Bizimle iletişime geçin

Açıklama

TİS Sürecinde Söz-Yetki-Karar İşçilere Metal İşçisinin Hakkı En Az Yüzde 43 Zam

Yayınlandı

on

photo5846127768000116495

130 bin metal işçisinin beklediği 2021-2023 MESS grup toplu iş sözleşme sürecine çok az kaldı. Görüşmeler eylül ayında başlayacak. Metal işçilerinin hak ettiği zammı alabilmesi iyi bir hazırlık sürecinin örgütlenmesinden geçiyor. İşçilerin kendi yarınını başkasının eline bırakmadan harekete geçmesi gerekiyor. Gebze İşçi Hareketi Koordinasyonu olarak bu TİS sürecinde “Metal işçisi ne yapmalı?” sorusunun peşindeyiz. Haklarını bugüne kadar mücadelesiyle kazanan işçilerin, yine kendi inisiyatifiyle zafer kazanabileceğini biliyoruz.

 

Tüm pandemi süreci boyunca fabrikalarda işçiler harıl harıl çalıştı. Krizin ve pandeminin yükü patronların değil işçilerin omuzlarında kaldı. Patronlar kısa çalışma ödenekleri, ücretsiz izinlerle işçilerin bir kısmının “masrafından” kurtuldu. Diğer yandan ise İŞKUR’dan alınan işçilerin kadroya geçiş şartları zorlaştırıldı. İşçiler karın tokluğuna, her geçen gün açlık sınırının altına doğru gerileyen asgari ücretle çalıştırıldı. Patronlar üretimi böyle sürdürdü. Sanayide patronların kârı 5.5 kat arttı. Otomotiv devleri kâr üstüne kâr açıklamaya devam ediyor. Öyle ki bu yılın Ocak-Mart ayları arasında otomotiv satışları yüzde 73 arttı, bu doğrultuda otomotiv şirketleri öz kaynaklarını yüzde 29 artırdı.

 

İşçiler yoksullukla günlerini geçirdi, enflasyon maaşları daha cebe girmeden eritti. Tüm bu süreç boyunca metal işçisinin ekmeği küçüldü, patronlar ise aynı edebiyatı anlatmaya devam etti: “Kriz ve pandemi bizi çok sıkıştırdı.” Gerçeklerin farkındayız. Zammı ve hakları pazarlıkla kırpmak için MESS hazırlıklarını yapıyor. Patronlar cebini doldururken işçinin ürettiğini işçiden çalmaya hazırlanıyor.

 

1. Neden Yüzde 43 Zam?

Gebze İşçi Hareketi Koordinasyonu olarak 2021-2023’ü kapsayan TİS’te metal işçisine yapılacak zammın en az yüzde 43 olması gerektiğini ilan ediyoruz. Krizin, pandeminin ve her gün eriyen maaşların karşılığında daha azını metal işçisine dayatmak, yoksulluğu işçilere dayatmak anlamına gelir.

 

  • Temel gıda ürünlerine son iki yılda yüzde 70 zam yapıldı.
  • Elektriğe son iki yılda yüzde 47 zam yapıldı.
  • Doğalgaza son iki yılda yüzde 53 zam yapıldı.
  • TÜİK’in açıkladığı son iki yıldaki yüzde 28’lik enflasyonun aksine gerçek enflasyon yüzde 35-40 aralığındadır.
  • Ülkede açlık sınırı 2825 TL. Açlık sınırı, sefalettir. Açlık sınırı üzerinden zam konuşulamaz. Düşük zamları bu sınır üzerinden dayatacak tüm taraflara geri adım attırmak metal işçisinin görevidir.
  • 2019-2021 TİS’inde alınan yüzde 25’lik zam enflasyon ile birlikte çoktan eridi. İşçilerin alım gücü düştü.
  • Önümüzdeki iki yıllık süreçte ülke ekonomisinin şahlanacağını işaret eden tek bir gösterge yoktur. Konfederasyonların açıkladığına göre 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının ortalaması 9061 TL’dir. Enflasyon oranları, yoksulluk sınırı, otomotiv sektöründeki patronların karı göz önüne alındığında metal işçisinin hakkı en az yüzde 43 zamdır. 
  • 2019 yılı girişli metal işçisinin ortalama maaşı 4500 TL ise yüzde 43 zam ile en düşük maaş 6435 TL olmalıdır.
  • Tüm sosyal haklara en az yüzde 50 zam metal işçisinin hakkıdır.
  • Resmi tatil ve bayram mesailerinde yüzde 200 zam metal işçisinin hakkıdır.

 

 

2. TİS’i Beklemeyelim, Bugünden Harekete Geçelim

Kocaeli / Gebze metal sektörünün çatısı. Yıllardır o fabrikalarda sendikalar var. İşçiler her türlü baskıya rağmen örgütlüler. Bu direnç ve başarı işçilerindir. Ancak beklemek ve yarınımız için dümeni başkalarının eline bırakmak da en büyük hata olarak yazılacaktır. Metal işçileri örgütlü olduğu sendikaların TİS taslaklarını beklememeli. Metal işçileri önlerine konacak zam oranına “evet” demek zorunda olmamalı. Bunları yapabilmenin koşulu, işçilerin kendi tartışma ve karar alma süreçlerini örgütlemesinden geçer. Metal işçileri bugüne kadar çok deneyim biriktirdi. Baskı da olsa grevler de yasaklansa şalter patronun değil işçinin elinde. 2015 metal fırtınasını yaratan metal işçileri, 2021 TİS’inde de kazanabilir. Hareket ve mücadele, zaferi işçilere getirebilir.

 

 

3. TİS Sürecinde Söz-Yetki-Karar İşçilere

İşçiler patronların “verebileceği” zam oranına mahkum değil. Her gün üreten ve emeğini satan milyonlarca işçi, o patronlara fabrika dolusu sermaye kazandırdığının farkında. İşçiler konfederasyonların sunduğu taslaklardaki zam oranlarına mahkum değil. Bu taslaklar hazırlanırken de sadece fabrikalardaki iş yeri temsilcilerinin değerlendirmeleri ya da işçilerin eline tutuşturulan anketler yeterli değil. Tüm işçilerin fikirlerini dile getirebildiği, birlikte tartışabildiği “Metalde TİS” komiteleri fabrika fabrika bugünden kurulmalı. Bu komitelerden çıkan kararların, her fabrika ile birleşmesi ve ortaklaştırılması sağlanmalı. Patrona, MESS’e ve sendikalara adım attırabilecek tek güç, inisiyatif alan ve kararlarına sahip çıkan işçiler olacaktır.

 

MESS ile masaya Türk Metal, Birleşik Metal ve Çelik-İş oturacak. Sendikalara düşen işçilerin karar alma süreçlerinin önünü açmaktır. Sözleşme öncesi verilen sözler, çekilen restler MESS masasında unutulmamalıdır. İhanet sözleşmeleri ve metal işçilerinin masada satılması sadece tarihe “kara” olarak yazılıp geçip gitmez. Her TİS sürecinde kaybedilen haklar, sadece metal işçilerinin değil tüm işçilerin yarınını sermayeye peşkeş çekmektir.

 

Gerçek bir TİS süreci için söz-yetki-karar metal işçisinin olmalıdır.

 

Patronların boş fabrika binaları, elektrikle dönen makinaları işçi sınıfı olmadan üretsin de görelim! Metal işçisi gücünün, birliğinin, örgütlülüğünün mutlaka peşinden gitmelidir.

 

Gebze İşçi Hareketi Koordinasyonu olarak tüm metal işçilerinin inisiyatifi ile bu süreci göğüsleyebileceğini biliyoruz. Bulunduğumuz her yerde, her fabrikada tüm imkanlarımız ile metal işçilerinin karar alma süreçlerinin sonuna kadar arkasında olacağız.

MESS’in Dayatmaları, İhanet Sözleşmeleri Çöpe!
Söz-Yetki-Karar İşçilere!

Yaşasın Metal İşçilerinin Birliği!

 

Gebze İşçi Hareketi Koordinasyonu

 

Okumaya devam et
Yorum için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Açıklama

Emeğimiz azami ise ücretimiz asgari olmayacak, bu gidişi birliğimiz bozacak

Yayınlandı

on

ss

Asgari ücretin tespiti için görüşmeler başladı. İşçiler asgari ücretin ne kadar olacağını beklerken, patronların istediği ise ücretlerin açlık sınırında bir rakam olması. Patronlara göre işçilerin istediği seviyede ücretler artarsa ekonomi daha da kötü olur. Piyasalar dengesizleşir, işsizlik artar. Çünkü aynı gemideyiz. 

 

Oysa TÜİK’in rakamlarına göre açlık sınırı 10 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 33 bin TL’yi geçmiş durumda. Rakamlar ortadayken çalışma süreleri 10-12 saatin altına düşmüyor. Ömrümüzü çalışarak geçirelim ama ücretlerimiz hep açlık sınırının bir tık üzerinde olsun. Bunu nasıl kabul edelim?

 

Seçimin ardından dolardaki artış, freni patlamış kamyon gibi hızla yükseldi. 24 TL seviyelerine geldi. Sokaktaki çocuk bile bunun mutfağa, kiraya, benzine, ilaca nasıl yansıyacağını söylüyor. TİM Başkanı Mustafa Gültepe gibi patron temsilcileri ise gözümüzün içine bakarak yalan söylüyor. İşverenlere teşvikler, destekler dolar ile olurken işçinin zammını dolar etkilememeliymiş. Patronların iktidardan beklentisi bu.

 

Ama en büyük korkuları böylesi zamanlarda işçilerin birlik olması. Bu yüzden ücretleri düşük, koşulları sert tutmaya çalışıyorlar. Çünkü işçiler birliğini kurmadıkça bu düzen böyle devam edebilecek. Onlara yanıldıklarını gösterelim. Emekçiler, işçiler bu asgari ücret düzenine mahkum olmayacak diyelim. Her iş yerinde işçilerle, sendikalarımızla birliğimizi kuralım. İşçi Hareketi Koordinasyonu ile hiçbir işçi asla yalnız yürümeyecek.

 

İşçi Hareketi Koordinasyonu
Mağaza Market-Sen

İnşaat-Sen

Continue Reading

Açıklama

İşten çıkarma koşulsuz yasaklanmalı. Çalışamayan tüm işçilere en az aylık 8500 TL işsizlik ödeneği!

Yayınlandı

on

quake

İşten çıkarma koşulsuz yasaklanmalı. Çalışamayan tüm işçilere en az aylık 8500 TL işsizlik ödeneği!

 

İktidar depremin ardından ancak 2 hafta sonra bölgede işten çıkarma yasağı, kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortasına ilişkin tedbirler açıkladı. Bu iki hafta boyunca yaşanan hak gaspları görmezden gelinirken alınan tedbirler işçilerin haklarını gözetmekte de tamamiyle yetersiz.

Bu Oyunu Daha Önce de İzledik

Patronların pandemide getirilen işten çıkarma yasağı ve kısa çalışma ödeneğini nasıl kendi lehlerine kullandığını görmüştük. Uydurma gerekçeler üreterek işçileri Kod 29 ile işten attılar. İşçilerin kıdem tazminatlarına bu şekilde el koydular. İş yerlerinde sendikalaşmayı bu kodları kullanarak engellediler. Yeni yayınlanan KHK de bu düzenlemenin aynısı.

Yasağın caydırıcılığı yetersiz. Patronların yasağı kötüye kullanmasını engellemek için yalnızca idari para cezası öngörülüyor. Üstelik Kod 29 benzeri keyfi uygulamaların önü tamamen açık. OHAL kapsamında grev yasakları “resmi güvence” altına alınıyor. Süreç boyunca sendikaların yetki alması engelleniyor. Toplu sözleşmeler de askıya alındı.

Çalışamayan işçilerin kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinden koşulsuz olarak faydalanması sağlanmıyor. Ödenek alamayan işçilere reva görülen günlük 133,44 TL nakdi ücret desteği ayda sadece 3972 TL’ye denk geliyor. Bu rakam asgari ücretin yarısından bile az.

Patronların İşçi Haklarını Yağmalamasını Durduracağız

Kısacası, deprem bölgesindeki işçilerin hakları resmi olarak patronların insafına terk ediliyor. İktidarın krizin batağına terk ettiği işçiler, şimdi de deprem enkazında terk edildi. İşçilerin patronlara ve aleyhlerine karar alan iktidara karşı haklarını savunabilmelerinin önü de OHAL adı altında kapatılıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı derhal aşağıdaki uygulamaları hayata geçirmek zorundadır:

 

  • Patronların yasağı kötüye kullanılması engellenmek için 6 Şubat 2023 itibariyle, işçinin deprem sebebiyle işe gidememesinin fesih nedeni yapılamayacağı, tazminatsız işten çıkarmanın açıkça yasaklandığı karar olarak yayınlanmalıdır.
  • 6 Şubat itibariyle yapılan tüm iş akdi fesihleri “yok hükmünde” sayılmalıdır. İşe iade ve tazminat davaları feshin “yok hükmünde” olduğu değerlendirilerek ele alınmalıdır.
  • Patronların Kod 29 ve benzeri “ahlak ve iyi niyete uymama” bahanelerini iddiaya ilişkin kanıt olmaksızın kullanarak iş akdi feshetmesi açıkça yasaklanmalıdır. Deprem nedeniyle patronun iş verememesi veya iş yerinin zarar görüp kapanması durumlarında; işçinin alması gereken ücret patron tarafından ödenemiyorsa işçi ücretlerini devlet üstlenmeli.
  • Deprem bölgesindeki tüm işçilerin sigorta günü ve prim ödemelerine bakılmaksızın kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinden yararlanması sağlanmalıdır. Kısa çalışma ve işsizlik ödeneklerinin alt sınırı asgari ücret olmalıdır.
  • İşçilerin patronlara karşı güvencesi sendikalarda örgütlenme hakkıdır. Sendikal yetki alımı, grev hakkı ve toplu iş sözleşmeleri OHAL kapsamında yasaklanamaz.
  • Depremden etkilenen işçinin şehir değiştirmesi, başka bir yerde yeniden hayat kurması gerekebilir. Bu durumda kendi isteğiyle işten ayrılma ihtiyacı doğabilir. Bu durumda da işçinin kıdem tazminatı koruma altına alınmalıdır.
  • Tüm ülkeyi etkileyen deprem tüm işçiler için meşru mazerettir. Fesih yasağı yalnızca deprem bölgesindeki işçileri değil bölgedeki arama kurtarma faaliyetlerinde gönüllü olan ve depremzede yakını olan tüm işçileri de kapsamalıdır.

Bu süreçte hak gaspına uğrayan tüm işçileri sendikalarında birleşmeye, İşçi Hareketi Koordinasyonu ile mücadele etmeye davet ediyoruz.

 

İşçi Hareketi Koordinasyonu
Mağaza Market-Sen
İnşaat-Sen
Motokurye Kargo Çalışanları Birliği

Continue Reading

Trending