DİSK kongresi ne yazık ki işçileri temsil etmiyor. Bu gidişatı DİSK’in bileşeni sendikalarına üye işçi kardeşlerimiz tersine çevirmek için uğraşacaktır. DİSK’te sendikal bürokrasi her yeri tutmuş işçilerin inisiyatifine geçit vermiyor.
İşçiler sağcı sarı sendikalarla solcu bürokrat sendikalar arasında tercih yapmak zorunda değildir. Sendika dediğin işçilerin yönetiminde olur. İşçilerin sözü geçerli olur. Kongre salonlarında onların ağırlığı olur. Ama bu kongrelere işçilerin katılımı bilinçli olarak engelleniyor.
Neden mi? Çünkü DİSK yöneticileri yüzünü düzen partilerine ve demokrasi mücadelesine dönmüş durumda. DİSK yönetimi için demokrasi gelsin, ülkeyi patronlar yönetse de olur anlayışı hakim. Bu çaresizlik işçi sınıfına yakışmıyor.
Seçimlerde sandıklarda oy kullanan biziz. İşyerlerinde, fabrikalarda, atölyelerde tezgah başında çalışan biziz. Bu ülkede çoğunluk biziz. Biz onlara değil, onlar bize mecbur. Bizim desteğimizi almadan düzen partileri iktidara gelemez, ana muhalefet bile olamaz.
Diyorlar ki “demokrasi için birleşelim”. Yani bizi sürekli grevleri yasaklayan, söz hakkımızı kısan, sendikal örgütlenmeyi engelleyen siyasi iktidarın uygulamalarıyla korkutuyorlar. Şunu her fırsatta ilan edelim. Biz zaten demokrasi mücadelesi için en çok bedel ödeyenleriz, size noluyor. Demokrasi en çok bize lazım, biliyoruz ve ona göre mücadele ediyoruz.
Ama unutmuyoruz. Biz ayrıyız patronlar ayrı. Bizim çıkarlarımız ayrı patronlarınki ayrı. Biz grevlerle mücadele ederiz onlar yasaklarla. Biz tüm toplum için ücret, sigorta, sosyal haklar mücadelesi veririz onlar engellemek için. Biz her fırsatta konuşuruz, anlatırız, yazarız, eyleriz, bedel öderiz onlar sesini çıkarmaz, gemisini yürütür, ihale alır, iktidarı destekler.
Unutmuyoruz kamu kaynaklarını demokrasi düşmanları yağmalarken patronlar onların ortağıydı. Unutmuyoruz ekonomik kriz biz işçilerin sırtına yüklenirken tüm patronlar karlarını üçe katladılar.
DİSK demokrasi mücadelesinin parçası olabilir. Ama işçi sınıfı mücadelesi sadece demokrasi mücadelesi değildir. Biz patronluğun olmadığı, herkesin eşit, özgür, adil yaşadığı bir ülkeyi ve dünyayı hem kendimiz hem de tüm toplum için yaratacağız. Sömürüyü kaldıracağız. Patronluğu yok edeceğiz. Baskıyı, zülmü mahkum edeceğiz. Tüm bunları yapabilmek için yaşasın işçi sınıfının birliği ve mücadelesi diyeceğiz. Patronlarla el sıkışan bir sınıf celladıyla barışmış olur.
Ana muhalefet partisinden demokratlık bekliyoruz ama sınıf mücadelesi beklentimiz yok. DİSK yöneticilerine de diyoruz ki her türden patronla ve patron temsilcisiyle birlik olma hayallerinizi ya bırakın ya da DİSK’i bırakın. Marks’ın sloganı sizin için eski sözler, bizim için ebedi isyan bayrağıdır.
İnatla, coşkuyla, bir kez daha
Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!
İŞÇİYİZ BİZ KOORDİNASYONU