Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Urfa’da Disk-Tekstil üyesi işçiler işten çıkarılmalarına karşı direnişe başlıyor

Yayınlandı

on

ugur tektil site

Urfa’da işten çıkarılan DİSK Tekstil üyesi Uğur Tekstil işçileri direnişe başlama kararı aldı. Sendikanın genel merkez tarafından görevden alınan Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen ile toplantı yapan işçiler, hem patrona hem de Mehmet Türkmen’i görevden alan ve işçilere sahip çıkmayan DİSK Tekstil’e büyük tepki gösterdi.

İşçiler pazartesi gününden itibaren fabrika önünde işe geri alınma talebiyle direnişe başlama kararı alırken dünden daha fazla mücadele etmenin önemine vurgu yaptı. Toplantıda konuşan Mehmet Türkmen, “Dün karşımızda fabrika yönetimi vardı. Bugün aynı zamanda karşımızda onunla işbirliği yaparak sendika üyesi işçileri yüz üstü bırakan bir sendika yönetimi var. Hem patrona hem de bu sendikal anlayışa karşı birliğimizi korumak zorundayız” dedi.

 

“ÖDENEN BEDEL BOŞA GİTMESİN”

Uğur Tekstil’de 100 sendika üyesi işçi 18 Kasım günü patron tarafından sendika başkan vekili ile tartıştıkları gerekçesiyle fabrikadan jandarma zoruyla çıkarılmış, aynı günün akşamında da işçilere mesaj yoluyla işten çıkarıldıkları bildirilmişti. Eski DİSK Tekstil Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen de aynı gün görevden alındığını öğrendiğini duyurmuştu. Dün işçilerle Mehmet Türkmen bir araya geldi. Toplantıda konuşan Türkmen görevden alınmasına ilişkin olarak, “Benim sendikanın genel başkanıyla alacak verecek davam yok. Kişisel husumetim de yok. Ben Uğur Tekstil işçisinden habersiz sözleşme yapmasınlar, işçilerin iradesi çiğnemesinler diye bu görevden atılmayı göze aldım. Ben bu bedeli ödedim siz de bir sürü bedel ödediniz, bu boşa gitmesin. Eğer biz vazgeçersek onların yanlarına kar kalır. Ama biz birliğimizi korursak o zaman onlar kaybetmiş olur” dedi.

“PATRONLAR SEVİNMESİN, MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Türkmen, “Patronlar, ‘Uğur Tekstil işçilerini dağıttık, artık işçiler başımıza bela olmayacak’ diye sevinmesinler. Mücadele etmeye devam edeceğiz. Ben bu mücadeleye bu sendikada başlamadım burada da bitirmeyeceğim. O yüzden sizin birliğiniz sürdüğü sürece ben yine sizin yanınızdayım. Sizinle birlikte mücadele etmeye devam edeceğim“ diye konuştu.

“ESAS MESELE BİRLİĞİ KORUMAK”

Bu meselenin Urfa’daki diğer işçilerin de meselesi olduğuna vurgu yapan Türkmen, “Eğer bugün vazgeçersek sadece Uğur Tekstil’de kaybetmiş olmayacağız, Urfa organizedeki işçilerin umudunu ellerinden almasına izin vermiş olacağız. Ve biz sadece uğur tekstilde değil bundan sonra gideceğimiz fabrikalarda da aynı kölelik koşullarında çalışmaya devam etmiş olacağız. Başını kaldıran her işçiye diyecekler ki, ‘bakın Uğur Tekstil’de oldu size de aynısı olur’. Bunu yapmalarına izin vermeyeceğiz.” dedi.  Sendikanın esas olarak işçilerin birliği olduğunda önemli olduğuna değinen Türkmen, “Sendika demek sizin birliğiniz demek. ‘Biz sendikalı olduk bir sendikacı artık bizim haklarımızı savunacak bizi kurtaracak’ diye düşünmeyin.  Sendika sizin birliğiniz, sizin iradeniz demek. Siz birlik olmadığınız sürece kimse sizin için bir şey yapamaz. Bu dava sizin davanız, bu iş sizin işiniz. Bu sendika sizin sendikanız. Siz, kendi birliğinize sahip çıkıp haklarınız için mücadele edeceksiniz” diye ifade etti.

İŞÇİLER PAZARTESİ FABRİKA ÖNÜNDE DİRENİŞE BAŞLIYOR

Fabrika patronunun işçilere ‘sendika başkanvekili ile tartışmasından dolayı’ işten attığını söylemesine ilişkin de konuşan Türkmen, “Düne kadar fabrikayı kapatan, sendikalı diye işçileri işten atan, hâlâ sendikanın yetkisine itirazını geri çekmeyen, ‘Ben bu sendikayı buraya sokmam’ diyen fabrikanın müdürü ‘işçiler nasıl olur da sendika başkanına hesap sorar’ diyerek işçileri işten atıyor. Sana mı düştü derdi? Sendika başkanvekili ile yürüttüğünüz tartışmadan dolayı sizi kapı dışarı etmesi en başta işçilere yapılan bir hakarettir ve suçtur. Jandarma zoruyla sizi çıkarmış olmaları ayrıca utanılacak bir durumdur” dedi.

Pazartesi günü fabrika önünde başlayacak olan direnişe dair fabrikanın kapanma sürecindeki mücadele deneyimini hatırlatan Türkmen, “Bir şeyi yaşayarak öğrendiniz. Biz birlik olursak, biz direnirsek bu haksızlıklara son veririz ve istediğimizi alırız. Bunu yapmadık mı bir kere? O zaman bir kere daha yapacağız arkadaşlar. Dünden daha örgütlü daha güçlü bir şekilde pazartesi günü o fabrikanın önüne gideceğiz. Diyeceğiz ki ya bu işçilerin hepsi işe geri alınır, bu haksızlık son bulur ya da bu fabrikanın önünden ayrılmayacağız” diye konuştu.

“HEM PATRONA HEM DE BU SENDİKAL ANLAYIŞA KARŞI MÜCADELE”

Mehmet Türkmen, “Bugün benim bu sendikada görevden alınmamın sebebi sadece genel başkanın ihaneti değil aynı zamanda buradaki patronların, valiliğin bizi istememesidir. Çünkü diyorlar ki eğer Uğur Tekstil işçileri başarılı olursa bu bütün fabrikalara örnek olacak. Dün karşımızda fabrika yönetimi vardı. Bugün aynı zamanda karşımızda onunla işbirliği yaparak sendika üyesi işçileri yüz üstü bırakan bir sendika yönetimi var. Hem patrona hem de bu sendikal anlayışa karşı birliğimizi korumak zorundayız” dedi.

Dün olduğu gibi bugün de işçilerle birlikte kararlar alacaklarını söyleyen Türkmen, “Kimsenin bize gölge etmesine izin vermeyeceğiz. İhanetlere izin vermeyeceğiz. İşçilerin yönettiği, işçilerin karar aldığı bir sendikal örgütlenmeyi bu bölgede kuracağız” ifadelerini kullandı.

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending