
Şuan ki içerisinde bulunduğumuz ekonomik krizin etkisini her yerde görüyor,duyuyor, yaşıyoruz.10 milyon işçi asgari ücret ile geçinmeye çalışıyor. 8 milyona yakın ise işsiz mevcut. Her gün iş aramak zorunda kalan insanların yaşam mücadelesi çok ağır bir duruma dönüşmektedir.
Şuan ki içerisinde bulunduğumuz ekonomik krizin etkisini her yerde görüyor,duyuyor, yaşıyoruz.10 milyon işçi asgari ücret ile geçinmeye çalışıyor. 8 milyona yakın ise işsiz mevcut. Her gün iş aramak zorunda kalan insanların yaşam mücadelesi çok ağır bir duruma dönüşmektedir. Küçülmeye giden firmalar işçi çıkarıyor bunu da bahane ediyor. İşçiler fabrikalarda, atölyelerde her gün çıkarılma korkusu işsizlik korkusu ile yaşam sürmektedir. Küçük bir hataları yüzünden çıkarılıyorlar. Tazminatlarına göz dikiliyor.
Asgari ücret görüşmeleri başladı. Asgari ücret ile geçinmek imkansız bir halde. Her gün zam üstüne zam geliyor emekçilerin ek gelir elde etmekten ve mesai yapmaktan başka şansı kalmıyor. Enflasyon oranında ki dev artış işçinin aleyhine işliyor. Emekçileri bu kötü koşullar yüzünden intihar etmeye kadar ciddi bir yere varıyor. Geçinemiyoruz deyip kendini belediyenin önünde yakan işçiler var. İşçiler kendilerine güvenmelidir. Biz olmadan bir üretim olamıyorsa bir emek yaratamıyorsalar kendimize inanmalıyız. Hakkımızı aramalıyız. Kendi iş yerlerimizde birlik olmalıyız çünkü birlik olduktan sonra haklarımızı konuşmak ve çözüm yollarına gitmekten geçmelidir. Sendikanın sigortamız gibi bir güvence olduğunu unutmayalım. Biz bu hakkımızı mücadele ederek aldık ve yine mücadele ederek alabilir bu birlikteliğimizi güçlendirebiliriz. Bir çok işveren konkordato ilan etmiş durumda. Ama yalnızca patronların borçları siliniyor bizi de her gün borçlandırıyor geçim sıkıntısı ile baş başa bırakıyorlar. Çok fazla emek veriyoruz ama karşılığını alamıyoruz. Zar zor geçinen biz emekçilere sefaleti gösterenler, bu gidişata kader diyorlar. Biz böyle bir kaderi kabul etmiyoruz hepimizin kaderi üretimden aldığımız gücümü ile yönetmek.