Sağlık nasıl ki insanlar için önemli ise sağlıklı kalmak için de marketlerde bulunanlar insanların temel ihtiyaçlarını oluşturuyor. Örneğin; besin ihtiyacı. Virüsle beraber önemi artan dezenfektan, kolonya, temizlik malzeme ihtiyacı. Böyle dönemlerde market işçilerinin evden çalışması beklenemezdi. Bu yüzden market işçileri olması gerektiği gibi çalıştı. İnsanların en temel ihtiyaçlarına ulaşabilmesi için kasalarda, reyonlarda bulundu. Bu süreçte çalışması zorunlu olan her işçi gibi market işçilerinin de sağlığı düşünülmeliydi. Markete girecek kişi sayısında düzenlemeler oluşturulabilir, çalışma alanlarında ve çalışacak işçiler için çeşitli düzenlemeler getirilebilir, aşılamada öncelikler arasında yer alabilirlerdi. Ancak market işçilerinin sağlığını düşünmek sadece alışverişe gelen insanların inisiyatifine bırakıldı.
Virüsün ilk yayılmaya başladığı dönemlerde, virüsün ortasına atılan tüm sağlık emekçilerini cesaretlerinden dolayı alkışlarla karşıladık. Yine bu dönemlerde belirli saatlerde açılan market reyonlardaki rafların anında boşaldığını gördük. Marketlerde ciddi bir yığılma ile 2 saat içerisinde boşalan reyonlar… Herkes temel ihtiyaçlar dışında evlerine stoklar oluşturmaya başlamıştı. Belki 2, 3 haftada boşalacak reyonlar 1 günde bitiyordu. Şimdi böyle bir ortamı düşünürsek, şunu diyebiliriz: sağlık emekçileri ile beraber market işçileri de virüsün ortasına atılmıştı.
Her gün elde edilen kar marjının düşmesini hiçbir patron, hiçbir şirket kabul etmez. Çünkü böyle bir sistemde ayakta kalabilmenin tek yolu budur. Çarklar dönmeliydi. Peki nasıl dönecekti bu çarklar? Nasıl kar oranı sabit kalacak ya da daha çok artacaktı? Bunun bir yolu daha az işçiyle daha çok çalışma. Virüse karşı yapılan her kapanma, kısıtlama, normalleşme açıklamalarının ardından market işçileri türlü çalışma düzenleri ile karşılaştı.
Virüs psikolojik olarak halkı etkiledi, doğal olarak işçileri de etkiledi. Kapanma sürecinde mesai saatleri azalmış olsa da çalışma koşullarının psikolojik etkilerini düşünürsek sürecin işçiler için ağır geçtiğini söyleyebiliriz. Bu durumlarda market işçileri virüse karşı önlem alınmayan , güvencesiz koşullarda çalıştırıldı. Personel yetmedi, daha çok çalıştı. Virüse karşı kendi önlemini alması zorlaştı. Her normalleşme süreçlerinde market işçilerinin çalışma saatleri arttı. Mesai saatlerini aştılar. Molalarından feragat etmek zorunda kaldılar. Virüsün azaldığı dönemlerde de, arttığı dönemlerde de market işçilerinin çalışma koşulları hep en ağır şekilde seyretti.
Pandemi sürecinde hep görünen boşalan reyonlardı, görünmeyen ise market işçilerinin o koşullar altındaki emeği. Görünen, marketlerin “harca harca bitmez” sloganlarıyla halka hizmet reklamları, görünmeyen ise işçilerin çalışma koşulları. İşte tüm bu görünmeyenler market işçilerinin halka sesini duyurabilmesi sayesinde gün yüzüne çıktı.