İşçi Hareketi
Çiğli Belediyesi işçileri 7 Nisan’da greve çıkıyor
Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük zammı kabul etmeyen Çiğli Belediyesi işçileri grev kararını astı. Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube 7 Nisan’da greve çıkacaklarını duyurdu.
İzmir Çiğli Belediyesi şirketi Çibel A.Ş. ile Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube arasında süren ve 836 işçiyi kapsayan toplu sözleşme sürecinden anlaşma sağlanamayınca sendika bugün grev kararını astı. Sendika, talepleri kabul edilmezse 7 Nisan itibarıyla Çiğli’de Çibel işçilerinin greve çıkacağını duyurdu.
Kasaplar Meydanı’nda bir araya gelen işçiler, “Sadaka değil, toplu sözleşme istiyoruz”, “Hak verilmez, zafer sokakta kazanılır”, “Direne direne kazanacağız” sloganları eşliğinde Çiğli Belediyesi binası önüne yürüyüş düzenledi. Eyleme 8 No’lu Şube üyesi Karşıyaka Belediyesi Kent A.Ş. işçilerinin yanı sıra Genel-İş İzmir 3 ve 6 No’lu şube yöneticileri de destek verdi.
“GREV KARARI ALMAK KAÇINILMAZ OLDU”
Basın açıklamasını Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin okudu. Gümüştekin, kasım ayında başlayan toplu sözleşme görüşmelerinde arabulucu uyuşmazlık raporunun tebliğ edilmesiyle birlikte 7 Mart’ta da yasal grev sürecine girildiğini söyledi.
83 maddeden 68 sosyal ve ekonomik maddede anlaşma sağlanırken 15 ekonomik ve sosyal maddede anlaşma sağlanamadığı bilgisini veren Gümüştekin, “17 Mart Perşembe günü son yaptığımız görüşmede en düşük ücrete verilen zam oranı yüzde 26,75 civarında olmuş, ücret skalası yukarılara çıktıkça zam oranı da düşmüştür. Yani her bir ücretimize seyyanen zam artışı ön görülmüştür. Toplu iş sözleşme görüşmesi sonrasında yönetici, temsilci ve üyelerimizle yapmış olduğumuz görüşme ve toplantılar sonucunda verilen zam oranı kabul görmemiş, grev kararı almak ve asmak sendikamız açısından kaçınılmaz olmuştur” dedi.
“SEFALET ÜCRETLERİNE TESLİM OLMAYACAĞIZ”
Sözleşme taslağı hazırlanırken enflasyonun yüzde 20 civarında olduğunu hatırlatan Gümüştekin, “Bugün gelinen noktada enflasyon oranı yüzde 54’lere ulaşmış bulunmaktadır. Zam üstüne zam yapan AKP iktidarı yıllık enflasyonu tarihi zirveye ulaştırmayı başarmıştır. Doğal gaz, elektrik faturaları, benzin-mazot fiyatları derken iğneden ipliğe her şeye yapılan zamlarla birlikte en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamaz duruma geldik. Bu enflasyonla, bu zamlarla insanca yaşamak, ailemizi geçindirebilmek, çocuklarımızın geleceğini planlamak şöyle dursun isteklerini karşılayabilmek mümkün değildir. Her gün temel gıda maddelerine zamlar yağarken işçilere, emekçilere, emeklilere ve dar gelirlilere iktidar tarafından, hayat dar edilirken biz işçiler, yaşamın pahalı, emeğin ucuz olduğu bu düzenin karşısına ‘Bu böyle gitmez’ diyerek karşı çıkacağız ve sefalet ücretlerine teslim olmayacağız” diye konuştu.
“ENFLASYON KARŞISINDA EZİLMEDİĞİMİZ BİR ÜCRET TALEP EDİYORUZ”
Toplu sözleşme görüşmeleri devam ederken bile talep ettikleri ücret artışının enflasyonun altında kaldığını, istenilen zam oranının da bir kıymetinin kalmadığını ifade eden Gümüştekin, “Toplu sözleşmemizin bitmediği her gün, bizi ücretlerimizin eridiği ekonomik kriz ile daha fazla karşı karşıya bırakmaktadır. Zira biz işçileri kendi başına ne kadar ücret aldığımız değil, aldığımız ücretlerin, ihtiyaçlarımızı karşılamaya yetip yetmediği ilgilendirmektedir. Bu açıdan bizim için durum açık ve nettir; insanca bir yaşam için enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret talep ediyoruz. Bu bağlamda yüzde 20’lerde olan işverenin son teklifini, üyelerimizle değerlendirerek mücadeleye devam kararı almış bulunmaktayız. Sendika olarak yüzde 40 talep ediyoruz. Eğer toplu sözleşme masasında anlaşma sağlayamazsak 7 Nisan itibarıyla Çiğli’de Çibel işçileri greve çıkacaktır. Grev kararı alan işçiler; gücünü, cesaretini örgütünden, birliğinden, hayatı yeniden yaratan ellerinden almaktadır” dedi.
Açıklamanın ardından grev kararı asıldı.
EVRENSEL
İşçi Hareketi
Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!
1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.
2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.
3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.
4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.
5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.
6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir.
İşçi Hareketi
Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi
Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.
İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.
İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.
SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ
Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:
Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”
%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil.
Açıklama
Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika
Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.
Açıklama şu şekilde:
“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.
Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.
Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.
Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!
Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”
🛑 Marketler büyürken, ücretlerimiz eriyor, haklarımız gasp ediliyor. Yalnız değiliz. Haklarımız var, sendikamız Mağaza Market-Sen var!
📌Düşük Ücret Dayatmasına
📌Uzun Çalışmaya
📌MobbingeSon vermek için "Her Markete Sendika" ✅
Açıklamamız👇https://t.co/m0wFkDHRVA pic.twitter.com/S786z00K9h
— Mağaza Market-Sen (@MagazaMarketSen) February 5, 2024
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
These ’90s fashion trends are making a comeback in 2017
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
The final 6 ‘Game of Thrones’ episodes might feel like a full season
-
Analiz3 ay önce
Bakan Şimşek’i Asgari Ücret İle Yaşamaya Davet Ediyoruz
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
According to Dior Couture, this taboo fashion accessory is back
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Phillies’ Aaron Altherr makes mind-boggling barehanded play
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
The old and New Edition cast comes together to perform
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Disney’s live-action Aladdin finally finds its stars
-
İşçi Hareketi7 yıl önce
Uber and Lyft are finally available in all of New York State