Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Çorum’lu demir ustaları düşük yevmiye ile çalışmama kararı aldı

Yayınlandı

on

2 SITE IHK Kopyasi 2

Çorum’da inşaatlarda demircilik yapan ustalar, müteahhitler tarafından kendilerine verilen yevmiyeyi az bulduklarını belirterek, kendi aralarında belirledikleri rakamın altında çalışmama kararı aldı.

Emek Caddesi üzerindeki bir kahvehanede bir araya gelen demir ustaları, 200 lira taban fiyatın altında çalışmayacaklarını açıkladı. Demir ustaları, ANKA Haber Ajansı’na şunları söyledi:

 

SEDAT YILDIRIM: “Bugünün şartlarında bu yevmiyenin en az 250 lira olması lazım. Ben 120 liraya çalışırken aldığım eldiven 4 liraydı, şimdi 15 lira. Penseyi 3 liraya yaptırıyordum, önceki gün yaptırdım 10 liraya. Bugün pensenin fiyatı 280 lira, ekmeğin fiyatı 1,75 lira. Nisan ayında yevmiyeyi 200 yapalım diye çırpındım, bazıları arkamda durdu, bazıları durmadı. O gün 175 lira verdiler, 200 liranın önünü kapatmak için. 3 yıl önce sezon boyu kimse 1 yevmiye yapamadı, batmadı. Bu sene ful çalışılıyorsunuz, zengin misiniz, ‘250 liradan bir kuruş aşağıya gitmiyorum’ deyince mecbur gidilecek. Bu bina yükseliyorsa demirci, kalıpçı, betoncu, işçinin üzerinden gidiyor; hokus pokusla bina yükselmiyor. Güneşin alnında çalışan sen, yağmurun altında çalışan sen, en ağır işi yapan sen; neyi bekliyoruz ki 100 liraya çalışalım da herkes batsın en azından. İnsan insanın yanında olmadığı sürece her şey dibe doğru gider. 3 gün inşaata kimse gitmesin, yevmiye 500 milyon olur.  Müteahhit işi verirken ‘20 diyorsun’, ‘15’e yap’ diyor. Müteahhitten işin karşılığı 400 bin liralık bir daire isteyelim. Müteahhit yüzde 25 kırdı mı, sen de kır daireden yüzde 25, kırabilir misin, 5 lira düşmez. Herkes istediği paraya alır satarken biz rezilliğin içinde yüzüyoruz.”

 

ERHAN DEMİR: “Biz 23 kişi işi bıraktık; ne için, hakkımızı alamadığımız için. Sadece bizim için değil. Ahmet, Mehmet, Hasan hepimiz için bıraktık. Burada ‘biz varız’ dersek ve gidip orada çalışan olursa kişiliğinden şüphe duyarım. Biz herkesin hakkını arıyoruz. Gerekirse 4-5 gün, bir hafta çalışmayacağız. Bizim istediğimiz hakkımız. İstenen 200 lira. Biz olmasak tek başlarına çalışsınlar. Taşeronlar müteahhide bunu yansıtsın, biz de emekçi olarak arkalarında olalım. Marketten bugün bir şey alıyorsun, bir hafta sonra aynı paraya alamıyorsun.”

 

SÜLEYMAN BERKER: “Yazı çarşı ekibindenim, nisan ayından beri biz bu işe baş koyduk, uğraştık, peşimizden kimse gelmedi. 2 ay boyunca işsiz yattık. Beni götüren ekip, ‘ben olmasam seni kim götürecek’ diyor. Suriyeliler çöpten kağıt topluyor, ben de yaparım, en azından hakkımı alırım, bahçe çapalarım, ağaç budarım ama hakkımı alırım.

Adam ‘bana 200 lira ver’ diyorum, vermiyor. 7,5’ta işbaşı yaptırıyor bana, bir bardak çay içiyorum, saat 5,5’a kadar çalışıyorum. Çaymış, verme abi çayı. Belki yarın bana iş vermeyecekler. Osmancıkta iş var, ‘200 liradan aşağı gitmem’ dedim mecbur çağırdı. Çorum da 200 olsun. Osmancığa da 230 isterim.”

 

GÜNEY KAYHAN: “200 lira yevmiye veriyorum diyorsun, 130’dan kapı açıyorsun. Kolon bağlarken gördün mü, demir keserken şuraya buraya gönderip amelelik yaptırıyorsun, makasçı olmazsa usta ne iş yapacak? Acemiyim ama kolon da bağlıyorum perde de bağlıyorum.”

 

MUHARREM YILDIRIM: “3 liraya aldığımız eldiveni 15 liraya, 18 liraya satan var, bize 170 lira yevmiye teklif eden var. Yevmiyeyi 200 lira yapın çalışalım, evimize ekmek götürelim. Patronlar istemiyor, biz olmazsak patron gitsin kendi bağlasın, kendi yapsın, binayı diksin. Buradaki arkadaşlar akşama kadar 8 saat güneş altında çalışıyorum. 9 saat de çalıştıran var. Onların karar alması ile olmuyor. Bugünden itibaren 200 lira yevmiye, bunun altında da giden olmayacak.”

 

ANKA Haber ajansı/ERKAN KARACA

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending