Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

“Devrimci, birleşik, siyasal sınıf hareketi” için İşçi-Emekçi Birliği kuruldu

Yayınlandı

on

IMG 20220315 125759 085 scaled

Siyasi parti, emek örgütü ve sendikalardan bir araya gelen 19 örgüt; “Devrimci, birleşik, siyasal sınıf hareketi” için yola çıktı, İşçi-Emekçi Birliği’nin kuruluşunu İstanbul’da gerçekleştirilen basın toplantısında ilan etti.

Basın toplantısı saat 12.00’de Şişli’deki Elektrik Mühendisleri Odası binasında gerçekleşti. Tüm imzacı kurumlar adına ortak basın açıklaması okundu.

Açıklamada, güncel ekonomik kriz koşulları altında sermaye ve emekçi kesimleri arasında giderek derinleşmekte olan uçuruma işaret edildi. Bu durumun ülke genelindeki işçi sınıfında farklı biçimlerde direnişler oluşturduğu ifade edilerek; kendiliğinden, örgütsüz olarak gelişen bu direnişlerin kazanımla sonuçlanabilmesi için “ortak bir çabanın zorunluluk olarak görüldüğü” belirtildi.

Ayrıca açıklamada yer alan 9 maddede, İşçi-Emekçi Birliği’nin ülkede başlayan işçi direnişlerine katkıda bulunmak için nasıl yöntemler izleyeceği de belirtildi.

Siyasi parti, emek örgütü ve sendikalardan bir araya gelen 19 örgütün imzaladığı ortak basın açıklaması şu şekilde:

DEVRİMCİ, BİRLEŞİK SİYASAL SINIF HAREKETİ İÇİN YOLA ÇIKIYORUZ!
İŞÇİLER EMEKÇİLER BİRLEŞECEK SERMAYEYİ YENECEK!

“Tüm dünyada olduğu gibi bu topraklarda da kapitalist sistemin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal, siyasi, ideolojik krizin yarattığı tabloya karşı, işçiler, emekçiler başta olmak üzere toplumun geniş kesimleri hoşnutsuzluklarını daha yaygın biçimde dışa vurmaya başladılar. Önemli bir kısmı sınıfın kendiliğinden tepkisinin ürünü olan işçi direnişleri, sokak eylemleri, fiili grev ve işgallere her gün yenileri ekleniyor. Yaşananlar emperyalist- kapitalist sistemin yapısal sorunu olan krizlerin bir sonucudur. Sermayedarlar karlarını artırmak için kendi krizlerin faturasını işçi ve emekçilere kesiyorlar. İşçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarını her geçen gün ağırlaştıran saldırıları devreye sokuyorlar. Servet ve sefalet arasındaki uçurum derinleşirken bir yandan da toplumsal hoşnutsuzluk artıyor. Bu tablonun bir sonucu olarak yaşanan sınıf ve kitle eylemleri bugün için güçlü örgütlülüklerden ve kapitalist sistemi hedef alan bir eksenden yoksun. İhtiyaç olan ise sınıfın kendiliğinden eylemlerini örgütlü, bilinçli ve tüm sorunların kaynağı olan kapitalist sisteme yönelten kanallar yaratmaktır.

Uzun zamandır, kapitalist sistemin krizini tespit eden ve işçi-emekçilerin, yoksul halkın direniş eğilimini açığa çıkartmaya çalışan devrimci-sosyalist güçler için yaşananlar bir sürpriz olmadı.

Bununla birlikte bizler; kapitalist sömürü düzeninin yarattığı tüm sorunların ancak işçi sınıfının sermayenin karşısına örgütlü bir güç olarak çıkmasıyla aşılabileceğinin mümkün olduğunu biliyoruz. İşçi sınıfı ve emekçilerin açığa çıkan hoşnutsuzluğunun ve eylemlerinin sınıf mücadelesini güçlendirecek bir dinamiğe dönüştürülmesi çabasının tüm devrimci, ilerici güçleri bekleyen temel bir görev olarak görüyoruz. Çeşitli vesilelerle bu doğrultuda attığımız adımları güçlendirmek, daha ileri taşımak görev ve sorumluluğu bizlerin omuzlarındadır. İşçi ve emekçilerin devrimci, siyasal, birleşik hareketini yaratmak geleceği kazanmak için bir ihtiyaçtan çok zorunluluk olarak karşımızda duruyor. Ancak böyle bir perspektifle işçi ve emekçilerin hoşnutsuzluğunu sınıfsal bir eksene ve sınıfsal taraflaşmaya oturtabiliriz. Mevcut direniş ve grevlerin de işçi sınıfı adına kazanımla sonuçlanması ve tüm direniş odaklarını birleştirici bir eksene dönüşmesi de böylesi bir çabayla mümkündür.

 

Sınıflar mücadelesinin nihai çıkarlarını merkeze alan güçler olarak, işçi ve emekçilerin dağınık, örgütsüz, kendiliğinden eylemini bilinçli ve örgütlü bir zemine kavuşturmak için ortak çabayı bir zorunluluk olarak görüyoruz. Süren ve gelişmesi muhtemel olan işçi direnişlerinin kazanımlarla sonuçlanması için kolektif bir akıl ve çaba ile müdahale etmeyi gerekli buluyoruz.

Bu arayışa zemin oluşturacak bir çerçeve ve tutum oluşturmanın ve buna dair bazı başlıklar çıkartmanın, mücadelenin ileri taşınmasında kritik bir öneme sahip olduğu düşüncesi ile imzacı kurumlar olarak; aşağıdaki maddelerde mutabık kaldığımızı, buna uygun bir hareketle sürece müdahalelerimizi şekillendireceğimizi beyan ediyoruz.

 

1- İşçi ve emekçilerin tabana dayalı devrimci, siyasal, birleşik insiyatifini ve mücadele hattını geliştirmeyi esas alıyoruz.

 

2- İşçi sınıfı ve emekçilerin her türlü eylemine yön verecek öncü kuşağının gelişip serpilmesini için birleşik bir çabayı ortaya koymayı esas alıyoruz.

 

3- İşçi sınıfını kuşatan milliyetçilik, şovenizm, cinsiyetçilik başta olmak üzere sınıfın birliğini parçalayan her türlü gerici ideolojiye karşı mücadeleyi, sınıf bilinci ve kimliğini geliştirmek için esas alıyoruz.

 

4- İşçi sınıfının çok azının sendikalı vb. olduğu, olanların da tabana dayalı insiyatifinin zayıf ve yetersiz olduğu zeminlerin gelişen sınıf hareketi ve direnişleri taşıyamadığı ortadadır. Bu anlamıyla sınıf mücadelesinin sadece yasal sınırlarla ve mevcut araçlarla sınırlandırılmadığı, fiili-meşru mücadele çizgisini öne çıkaran bir anlayışla hareket etmeyi esas alıyoruz.

 

5- Sendikalar önemli ölçüde işçi sınıfının öz örgütlülükleri olmaktan uzaklaşmıştır. Bir çok sendikaya hakim bürokratik anlayışların misyonu işçi ve emekçileri sermaye adına kontrol altında tutmak ve sömürü çarklarının kusursuz dönmesini sağlamaktır. İşçi sınıfının öz örgütü olan sendikalara hakim bürokratik anlayışların aşılması ancak taban inisiyatifinin geliştirilmesi ile mümkündür. İşçi sınıfının tüm mücadele örgütleri ve araçlarının gerçek misyonuna kavuşması için işçi örgütlerinde işçilerin temsiliyetini sağlamayı esas alıyoruz.

 

6- Sınıf mücadelesini merkezine alan tüm örgütlenmeleri destekler ve bu örgütlenmeler arasında dayanışma ve ortak mücadeleyi öne çıkartıyoruz.

 

7- Her ne kadar direnişler ekonomik taleplerle başlasa da egemenler her direnişe siyasal olarak yaklaşmakta, buna göre konum almaktadır. Bu anlamda direnişlerin politikleştirilmesini, kazanımla sonuçlanmasının en önemli noktalarından biri olarak görüyoruz.

 

8- Her direnişi kendi özgünlüğünde değerlendirerek politikleştirmeye çalışmak, direnişleri tekil direnişler olmaktan çıkarmak ve genelleştirmek ortak hedeftir.

 

9- Direnişlerde işçilerin özne olduğu, söz, yetki, kararın işçilerde olduğu bir tarzı ortaya koymanın, işçilerin kararlılığını, sınıf ve mücadele bilincini, arttırmanın temel noktalarından biri olarak kabul ediyoruz.

İmzacı kurumlar arasındaki bu ilkelere bağlı olarak;

 

*Direnişler arasında bağ kurar, sınıf dayanışmasını geliştirmek için yollar bulur, direnişlerin koordinasyonunu sağlamaya çalışır.

 

*Var olan direnişlerin kazanması hedefi ile hareket ederken, sınıf içerisindeki yeni örgütlenmeleri desteklemek ve sınıf çıkarları doğrultusunda yön vermek konusunda ortak hareket eder.

 

*Burada imzacı olan yapılar arasında dayanışma ve kolektif aklı geliştirme esastır. Örgütlenme ve direnişlerin olduğu fabrikalarda, işyerlerinde etkin olan tüm kurumlar buna uygun hareket eder.

 

*İmzacı kurumlar sınıf mücadelesinin öne çıkardığı, güncel sorunlara yönelik de müdahale etmeyi, birlikte kampanya, basın açıklaması, etkinlik vb. yapmayı hedefler.

 

Mücadeleyi büyütmek ve birleştirmek adına belirtilen ilkeler ve hedefler doğrultusunda bu mücadeleye katkı sunacak ve katılacak herkese çağrımızdır!“

 

İmzacı Kurumlar:

 

4. Vardiya İşçi Dayanışması

Birleşik İşçi Hareketi

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu

Birleşik İşçi Kurultayı

Birleşik İşçi Zemini (BİZ)

DEV TEKSTİL

Devrimci İşçiler

Dostluk ve Kültür Derneği (DKDER)

Emekçi Hareket Partisi (EHP)

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP)

İstanbul KHK’lılar Platformu

İşçinin Kendi Partisi (İKEP)

İşçi Hareketi Koordinasyonu

Kaldıraç

Komünist İşçi Hareketi (Söz ve Eylem Dergisi)

Kırmızı Gazete

Proleter Devrimci Duruş

Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP)

Tüm Otomotiv Metal İşçileri Sendikası (TOMİS)

Yeni Dünya İçin Çağrı

Okumaya devam et
Yorum için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending