Bizimle iletişime geçin

İşçi Hareketi

Çavuş tarafından darbedilen tarım işçisi Altın Erdoğan 7 aydır mahkemeyi bekliyor

Yayınlandı

on

186160

Antalya’da çavuşun uyguladığı şiddet sonucu sol gözünü kaybeden tarım işçisi Altın Erdoğan, 7 ayda üç ameliyat geçirmesine rağmen hala dava açılmadı.

Antalya’nın Serik ilçesinde 6 yıldır geçimini nar toplayıcılığı ile sağlayan 60 yaşındaki Altın Erdoğan yanında çalıştığı çavuş S.A. ve S.A’nın eşi tarafından darbedilmiş, sağ gözü görmeyen kadın uğradığı şiddet nedeniyle sol gözünü de kaybetmişti. Ekim 2020’de yaşanan olayın ardından dava hâlâ açılmadı. Evrensel’de yer alana habere göre soruşturma aşamasında olan olayın artık mahkemeye taşınmasını isteyen Altın Erdoğan, “Onlar ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Bana verilen zararın maddi karşılığı yok. Gözüm yerine gelmeyecek. Ceza almalarını istiyorum” dedi.

Sağ gözünü küçükken geçirdiği hastalık sonucu kaybeden, tansiyon hastası olduğu halde çalışmak zorunda olan 60 yaşındaki Altın Erdoğan, geçen yıl ekim ayına kadar Serik’teki bir nar bahçesinde sigortasız çalışıyordu. Çalıştığı bahçede öğle yemeklerinin kesildiğini ve sürekli “İş bitsin” baskısı yapıldığını anlatan Erdoğan, “İş bitsin diye öğle yemeğini yasakladılar. Ben tansiyon hastasıyım. Bu yüzden yemek yemem lazım, kendileri yemeğimizi kestikleri için evden getirdiklerimi yedim. Çavuş yemek yediğimde dik dik bakarak baskı kurdu. Sonra işin başına geçtim” dedi.

İşinin bitmesinin ardından serviste 30’a yakın işçinin olmasını eleştirdiğini söyleyen Erdoğan, “Maske takmadıkları konusunda uyardım. Telefonumla görüntü almaya çalışırken çavuş S.A. fark etti. Sonrasında ise yakamdan tutup tehdit etti. Telefondaki görüntüleri de zorla sildi” dedi.

Altın Erdoğan, mahallesine geldiğinde servisten inip evine doğru giderken çavuş S. A’nın azmettirmesiyle S.A’nın eşi tarafından darbedildiğini söyleyerek sol gözüne inen yumruk sonrası kanama başladığını, çavuşun araçla kendisini hastane kapısına bırakarak kimseye bir şey söylememesi konusunda tehdit ettiğini söyledi.

Altın Erdoğan 7 ayda üç ameliyat geçirdi. Gözünü kaybetti. Dördüncü ameliyatta artık takma göz operasyonu yapılacak. Altın Erdoğan, artık tek başına dışarı çıkamıyor, ev içinde eskisi gibi rahat hareket edemiyor. Hâlâ davanın başlamamasını ve kendisini darbedenlerin yaşamlarına kaldıkları yerden devam etmelerini anlayamıyor: “Dünyamı karartılar, tek başıma dışarı çıkamıyorum. Eşim emekli olduğu için sosyal yardım alamıyorum. Hastaneye gitmek için bir günlük de olsa bakıcıya ihtiyacım var. Tek maaşla geçinmek, kira ödemek kolay değil. Yoksa neden bu yaşımda bahçeye çalışmaya gideyim. Onlar ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Bana verilen zararın maddi karşılığı yok. Gözüm yerine gelmeyecek. Ceza almalarını istiyorum” dedi.

Okumaya devam et
Yorum için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İşçi Hareketi

Patronların düzeninde işsizlik çözülmez: Her iş yerinde birlik, her iş yerinde sendika!

Yayınlandı

on

mess gebze

1. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre yıllık işsizlik ayda %0,2 puan artarak %9,1 oldu. Bu oran nüfusumuzun 8 milyon 298’ine denk geliyor. Ancak ülkemizde açıklanan tek işsizlik verisi bu değil. DİSK-AR’ın bu verilere dayanarak yaptığı “geniş tanımlı işsizlik” hesaplaması da var. Bu hesaplamaya göre ise geniş tanımlı işsizlik oranı yıllık %26,5 ediyor. Bu kategori de hesaplamaya dahil edilince ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyon 453 bin kişi ediyor.

2. Ülkenin her yerindeki emekçilerin çalışma hayatına katılımına yönelik veriler neden böyle farklı farklı? Çünkü devletin kurumu olan TÜİK’i yönetenler, “iş bulma ümidini kesmiş olan” milyonlarca kişilik nüfusu bu hesaplamaya dahil etmiyor. Patronların çıkarlarına hizmet eden TÜİK’e göre ülkemizde bir insanın “işsiz” olarak sayılabilmesi için dahi “iş bulma umudunu kaybetmemiş” olması isteniyor.

3. Patronların “iş bulma umudu”ndan kast ettiği şey açık. İşsizlikle terbiye edilmiş, hakları için örgütlenmeyen bir işçi sınıfı istiyorlar. Toplumun bir kesimi sürekli işsiz kalmalı ki, işi olan işçileri patronlar hizaya getirebilsin. Patronlar istiyorlar ki, işçi uzun çalışma saatlerine alışsın. Sevdiklerine ve kendine biraz zaman ayırabildiğine şükretsin. İşini kaybetmekten korksun ki açlık sınırındaki ücretlere tamah etsin. Bu işçilerin emeğiyle ise büyük şirketler kar etsin.

4. Patron sınıfı, işçilerin çalıştıkları iş yerlerinin sahipleri. İşçilerin ürettikleri çok fazla miktardaki değere el koyarak zenginliklerini elde ediyorlar. Bu değerden işçilere çok küçük bir pay kalıyor. Onlar için en önemli şey en asgari miktarda işçi çalıştırıp, en asgari maaşları verip en azami karları elde etmek. Toplumun refahına katkıda bulunmak için değil, ancak sadece kendi karlarını korumak için milyonlarca insandan oluşan bir işsizler ordusuna ihtiyaçları var. Kapitalist düzen, böyle işliyor işte.

5. Son yıllarda tüm patronlar, bu işsizler ordusunu adeta güvence altına almak için durmaksızın çalışıyor. Tüm ülkeden sendikalaştıkları için işten çıkarılan, sarı sendikadan ayrıldığı için toplu halde işten atılan, sendikasızlıkla birlikte açlık ücretleri dayatılan işçilerin haberlerini alıyoruz. Yüksek enflasyonda alım gücümüzün düşmesini, işçi konfederasyonlarının satılmışlığını fırsat bilen patronlar krizden maksimum kar elde etmek istiyorlar.

6. Patron sınıfının bu saldırganlığına, milyonların işsizlikle burun buruna bırakılmasına karşı emekçilerin tek bir panzehiri var: O da örgütlenmek. Her fabrikada, her atölyede, her iş yerinde birlik kurmak. Sendikalaşmak, sendikal hakları için her türlü imkanı kullanarak mücadele etmek. Tıpkı bu seneki metal TİS’indeki gibi işçi sınıfı, ancak birliğini koruyarak ve örgütlülüğüne güvenerek somut kazanımlar elde edebilir. 

Continue Reading

İşçi Hareketi

Özçelik-İş Eti Alüminyum patronuyla anlaştı, direniş sona erdi

Yayınlandı

on

aluminm

Eti Alüminyum patronlarının %55’lik zam dayatmasını kabul etmeyen işçiler “%100 zam!” diyerek iş yavaşlatma eylemine başlamıştı.

İşçiler, sefalet dayatan patronların yanı sıra, ücret mücadelesinde yanlarında olmayan yetkili Özçelik-İş sendikası yönetimini de protesto etti. İşçiler, sarı sendikaya yönelik öfkesini Seydişehir’deki Özçelik-İş şubesi önüne de taşıdı.

İş yavaşlatma eylemi yapan işçiler, “açlık sınırında değil insanca geçinecek ücret” diyerek vardiyalar halinde direniş nöbetini sürdürdü.

SARI SENDİKA 1000 LİRA ARTIŞA “EVET” DEDİ

Ancak sarı Özçelik-İş sendikası yöneticileri, patronla masaya oturarak işçileri sattı. Sendika bürokratlarının patronlarla yaptığı görüşme sonucunda işçilere şu mesaj gitti:

Yaptığımız girişimler sonucunda 01.01.2024 tarihinden geçerli olmak üzere ücretlerinizde yüzde 62 oranında artış yapılması konusunda mutabakat sağlanmıştır. Protokole yönelik detaylı bilgiyi Şube Başkanı ve yöneticilerimiz sizlere aktaracaktır”

%100 zam için günler boyu direnişini sürdüren işçiler, anlaşmadan memnun değil. 

Continue Reading

Açıklama

Mağaza Market-Sen: Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika

Yayınlandı

on

images 13

Mağaza Market-Sen’in “Düşük Ücret Dayatmasına, Uzun Çalışmaya, Mobbinge Son Vermek İçin Her Markete Sendika!” başlıklı açıklaması sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

 

Açıklama şu şekilde:

 

“İşçilerin omuzlarında ekonomik krizin yükü artmaya devam ediyor. Asgari ücrete yapılan zammın ardından yeni yılda yeni zamlarda yağmur gibi geldi.

 

Market patronları yurdun dört bir yanına mağaza açmaya devam ediyor. Marketler büyürken, işçilerin ücretleri daha da düşüyor, hakları daha da tırpanlanıyor. A101, ŞOK, BİM, HAKMAR, HAPPPY CENTER… ve daha fazlası. Tüm cirolarını market işçilerinin fazla mesailerinden ve gasp ettikleri haklarından elde ediyor.

 

Bu gidişata dur demek için İstanbul başta olmak üzere, birçok yerde HER MARKETE SENDİKA diyoruz. Haklarımız var, sendikamız var. Yalnız değiliz. Patronların ağalık ve kölelik düzenine birlik olarak son verebiliriz.

 

Sen de şimdi Mağaza Market-Sen’e üye ol!


Haklarımızı patronlardan hep birlikte alalım!”

 

Continue Reading

Trending