ile birlikte SML’nin üretim yaptığı firmalar olan ZARA, H&M, DECATHLON, TOMMY ve MANGO gibi firmaların bulunduğu AVM’ler, Mağaza önünde eylemler gerçekleştirdik. Genel müdürlükleri önlerine gittik. Bu eylemlerden markaların rahatsızlık duymasından sonra SML Etiket DİSK Tekstil ile görüşmeye başladı. Görüşme boyunca içeride hiç bir üyesine sözleşme içerisinde geçecek olan maddeleri söylemedi. SML Etiket yöneticileri ile kapalı kapılar ardında sözleşme maddeleri konuşuldu.

DİSK Tekstil açıklamasında “61 maddelik sözleşmemizi imzaladık” diyerek haber gerçekleştiriyor. Bu 61 maddenin hiç birinden işçileri haberleri yok. Üstüne üstlük ikramiyesiz 3 yıllık sözleşmeye imza atılmış. Bu sözleşme SML Etiket işçilerinin iradesi hiçe sayılarak yapılmıştır. İşçilerin birliğini kurmak örgütlülüğünü oluşturmak gibi amaç gütmemektedirler. İşçilerden gelecek aidat hesapları yapılarak masa başında SML Etiket işçileri satıldı. Ortada imzalanan bir sözleşme var sendikada sözleşme içeriği hakkında işçilere açıklama yapmayarak, “Bayramdan sonra açıklama yapacaklarını” ifade ediyorlar.

DİSK Tekstil SML Etiket’te imzalamış olduğu sözleşme ihanet sözleşmesidir. Kapı önünde direnen işçileri görmezden gelerek, atılan kendi üyelerini işe geri aldırmamak için bir çaba dahi göstermeyerek sözleşmeyi imzalamıştır.

-Bu ihanetçi anlaşıya karşı Devrimci Sınıf Sendikacılığı anlayışı etrafında örgütlenmeye mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz.

-İşçilere hiç bir şekilde söz yetki karar tanımayan anlayışa karşı söz-yetki karar anlayışını örgütlemeye devam edeceğiz.

-Kapalı kapılar arında işçileri satarak, sözleşmeler imzalayan anlayışa karşı işçilerin birliğini örgütlülüğünü oluşturmaya örgütlenmeye devam edeceğiz.

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası olarak SML Etiket patronundan, yöneticilerinden ve üretim yaptığı firmalardan hesap sormaya devam edeceğiz. Sözde pandemi önlemi gerekçesi ile yasaklanmaya çalışılan, saldırıya uğrayan direnişimizi fırsata çeviren SML Etiket (SML Turkey) yöneticileri ve DİSK Tekstil hiç bir şey yapmadan duracağımızı sanıyor ise yanılıyorlar. İmzalamış olduğunuz ihanet sözleşmesinin hesabını SML Etiket işçilerine vereceksiniz.

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası İstanbul temsilciliği “

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending