Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Baldur işçileri grevi sonlandırır sonlandırmaz fabrikaya Özçelik-İş girdi

Yayınlandı

on

2 SITE IHK Kopyasi 9

Gebze’de bulunan Baldur Süspansiyon’da işten atılan işçilerin başlattığı direniş 335. günde, TİS hakkı için başlatılan grev 281. günde sona ermişti. Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlenme çalışması sürdüren işçilerin grevinin bitişinin üzerinden daha bir hafta geçmeden Özçelik-İş Sendikası fabrikaya girdi.

Bugün öğle saatlerinde Özçelik-İş Sendikası Gebze Şubesinden fabrikaya gelindiğini ifade eden işçiler, “Bugün Özçelik-İş sendikası yetkilileri, ‘281 gün mücadele ettiniz sizleri kutluyorum’ diyerek söze başladı. Pazar günü işçilerin alınarak sendikaya götürüleceğini, üye yapılacağını hatta taslak üzerine konuşulacağı söylendi. Biz Baldur işçileri olarak Birleşik Metal İş’i getirmek üzere uzun soluklu bir mücadele verdik. Patron, ‘bu sendika olmasın’ diyerek bizi başka sendikaya zorladı. Buna karşı da mücadele ettik. Ama şimdi bir sendika daha direniş bitmeden 1 hafta sonra elini, kolunu sallayarak fabrikaya giriyorsa, o sendikadan işçiye yarar olur mu?” diye sordu.

“PATRON ÖZÇELİK-İŞ’E ZORLUYOR”

Direniş sonucunda sendikal, kıdem ve ihbar haklarını kazanan işçiler ise, “Biz en başta ifade ettik: Sendikamız giremediği için içimiz buruk. Dile kolay 335 günlük bir mücadele verdik. Sendikamızı da yakın zamanda ziyaret ederek Baldur işçileri olarak plaket verdik. Bugün de direniş bitmiş olmasına rağmen Mitsuba işçilerine destek olmaya gidiyoruz. Bu direniş ve grev bize sınıf mücadelesinin ne olduğunu anlamamızı sağladı. Biz sadece sendika için değil, Birleşik Metal-İş olması için de mücadele ettik. Patron daha öncesinde de Türk Metal’e, şimdi de Özçelik-İş’e zorluyor” dedi.

Özçelik-İş Sendikası bizim bu mücadelemizin ardından nasıl da fabrikaya girebiliyor diye soran işçiler, “Çok açık ki patron işçinin hakkını arayan Birleşik Metal-İş’i değil, çağırdığında geleceği Özçelik-İş’i tercih etmiştir. Biz çoğunlukta olmamıza rağmen sendikamızla oturmayan Baldur patronları, Özçelik-İş yetkililerini içeri almış. Özçelik-İş Baldur’da değil de bileğinin hakkıyla, işçilerin mücadelesiyle herhangi bir fabrikada yetki alsaydı, biz mutlu olurduk. Çünkü bizim için en kötü sendika sendikasızlıktan iyidir. Ama en kötü sendikanın bile yapmayacağı bir şeyi yaparak, daha direnişin duygusu bitmeden patronla işbirliği halinde sendikanın gelmesini işçilerin, vicdanı olanların takdirine sunuyorum” dedi.

“ÖZÇELİK-İŞ’İN HIZI PES DEDİRTTİ”

“Sendikal dayanışma bu mu?” diye soran işçiler, “Gerçekten işçileri düşünecek bir sendika, hak arayan bir sendika olsa patrona, ‘Biz işçilerin ekmeğinin büyümesini istiyoruz. İşçiler Birleşik Metal-İş’e gitmiş, gündem olmuş, Baldur artık Birleşik Metal-İş’le anılmış bizim girmemiz sınıf mücadelesine yakışmaz’ derdi. Birleşik Metal-İş’i işaret ederek doğru olanı yapmalıydı. Ama Özçelik-İş sendikası bugün fabrikaya girebildi. Böylesine girmiş bir sendika patronun iki dudağa arasında kalacak bir sendikadır. Üyelik yapılmış da olabilir. Baldur, Birleşik Metal örgütlenemedi diye sendikasız kalmayacaktı günün birinde gerçekten işçilerin iradesiyle sendika girseydi yine olabilirdi ama Baldur ve Özçelik-İş sendikasının hızı pes dedirtti” dedi.

 

Özçelik-İş Gebze Şube Başkanı Şerafettin Koç ise “Birleşik Metalİş’in anlaşarak grevi bitirdiğini biliyoruz. İçerdeki arkadaşlar e-Devlet üzerinden bizlere üye oldular. Görevli arkadaşlar da fabrikaya giderek sadece durumu öğrenmek istedi. Şimdilik diyebileceğimiz bu” açıklamasını yaptı. (Gebze/EVRENSEL)

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending